Enflasyon her geçen gün rekor tazeleyip, hayat pahalılığı insanların cebini artarak yakmaya devam ederken, Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’dan yine iddialı bir açıklama geldi.
Erdoğan, Pazartesi günü kabine toplantısı sonrası ekonomiye ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Erdoğan, “Mevcut sıkıntıların üstesinden sabrederek geleceğiz. Önümüzdeki fırsatlar ödediğimiz bedellerden fazla. Fiyatlardaki durulma eğilimi başlamıştır. Bu durum ülkemizdeki enflasyonun küresel fiyatlarla ilgili kısmında da bir iyileşme başlayacağı anlamına gelmektedir” şeklinde konuştu.
Erdoğan enflasyonda düşüş için yeni bir tarih verdi, düşüşün 2023 yılının ilk aylarında başlayacağını dile getirdi.
Biz de İstanbul Bakırköy Meydanı’nda vatandaşa mikrofon uzattık, “Cumhurbaşkanı Erdoğan fiyatlarda durulma eğilimi başladığını, enflasyonda düşüşün ise önümüzdeki yılın ilk aylarında görüleceğini söyledi. Sizce de durulma eğilimi başladı mı, iktidar kontrol altına alabilecek mi?” diye sorduk.
Verilen yanıtlar şöyle oldu:
“FAKİRDEN ALIP ZENGİNE VERİYOR”
İskan Doğacı: “Buna ancak deliler inanabilir. Ben şahsen inanmıyorum, bu gidişle fiyatlar sürekli artar.
(Çarşıya, pazara, markete gittiğinizde fiyatları görünce şaşırıyor musunuz?)
Şaşırmamak elde değil. Herkes şaşırıyordur sadece ben değil, kime sorsanız aynı cevabı verir.
(Bütçenizi zorluyor mu?)
Herkesin bütçesini zorlar. Bir tane demet soğanın fiyatı olmuş 2025 lira, böyle bir şey olabilir mi? Bir de tarım ülkesiyiz.
(İktidar bu durumun üstesinden gelebilir mi?)
Bu gidişatla gelemez. Bu politikayla gelemez. Mevduat faizi koymuş, fakirden alıp zengine veriyor. Zengini daha da zenginleştiriyor, fakiri daha da fakirleştiriyor. İş imkanı yok, üretim yok nasıl olacak?”
“İKTİDAR DÜZELTMEK YERİNE BAŞKA ŞEYLERLE UĞRAŞIYOR”
Ali Gürbüz: “Marketteki fiyatlara baktığım zaman ürküyorum. Fiyatların çok arttığı, raydan çıktığı çok belli. Durulması için bir şey yapmak lazım, durup dururken durulmaz. Ben halkın durumuna bakıyorum hiç öyle bir şey görmüyorum. Halk perişan vaziyette. Kaldı ki burası İstanbul, daha Anadolu’su var bunun.
(Sizce iktidar bu durumu düzeltebilir mi?)
Ben çok ihtimal veremiyorum maalesef. Böyle bir gayret göremiyorum her şeyden önce. İktidar bunu düzeltmek yerine başka şeylerle uğraşıyor, başkalarını karalamakla uğraşıyor. Ancak ‘Şu bana şöyle dedi bakın ne kadar kötü’ demeye bakıyor. Bununla da herhalde ekonomi düzelmez.”
“BUNLAR GİTTİKTEN SONRA RAHATLARIZ”
Tahsin Bey: “Kesinlikle başlamadı. Daha da çok artmaya başladı fiyatlar. Bugün 5 liraya simit alıyoruz. Mazotun fiyatı belli, benzinin fiyatı belli. Aşağı gelecek dedikleri hiçbir şey aşağı gelmez. 18’den indirip 11’e düşürdükleri dolar bugün yine 18’e çıkıyorsa yıl sonunda da bu dolar 2627 olacak.
(İktidar bu durumu kontrol altına alabilir mi?)
Kesinlikle alamaz
(Neden?)
Bitti. Güven kalmadı. Bugün kime sorarsanız sorun hiçbir şekilde güven yok. Hukuk yok, adalet yok, hiçbir şey yok. Yatırımcı gelse nasıl güveni sağlayacaksın? Böyle bir ortamda yatırımcı gelmez. Her şeyin başı sensin. Yürütme, yasama, yargı her şey sensin, olmaz. Kim gelirse gelsin bunlar gittikten sonra rahatlarız.”
“AYIN 15’İNDE MAAŞ BİTİYOR”
Ahmet Altuncu: “Hiç öyle bir belirti yok. Ne emaresi var ne belirtisi.
(İktidar kontrol altına alabilir mi?)
Bu programlarla mümkün değil. Çünkü devletin yoğun harcamaları var, mümkün değil. (Emekli misiniz?) Emekliyim.
(Geçim sıkıntısı yaşıyor musunuz?)
Evet yaşıyorum. 20 yıldır emekliyim eskiden idare ediyorduk ama şimdi maaşımız 15’inde bitiyor. Ayın sonuna kadar bankalara borçlu yaşıyoruz.
(Kalan 15 gün nasıl geçiyor?)
Borçlu yaşıyoruz. Harcamaları azaltıyoruz mecburen.
(İktidar yetkililerine bir çağrınız var mı?)
Hiçbir çağrım yok. Çünkü ümit yok. Onlardan ümidi kestik.
(Neden ümit kestiniz?)
Eskiden destekliyorduk artık bitti o iş. Her şey ortada. Burada yaşayacağımız ne kadar zaman kaldı ki? Onu da sıkıntı ile yaşayınca Paris olsan ne olur, hiçbir şey fark etmez. Önemli olan güncel yaşantımız.
