Home
21 Haziran 2020 ( 51 izlenme )
Reklamlar

Tutuklu gazeteciler anlattı: Bizlere özel tecrit var


CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer, Libya’da şehit düşen MİT mensubunun cenazesine ilişkin haber yaptıkları gerekçesiyle dört aydır Silivri Cezaevi’nde tutuklu bulunan gazetecileri ziyaret etti. Oda TV Genel Yayın Yönetmeni Barış Pehlivan, Haber Müdürü Barış Terkoğlu, muhabir Hülya Kılınç, Yeniçağ gazetesi yazarı Murat Ağırel, Yeni Yaşam gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ferhat Çelik, Yazı İşleri Müdürü Aydın Keser, cezaevi koşulları ve tutukluluk durumlarını anlattı.




Cezaevlerindeki görüş yasaklarının sona ermesinin ardından Silivri Cezaevi’nde tutuklu bulunan gazeteciler aylar sonra aileleriyle görüşme imkanı buldu. CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer de gazetecileri ziyaret etti.

Utku Çakırözer; Oda TV Genel Yayın Yönetmeni Barış Pehlivan, Haber Müdürü Barış Terkoğlu ve muhabir Hülya Kılınç, Yeniçağ Gazetesi Yazarı Murat Ağırel, Yeni Yaşam Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ferhat Çelik ile Yazı İşleri Müdürü Aydın Keser ve yazar Ahmet Altan’la görüştü. Gazeteciler, Çakırözer’e salgın döneminde cezaevi koşulları ve tutukluluk durumlarına ilişkin şunları anlattı:

Odatv Haber Müdürü Barış Terkoğlu: Tutuklandığımız günden bu yana dört aydır tecrit altındayız. Eşimi üç ay sonra bugün ilk kez gördüm. Salgın nedeniyle tüm cezaevlerinde uygulanan bir tecrit var. Ama bir de bu davaya, bizlere özel bir tecrit var. Geldiğimizden beri her birimizi dört aydır tek başımıza tutuyorlar.

SAVUNMA HAKKIMIZ KISITLANIYOR

* Salgın nedeniyle avukat görüşleri açık yapılamıyor. Avukat ve müvekkil arasında paylaşılan evraklar denetime tabi. Oysa avukat görüşlerinde içerik denetimi olamaz. Bazen verdiğimiz evrakı infaz koruma görevlisi geri getiriyor. “Buna ne gerek var?” deniyor. Tartışıyoruz sonra yine gönderiyoruz. Yani savunma hakkımız kısıtlanıyor. Buna baroların itiraz etmesi gerekir.

DELİLE BİLE GEREK DUYMUYORLAR

Bu ülke için MİT gibi, Emniyet gibi kuruluşlar ne kadar gerekli ise gazetecilik ve gazeteciler de o kadar gerekli. FETÖ döneminde polis ve savcılar olmayan suçu üretirlerdi. Ahmet'in (Şık) kitabı için oraya buraya eklemeler yaparlardı bilgisayarlarda. Burada ise suçlu olmasını istedikleri kişiler için, normal sıradan bir haberine suç tanımı yapıyorlar. Delile gerek bile duymuyorlar. Benim içim rahat. Biz gazetecilik yaptık. Onlar çeşitli bahanelerle bizi içeride tutmaya çalışıyor.

Barış TerkoğluHülya Kılınç (FOTO: SÖZCÜ)

DİRENECEĞİZ VE BERAAT EDECEĞİZ

Odatv Muhabiri Hülya Kılınç: Moralim çok iyi. Çünkü haklı olduğumu biliyorum. Haksızlığa, hukuksuzluğa uğradığımı herkes biliyor. Buradan daha çok üzüldüğüm tek şey var ise o da Müyesser Yıldız'ın tutuklanması. Bizler direneceğiz ve beraat edeceğiz. Çıktığımızda da yazmaya gazeteciliğe devam edeceğiz. Bizim tarafımız doğrunun, haklının yanıdır.

MİT MENSUPLARI OLDUĞUNU BİLSEYDİK KOYMAZDIK

Odatv Genel Yayın Yönetmeni Barış Pehlivan: Şaşırma duyusunu yitirmemeye, alışmamaya çalışıyorum. Biz bu iddianameler gibisini çok gördük. Ama ‘bunlar böyle' diye bu hukuksuzluğu kabullenemeyiz. Bir fotoğraf yüzünden dört aydır tutukluyuz. Fotoğrafta siyasi parti temsilcileri ve vatandaşlar demişiz. Hayır, “Siz MİT mensuplarını fotoğrafladınız” deniliyor. Orada MİT mensupları olduğunu bilsek koymazdık. Biz zaten özen gösterdik.

