İlk defa 2008'de Deniz Baykal'a karşı CHP Genel Başkan adayı oldu Umut Oran. 10 yıldır CHP Genel Başkan adaylığı için adı geçiyor. 7 Haziran 2015 seçimlerine giderken Sümeyye Erdoğan'a suikast iftirasıyla sürecin en büyük kumpasına uğradı. O dönem milletvekili yapılmayarak deyim yerindeyse ortada bırakıldı. Ama yılmadı ve iftiraları boşa çıkarıp 13 tazminat davası kazandı. Aradan geçen 3 yılda kendi deyimi ile “gölge milletvekili” gibi çalışmalarını sürdürdü. Milletvekili olmadığı halde Sosyalist Enternasyonal Başkan Yardımcılığına seçilen tek siyasetçi olarak tarihe geçti. Geçtiğimiz ocak ayında, yayınladıkları Afrin karşıtı bildiriye tepki gösterip bu görevinden istifa etti. Şimdi yeniden liste dışı bırakılan Oran için herkesin merak ettiği soru şu: Oran, “Gölge milletvekilliği”ne mi devam edecek? Yoksa olası değişimde “Bakanlık”la mı taçlandırılacak?
BÜYÜK HEYECAN YARATTI
– Muharrem İnce'nin adaylığı ile CHP kurucu ayarlarına geri döndü diyebiliyor musunuz?
Ben hep şunu söyledim: CHP'nin cumhurbaşkanı adayı mutlaka partinin öz evladı olmalıdır. Partide, bir başarı hikayesi olmalı. Mutlaka parti tabanında ve sokakta karşılığı olmalı. Muharrem İnce de bu profile uyuyor. Çünkü Muharrem İnce 16 yılı parlamentoda, toplamda 30 yıl bu partiye emek vermiş, inanmış, bu parti için bedel ödemiş ve hayatını ortaya koymuş bir siyaset insanı. Muharrem İnce hem parti tabanında, hem de toplumda büyük bir motivasyon ve heyecan yarattı. Eğer genel başkan kendisi aday olsaydı toplum bu heyecanı duymazdı. Çünkü toplum bir değişim istiyordu. Yeni bir aday çıktı ve bir değişim oldu.
‘RAKİPLERİ DEĞİŞİNCE…'
– Muharrem Bey, parti lideri olmayan ve parti rozetini çıkarıp seçime giden tek isim…
Biz, “Başkanlık sistemi diktatörlüktür” dedik ve “Partili bir cumhurbaşkanı olmamalıdır” dedik. İnce ile parti genel başkanının ayrı olması o söylemimizle örtüşmüş oldu. İnce'nin toplumda yarattığı heyecan, yepyeni bir alternatif olmasının yanında, kişisel karizması ve tecrübesiyle de ilgili. O da bunu hem çok güzel değerlendiriyor, hem de iyi bir performans sergiliyor. AKP odaklı çok fazla konuşmuyor. Daha çok ne yapacağını, hayallerini anlatıyor. AKP ile ilgili de naif, biraz da mizahi bir üslupla çok kırıcı ve yıkıcı olmadan bir söylemi var. Bana göre özellikle Erdoğan'ın ezberi ve kimyası bozuldu. İki nedenle bozuldu. Bir; karşısına alıştığı rakipler çıkmadı. Alıştığı rakipler; Kemal Kılıçdaroğlu, Devlet Bahçeli, Selahattin Demirtaş'tı. Kendisi ile birlikte 6 aday var. Yani Erdoğan, 5 rakibine karşı strateji geliştirmek zorunda. Hem hücum, hem defans stratejisi. Bununla birlikte alışmış olduğu düzen bozulmuş oldu. İkincisi; İnce siyasette eski olsa da liderlikte ya da bir iddiada ya da Erdoğan'a karşı rekabette, yeni bir yüz ve farklı bir stili var. Erdoğan o stili daha çözemedi ve çözemeden de seçim bitecek, öyle görünüyor.
‘BU, VATANDAŞA HAKARET'
– Erdoğan'ın seçim vaatleri için ne diyeceksiniz?