“TÜRKİYE BİTMİŞ DURUMDA”
Mete Dağlı: “Durulma eğilimi şu an yok. Markete gidiyorsun, bugün aldığını 2 gün sonra daha değişik bir fiyata alıyorsun. Mesela ben balıkçılık yapıyorum. 6 aydan beri denize çıkamıyorum. Çünkü mazot pahalı. Bir tonluk yakıt tanklarımız var bizim onları şimdi küçülttük. Neden küçülttük? Mazot alamıyoruz ki. Aldığımız zaman da az alıyoruz. İçinde kalıyor bu sefer de makine çalışmıyor. Türkiye bitmiş durumda.
(Balıkçılığa çıkmadığınızda geçiminizi nasıl sağlıyorsunuz?)
Emekliyim ben. 3400 lira, reis bir zam yaptı 5 bin lira olmuyor. Reis’e vereceğim 5 bin lirayı bakalım geçinebiliyor mu… İnşallah bu ay sonuna doğru bir zam yapar da bir 10 milyar; o zaman belki geçinmeye çalışırız.
(İktidar bu durumun üstesinden gelebilir mi?)
Yok canım nerede gelecek? Arada Kılıçdaroğlu bir zarf atıyor, Reis çıkıyor ‘tamam ben yapıyorum söylediklerini’ diyor. Değişen bir şey yok.
AKP’Lİ VATANDAŞTAN SERT ELEŞTİRİ
Halit Torun: “Hayır inanmıyorum. 2023’te seçim var, oy için her şey olacak.
(Seçim vaadi olarak mı görüyorsunuz bu açıklamaları?)
Tabii canım. Şimdiye kadar neredeymiş? Bütün insanlar mağdur, emekliler perişan, ev kiraları, dükkan kiraları uçmuş. Ben de AK Partiliyim eleştiriyorum, doğruyu söylüyorum. ‘3 çocuk 3 çocuk…’ Ne 3 çocuğu ya hangi parayla 3 çocuk? Ben ticaret yapıyorum iş sahibiyim. Ben kendime zor bakıyorum kardeşim! Sürekli 2530 lira benzin, mazot nereye kadar? Köylü bitmiş, çiftçi perişan.
(Desteklemeye devam edecek misiniz?)
Hayır kesinlikle.
(20 yıldır destekliyorsunuz, ilk defa bu seçimde mi desteklemeyeceksiniz?)
Bu seçimde vermeyeceğim evet.
(Ekonomik gidişattan dolayı mı?)
Gayet tabii. Ticaret yapıyoruz, önce kendimi görüyorum. Neredeydim nereye geldim. Kimdir sebebi, halk mı? Başımızdaki hükümet. CHP bastırıyor. Erdoğan düne kadar ne diyordu EYT için? ‘Oh yan gel yat yok öyle bir şey’ şimdi ise ‘çalışıyor arkadaşlarımız’ diyor. Hangisine inanacağız? Hangisi gerçek bunların? Yaşanan sıkıntılar gerçek, vaatler değil.”
“ONLARIN İŞİ KENDİ CEPLERİNİ DOLDURMAK”
Mehmet Bey: “Yok öyle bir şey. Marketlerde görebiliyoruz. Kesinlikle öyle bir şey yok, yalan.
(Fatuları ve etiketleri gördüğünüz zaman ne düşünüyorsunuz?)
Çok şey geliyor aslında ama söyleyemiyoruz. Büyük bir kesim şu anda seçimi bekliyor, ben de seçimi bekliyorum.
(İktidar düzeltebilir mi?)
İmkansız bir şey. Matematiksel olarak yapacak bir şey yok. Bu konuyla ilgili söylenecek çok şey var ama söyleyemiyoruz. Yapması çok zor. Onların işi kendi ceplerini doldurmak. Halkla hiçbir işleri yok.”
“YÜKSELİYOR, DÜŞÜŞÜ GÖRMEDİK”
Hatice Hanım: “Daha yükseliyor hiç düşüşü görmedik, onlar da uğraşıyor ama sürekli yükseliyor.
(Markete gittiğinizde ne düşünüyorsunuz?)
Yine biz iyi kötü alabiliyoruz ama çoluk çocuğu olan çok zor. Sürekli yükseliyor.
(İktidar düzeltebilir mi?)
İnşallah. Umudumuz var.
“BU SÖYLEMLERİ ARTIK MİLLET YEMİYOR”
Davut Bey: “Çarşı pazarda fiyatların nerelere geldiğini görüyoruz. Bu söylemleri artık millet yemiyor. Ben şahsen yemiyorum, benim gibi milyonların da yemediğine inanıyorum.
(İktidar düzeltebilir mi?)
İmkan yok. Yeni bir kana ihtiyaç var. Ekonomi güvenle alakalı bir şey. Güven olursa ekonomi iyi olur. Güvensizlik ortamında da ekonomi zor toparlanır. Şimdi halk çarşı pazara çıktığında ne ile karşılaştığını bildiği için görüyorsunuz sinirler tepe noktasına çıkmış. Kavga, gürültü ülkenin her yerinde var.
(Toplumda bir huzursuzluk hissediyor musunuz?)
Evet.
(Sebebi ekonomi mi?)
Evet. Ekonomi iyi olsa insanlar neden sinirlensin?”
“ŞİMDİ PAZARDAN GELİYORUM, HER ŞEY 45 MİSLİ OLMUŞ”
İsmail İnan: “Bence başlamadı. Şimdi pazardan geliyorum her şey 45 misli olmuş. Hiçbir şeye yanaşılacak gibi değil. Ne ülkemizde üretilen ne de ithal edilen.”
Sözcü