O gün iki şehidimiz vardı. Biri Manisa'da diğeri Aydın'da. Bizim Manisa'da muhabirimiz olduğu için haberi yaptık. Aydın'da muhabirimiz olmadığı için yapamadık. İlle de MİT'çi ifşa etmek isteseydik Aydın'a da birini göndermez miydik? Haberi özenle yazdık. Soyadı yok, köyü yok. Buna rağmen bizi aylardır zindanda tutuyorlar.

ÜLKEM ADINA UTANIYORUM

TBMM’de biz burada kalalım diye bize özel yasa bile çıktı. Bundan ben ülkem adına utanıyorum. Tabi bu gazetecilerden ne kadar korktuklarını gösteriyor. Açıklarını çıkardığımız herkes şimdi bizim üzerimizden kendi kişisel hesaplarını görüyor. Ancak şunu da görüyoruz. AKP içinde, devlet içinde herkes bu operasyonlar hakkında olumlu düşünmüyor.

Barış Terkoğlu (FOTO: SÖZCÜ)

SORUŞTURMA SİYASİ BİR OPERASYON

Kamuoyu baştan beri bizim haksızlığa uğradığımıza inandı. FETÖ kumpaslarından olan ilk ODATV davasında 10 yıl önce biz aylarca o delillerin sahte olduğunu anlatmaya çalışmıştık. Şimdi ki soruşturmada ise bir siyasi operasyon olduğunu herkes biliyor. Biz aslında bu davayı daha şimdiden kamuoyu önünde kazandık. Nereden mi biliyorum? İşte yazdığımız kitap 300 bin satışa ulaşmış. Korsanlarını da katarsanız yüz binlerce insan okumuş.

KONUŞMAYALIM DİYE BİRER KOĞUŞ BOŞLUK BIRAKILIYOR

Bizi haksız hukuksuz içeride tuttukları sürece bizi büyütüyorlar. Bu dava bizim için onur madalyası. Türkiye'de aktörleri, savcıları hakimleri değişse de, tetikçileri değişse de hukuksuzluklar değişmiyor. Bunu görmek üzücü.

Burada bize yapılan adaletsizlik daha da ağırlaştırılarak tecrit altında tutuluyoruz. Her birimiz koğuşlarda tek kişiyiz. Neden koca koğuşta tek kişiyim? Barış Terkoğlu ile Murat Ağırel ile kalmamı neden engelliyorlar? Avlulardan birbirimizi duymayalım diye koğuşlarımızın arasına birer koğuş boşluk bırakıyorlar. Avludan sesimizi duymayalım diye.

GERÇEKLERİ ANLATARAK KUMPASI BOZACAĞIZ

Sokağa çıkma yasağı olduğunda aile yok, avukat yok. Sadece duvarlar. Biz hükümlü dahi değiliz. Ki hükümlülerin kat ve kat fazla hakları var. Bu açıkça düşmanlıktır. 24 Haziran'daki duruşmamıza kamuoyunun destek vereceğine güveniyorum. Biz o destekle bize konmak istenen bu duvarları, bu kumpasları savunmamızla, gerçekleri anlatarak bozacağız.

AKIL VE MANTIĞA AYKIRI İDDİALAR

Yeniçağ Gazetesi yazarı Murat Ağırel: İki dosyayı birleştirdiler. OdaTv, ben ve Yeni Yaşamcılar altı tutuklu sanık aynı davadayız. Ama bizim birbirimizle irtibatımız yok. HTS kayıtlarımız yok. Baz istasyonunda birbirimizin yanından dahi geçmiyoruz. İnsanın bu iddialara baktığında akıl ve mantığını yitirmesi işten bile değil.

DÜĞMEYE BASILMIŞ GİBİ TEK TEK DAVA AÇIYORLAR

Üstüne bir de tecrit uygulanıyor. İlk duruşmada 24 Haziran'da tahliye edilmemiz gerekir. Beni burada tutmak için başka davalar da açılıyor. Kitabımda belgelerini ortaya koyduğum yolsuzluklarda ismi geçenlerin hepsi İsmail Kahraman, Berat Albayrak, Bilal Erdoğan, düğmeye basılmış gibi tek tek davalar açmaya başladılar.

