Merkezi Yönetim Bütçesi ilk iki ayda toplam 449,4 milyar TL bütçe açığı verdi. Bu açık rakamı, geçen yılın aynı döneminde verilen açığın %47,6 fazlasıdır. Mali disiplin açısından büyük öneme sahip olan faiz dışı açık da bir önceki yıla göre artarak devam etti. Faiz dışı açık, bütçede mali disiplin konusundaki kronik sıkıntının devam ettiğini göstermektedir.
Tablo 1: Temel Bütçe Verileri

Yukarıdaki tabloda en dikkat çekici gider kalemi faiz harcamalarıdır. Faiz harcamaları bir önceki yılın aynı dönemine göre %72,1 oranında artış göstermiştir. Bu ise bütçe açığının büyümesindeki en önemli faktör olmuştur.
Yeni adıyla görevlendirme giderleri, eski adıyla görev zararları yıla hızlı başladı. Elektrikte yapılan tarife düzenlemesinin etkileri henüz verilere yansımadığı için Elektrik Üretim A.Ş.’ye Bütçeden yapılan görevlendirme gideri ödemeleri devam ediyor. Aylardır niye bu kadar artıyor diye sorduğumuz Ziraat Bankasına yapılan görev zararı ödemeleri aylık bazda tarihinin en yüksek seviyesine ulaştı. Yılın ilk iki ayında sadece dört kamu kuruluşuna yapılan görev zararı ödemeleri aşağıdaki gibidir:
Elektrik Üretim A.Ş: 37 milyar 60 milyon lira.
BOTAŞ : 35 milyar lira.
Ziraat Bankası: 25 milyar 511 milyon lira.
Halk Bankası: 9 milyar 241 milyon lira.
Yılın ilk ayında, bütçedeki faiz harcamaları yatırım harcamalarını katladı. İlk iki ayda Merkezi Yönetim Bütçesinden faize 302,7 milyar lira harcanırken, toplam yatırım sadece 93,5 milyar lirada kaldı. Bütçede, personel, KÖİ ödemesi, faiz ödemesinden kesinti yapma imkanı olmayınca kesinti yapılacak en öncelikli kaynak olarak yatırımlar görülmüş.
Deprem bölgesinde, depremden etkilenenler için konut ve işyeri teslimlerine ilişkin giderleri bütçenin 7.1.90.90 tertibinde izlenmektedir. Bu tertipten yapılan ödemelere baktığımızda Ocak 2025 dönemindeki harcama tutarının sıfır olduğunu, şubat ayında ise sadece 62,7 milyon liralık bir harcama yapıldığını görmekteyiz. İki aylık dönemdeki bu harcama tutarı inanılmaz derecede düşük bir tutardır. Akla, depremzede yine mi unutuldu? Ya da bütçede tasarruf(!) denince akla ilk bu kalem mi geliyor? Türü sorular geliyor.
Türkiye son dönemde yüksek enflasyon yaşıyor. Gıda enflasyonu açısından da dünyada ön sıralarda yer alıyor. Böyle bir ortamda gıda arzının artırılması yönünde adımlar atılması, tarıma olan desteklerin yükseltilmesi gerekirken, yılın ilk iki ayında tarım ve hayvancılık için yapılan destek ödemelerinin sadece 14,7 milyar lira seviyesinde kaldığı görülmektedir. Oysa aynı dönemde faiz harcaması 302,7 milyar lira olmuştur. Faiz harcamalarının tarımsal destek tutarının 20,5 katı olduğu bir bütçe kompozisyonu sürdüğü sürece, biz dünyada gıda enflasyonunda ön sıralarda bulunmaya devam ederiz.
Gelir vergisi beyanları ağırlıklı olarak Mart ayı içinde verilecek. Bayram nedeniyle beyan süresi 2 Nisan 2025’e uzadı. Nisan ayında kurumlar vergisi beyanları verilecek. Bu iki gelir kalemi çok önemlidir. Dolayısıyla vergi ile ilgili sağlıklı değerlendirmeyi en erken Mayıs ayında yayımlanacak 2025 yılı OcakNisan dönemi gerçekleşme verilerini görünce yapabileceğiz. Bu aşamada ilk iki ayda vergi gelirlerinin bir önceki yıla göre %42,2 artış gösterdiğini, bunun da olağan sınırlar içinde olduğunu söylemekle yetinelim.
Maliye politikaları bir kuşun iki kanadı gibidir. Esas itibariyle gelir ve giderlerden oluşur. Bunlar yetmediğinde borçlanma politikaları da devreye girer. Eğer, Türkiye’de maliye politikalarında disiplin sağlanacaksa, bunun sadece gelir ve vergilerle olmayacağı artık anlaşılmalıdır.
Kamu harcamaları disipline edilmeden, kamu harcamalarında verimlilik artırılmadan, kamu ihale sisteminde şeffaflık sağlanmadan, israf ve yolsuzluğa yol açan unsurlara son verilmeden kamu maliyesinde işler yoluna girmez. Yani kamuda tasarruf olmadan, gerçek anlamda rasyonelleşme olmadan, sadece vergi odaklı yaklaşımla, mükellefin ensesinde vergi incelemesi sopası tutmakla bir yere varamayız.
Bütçe kaynaklarının, öncelikler belirlenerek en uygun yerlere, en uygun yöntemlerle aktarılması gerekir. Vergi bilinci, sadece vergilerin kimlerden, nelerden, nasıl toplandığı, kimlerden niçin toplanmadığı sorusuna cevap aramakla olmaz. Bunların yanında, ödediğimiz vergilerin, nerelere, nasıl harcandığı, kimlere ve nasıl dağıtıldığını da sorgulamayı gerektirir.
Sözcü
Artan maliyetler sonrası İstanbul’da suya yüzde 15 zam geldi29 izlenme
Fransız yazar Benard: Ermeni soykırımı yoktur79 izlenme
Bakan Bayraktar'dan ‘kalıcı yaz saati’ savunması: "Karanlık saatler azaldı"22 izlenme
Yandaş Hande Fırat'tan çarpıcı iddia: Saray ve İmralı gizli trafik yürüttü167 izlenme
Şahan Gökbakar: 'Elektrik faturasını ben sizle paylaşmaya utandım öyle diyim'40 izlenme
Türkiye işte bu halde! Örgütten ayrılan IŞİD'li: Ülkeme dönersem tutuklanırım, o yüzden Türkiye'ye gideceğim233 izlenme
Belgeleriyle: Silopi’deki araziler AKP’lilere yok pahasına verildi!210 izlenme
AKP'li Mehmet Metiner kavgayı iyice ateşledi! 'Bülent Arınç TRT’de FETÖ kadrolaşması yaptı!'97 izlenme
Türkiye’yi bekleyen büyük tehlike! Yeni göç dalgası mı geliyor?
KYK yurtları iktidara adeta para basıyor
Egemen Bağış, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı Çek Cumhuriyeti'nde karşıladı
Akbelen'deki ormanların kesilmesine karşı çıkan köylü: "Ben vatan haini değilim. Ben canımı, havamı, suyumu korumaya gittim. Ben Türk'üm, ben Atatürk çocuğuyum. Atatürk çocuğu olarak kalacağım"