Mars'a adeta dolmuş seferleri konulurken, tek şarjda elektrikli arabalar bin kilometre yol yaparken, Türkiye'de işsiz gençlere kıraathane açıp ücretsiz kek ısmarlamak, buzdolabından bahsetmek vatandaşa hakarettir.
– Üç seçimdir liste dışı bırakıldınız. Kırgın mısınız?
Partime yönelik eleştiri yapacaksam seçimden sonra yaparım. Ama ön seçim olsaydı, İstanbul 3. Bölgede 13 ilçenin büyük çoğunluğunda ilk 3'ün içinde yer alırdım. Birinci sırada beni talep eden ilçeler olduğunu da biliyorum. 250 bin kayıtlı üyemizle yapılan anketlerde her 3 bölgede mevcut milletvekillerinin performans değerlendirmeleri yapılırken, ben 3 yıldır milletvekili olmamama rağmen 2. ya da 3. çıkıyorum. Tabii bu aşamada bunların bir önemi yok. Sadece şunu söyleyebilirim; liste dışı kalmak benim açımdan değil ama toplum açısından sürpriz oldu.
– Sizin açınızdan neden sürpriz olmadı? Açar mısınız bunu?
Benim açımdan sürpriz; 7 Haziran'da liste dışı bırakılmam oldu. Çünkü kumpasla karşı karşıya kalmıştım ve Genel Başkan ön seçime girmeme gerek olmadığını, beni korumaya alacaklarını söylemişti. Liste dışı bırakılmayı beklemiyordum. Şimdi içimde fırtınalar kopuyor. Ama söz konusu vatan ise gerisi teferruattır. 24 Haziran'da iki seçim de çok önemli. Burada şu doğru olmadı: Bütün siyasi partiler milletvekili adayları konusunda toplumu hafife aldı. Toplumda itibarı ve karşılığı olan kişileri aday göstermediler. Bu CHP için de geçerli. Yine de iyi bir sonuç çıksın. Hepimiz bunun için çalışıyoruz.
– Seçimden sonra ekonomik öngörünüz nedir?
Erken seçimin en önemli nedenlerinin biri ekonomi. Erdoğan, seçim beyannamesinde söylediği her şeyi başkanlık referandumunda da söylemiş. Demiş ki; başkanlık gelirse terör bitecek, dolar düşecek, faiz düşecek… Cumhurbaşkanlığı süresi Kasım 2019'a uzanan birisi, neden bu yetkiyi 17 ay öncesinde bırakıp seçime gidiyor? Bu bile durumun ne kadar kötü olduğunu gösteriyor. Bugün Türkiye'de ekonomi yönetilemiyor. AKP iktidarında son hazırlanan kalkınma planında 20182023 için dolar kuru 1.97. Bugün dolar 5 TL'ye dayandı. Demek ki ciddi bir öngörü eksikliği var. Erdoğan hâlâ bunları mitinglerde söylüyor. “2023'te ekonomide ilk 10'a gireceğiz” diyor, ama buna imkan yok. Şu anda biz ilk 20'den düşmek üzereyiz. “İşsizlik yüzde 5 olacak” diyor. İşsizlik oranımız şu anda yüzde 20'lerde. Üstelik bunun içinde üniversiteli işsizler yok. Kişi başı gelir 25 bin dolar diyor. Şu anda 11 bin 500 dolarda. Bu sene belirlenen ve içinde sarayın da olduğu cumhurbaşkanlığı bütçesine bakalım: 850 milyon lira. Hesaplandı bu; saray bu yıl 1 dakika içinde 1603 lira harcamış! Asgari ücret ne kadar ülkede? 1608 lira. Asgari ücretli vatandaşın bir ayda kazandığı parayı, saray 1 dakikada harcıyor! Bu gidişat kimse için iyi değil. Erdoğan için de iyi değil. AKP'liler için de iyi değil.
https://www.sozcu.com.tr/2018/gundem/inceerdoganinayarlarinibozdu2467489/