Murat Ağırel (FOTO: SÖZCÜ)

ENGELLEMELERİ YUKARIDAN BİRİLERİ YAPTIRIYOR

Salgın döneminde alınan tedbirler hak ve özgürlüklerimizi daha da kısıtlıyor. Normalde avukatların getirdiği savunma evrakları içerik denetiminden geçirilemez. Ama bu dönem geçiriliyor. Ve bir bölümü verilmiyor. İtiraz edip isteyince gecikmeyle alabiliyoruz. Oysa benim davam çok yakın ve o belgelere hemen ihtiyacım var. Geç ve eksik teslim edilmesi savunma hakkımızı elimizden alıyor. Bunun infaz koruma görevlilerinin bir kastı olmadığına eminim. Daha yukarıdan birileri yaptırıyor bu engellemeyi…

DİK DURMAZSAK YENİ TUTUKLAMALAR OLUR

Bizim tek ihtiyacımız var. Dışarıdaki dostlarımız sessiz kalmasın. 24'ünde duruşmaya bekliyoruz. Biz geçmişte kumpaslara direndik. Burada da direneceğiz. Yapılan yeni kumpası ortaya çıkaracağız. Eğer biz gazeteciler dik duramazsak yeni tutuklamaların olması kaçınılmazdır. Aynı ErgenekonBalyoz süreçleri gibi. Yeni algı operasyonları gelebilir.

KENDİ KENDİMLE KONUŞUR HALE GELDİM

Yeni Yaşam Gazetesi Yazı İşleri Müdürü Aydın Keser: 24 Haziran'da neyin savunmasını yapacağız ben de bilmiyorum. Sohbet hakkımız yok burada. Artık kendi kendimle konuşur hale geldim. Bu sağlıklı değil. Aynı gazeteden Ferhat Çelik’le bir arada kalma dilekçelerimize yanıt bile verilmedi. Adnan Oktarcılar bir dilekçe verse istedikleri yapılıyor.

HEPİMİZİ BİR TORBAYA KOYMA ÇABASINDALAR

İddianameye bizim gazetede çıkan haberleri koymaya utanmışlar. Çünkü kes kopyala bir haber. Kaynak belirterek yazmışız. İçinde MİT geçmiyor. İsim vesaire yok. Bundan casusluk üretiyorlar. Birlikte tutuklandığımız ve yargılanma olduğumuz isimleri tanımıyoruz. Tabi ki gazeteciliklerine saygımız var. Ama görüşlerimiz farklı. Twitter'da takip dahi etmiyorum. Onlar da bizi tanımıyor. Hepimizi bir torbaya neden koyma çabasındalar hâlâ anlamadım.

SALGIN DÖNEMİNDE SİLİVRİ CEZAEVİ’NDEN İZLENİMLER

CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer, corona virüsü salgını döneminde ziyaret ettiği Silivri Cezaevi’nde alınan önlemleri de aktardı:

* Kara yolundan cezaevine saptığınızda iki kez jandarma araması var. Cezaevi kampüsünün girişinde yine jandarma beyaz önlükler ve maskelerle görev yapıyor.

İçeride cezaevinin girişinde kayıt noktasında tüm girenlere maske ve eldiven veriliyor. Tüm aile, avukat, ya da milletvekillerinin maske ve eldiven takması zorunlu.

Görüşmeler ailelerle cam arkasından telefonla yapılıyor. Avukatlarla ise arada plastik bir örtünün olduğu kabinde telefonsuz yüz yüze yapılıyor. her görüşme sonrası görüşme kabini ve telefonlar dezenfekte ediliyor.

Aile görüşleri başladı. Ama sadece bir kişiye izin veriliyor. Ve kapalı görüş yapılıyor. Telefon görüşmeleri ise 10 dakikadan 20 dakikaya çıkarıldı.

İnfaz koruma memurlarıyla tutuklu ve hükümlülerin tek teması yemek dağıtımında oluyor.

Cezaevi içindeki infaz koruma görevlileri 15 gün aralıksız cezaevinde kalıyor. Evlerine gitmiyor. Daha sonra 15 gün evlerinde ve 15 gün de karantinada kalıyor.

Hastaneye sevkler acil durumlar dışında durmuş durumda. Gazeteler bir gün bekletilerek veriliyor.

https://www.sozcu.com.tr/2020/gundem/tutuklugazetecileranlattibizlereozeltecritvar5886549/?fbclid=IwAR1CnMZaN_WOLRHoNbzysqQfZAlxmAoIIAsM7PfKI1AK4D3zu8SnFQMNwZ0

Önerilen Videolar

Reklamlar

Bunlar da İlginizi Çekebilir

AKP'li vekil sadece bunları yaparak her ay milletvekili maaşı alıyor İsrail'le kavga bahane, ticaret şahane! Rumlardan skandal genelge: Atatürk sayfasını yırtın! Siyasilerin derdi seçim, vatandaşın derdi geçim