Home
03 Nisan 2023 ( 28 izlenme )
Reklamlar

'Yalı Çetesi'nden Soner Yalçın çıktı


Recep Tayyip Erdoğan’ın eski özel kalem müdürü Hasan Dağcı’nın 5’li çete ile kurduğu kumpas merkezini Soner Yalçın’a tahsis ettiği anlaşıldı. '5'li çete'nin Kılıçdaroğlu ve yakın çevresine operasyon için düğmeye bastığı ortaya çıktı. Çete'nin hedefi; önce Kılıçdaroğlu'nun yakın çevresini hedef alarak Kılıçdaroğlu'nu yalnızlaştırmak...



Türkiye'nin kader seçimine sayılı günler kala halkın gözü önünde, mitinglerde, salon toplantılarında, ekranlarda süren politik mücadelenin yanında bir de derin işbirliklerinin, kirli pazarlıkların devreye girdiği bir süreç yaşanıyor. AKP döneminin rant ilişkilerinde semirmiş isimlerle, muhalifmiş gibi görünen ama Millet İttifakı içinde operasyonlara girişen bazı tartışmalı isimler tezgah altında iş tutuyor.

Sanki bir düğmeye basıldı ve Cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu ile yakın çalışma ekibine yönelik farklı merkezlerden gibi gözüken ama hepsi tek noktaya hizmet eden saldırılar başladı. Aslında bunlar bilinen isimlerdi. Farklı yerlerde duruyormuş gibi davranıyor, çıkarın oluşturduğu kaygan zeminde kolayca buluşabiliyorlardı.

Deşifre olmaları için bir işaret fişeği gerekiyordu. O işaret fişeğini Cumhuriyet Gazetesi yazarı Barış Terkoğlu attı. Adını da koydu Terkoğlu; Yalı Çetesi

Terkoğlu, Sedat Peker'in açıklamalarıyla adı gündeme gelen Hasan Dağcı'nın yalısında yapılan bir toplantıdan söz etti, hedefin Kemal Kılıçdaroğlu olduğunu yazdı.

Terkoğlu'nun yazısı büyük sarsıntı yarattı, herkes Yalı Partisi'nin katılımcılarını konuştu.

Ne diyordu yazısında Terkoğlu;

Bilmeyenler adını Sedat Peker’le duydu. Peker, "Hasan Dağcı isminde bir şahıs var, bu şahıs Cumhurbaşkanımızın eski özel kalem müdürüdür" diye onu tanıtmaya başlamıştı, "Belen İnşaat diye bir firması var. Devletten ne kadar büyük ihaleler aldığını internetten girip bulabilirsiniz (hep fahiş kârlarla)" sözleriyle devam etmişti.

Son yıllarda, hep aldığı ihalelerle haber oluyor. Aslında tam bir Erdoğan zengini. "Erdoğan zengini" diyorum, çünkü hikayesi AKP öncesine uzanıyor. Bir gazetede çalışırken, dönemin İBB Başkanı Erdoğan’la tanışması hayatını değiştirdi. Hızlı bir şekilde büyüyerek, ülkenin sayılı zenginlerden oldu. Beykoz’da görenlerin gıptayla baktığı yalıda oturmaya başladı. Yaşam tarzı "çok farklı" olsa da hep iktidarın yanında durdu. Yandaş cenahının "marjinal" bulduğu partilerle adından sosyetede söz ettirdi.

NASIL ZENGİN OLDUĞUNU ORTAYA ÇIKARMIŞTI

Kılıçdaroğlu İstanbul Belediye Başkanlığı'na aday olduğu dönemde, Dağcı’yı hedef almıştı. "Erdoğan’a soralım, kimdir Hasan Dağcı" diye söze başlamış, "Erdoğan konuşsun arkasını getiririz" diyerek devam etmişti. İki yıl sonra, Genel Başkan olunca, Erdoğan’a tekrar yüklenmişti: "Tanıyor musun Hasan Dağcı’yı, kendi özel kalem müdürü". Kılıçdaroğlu, bir cami arazisinin imar durumunun değiştirilerek rezidansa çevrildiğini, Dağcı’nın zengin edildiğini söylemişti.

"ERDOĞAN'IN ÇOK YAKIN BİR AKRABASI DA VARDI"

İşte iki ay önce, Hasan Dağcı’nın yalısındaki o yemekli toplantıyı dinledim. Toplantıda Kılıçdaroğlu’nun "beşli çete" dediği işadamları vardı. "Beşli çete"nin dışında, Türkiye’nin büyük ihalelerini alan altıncı, yedinciler de… Erdoğan’ın çok yakın bir akrabası da vardı, Dişli Ailesi’nin tanınmış bir ferdi de.

"KILIÇDAROĞLU'NUN '418 MİLYAR DOLARI ALACAĞIM' SÖZLERİ TÜYLERİ ÜRPERTİYOR"

Yalıdaki masa, "Erdoğan bir daha kazansın" istiyordu. B planı ise, Erdoğan’ın kaybetme olasılığına karşı, muhalefeti, kendilerine yumuşak geçiş yaptıracak bir alternatife zorlamaktı. Kılıçdaroğlu’nun "418 milyar doları alacağım" sözleri tüylerini ürpertiyordu.

HEDEFLERİ BELLİ..

CHP Genel Merkezi’nde konuşulan hikayeye göre, Kılıçdaroğlu ile "Yalı Partisi" önce görüşmek istemiş, reddedilmişti. Sonra CHP’ye yakın bazı aracılar devreye girmiş, buluşturmaya çalışmış, yine kabul edilmemişti. Son olarak Kılıçdaroğlu’na karşı bir operasyon devreye sokulmuştu. "Yalı Partisi"nin fonladığı kimi gazeteciler başta olmak üzere, muhalefetin takip ettiği isimler üzerinden, Kılıçdaroğlu itibarsızlaştırılmaya çalışılmıştı. Hedef, Kılıçdaroğlu’nun adaylığının önüne geçmekti.

Olmadı…

Şimdi başka bir plan devreye sokulmaya çalışılıyor!

Ülke, sadece adaylar arasında bir seçim yapmayacak.  Kırılma noktasında gideceği yönü de belirleyecek. Söylendiği gibiyse, "Yalı Partisi"nin yeni operasyonunu engellemek için, ahtapotun kollarını deşifre etmenin zamanı gelmedi mi?

Evet, Barış Terkoğlu'nun yazısı böyle. Yazı kuşkusuz çok sarsıcı  ama satır aralarında kaybolmaması gereken birkaç nokta var. AKP dönemi zengini Hasan Dağcı yalısındaki renkli partiler nedeniyle ve yaşam tarzından ötürü AKP'nin muhafazakarları tarafından uzak tutulmak isteniyordu. 

HASAN DAĞCI'NIN BOĞAZDA'Kİ PAHA BİÇİLMEZ YALISI HANGİ MUHALİF GÖRÜNÜMLÜ DERİN GAZETECİNİN KULLANIMINA AÇILMIŞTI?

Barış Terkoğlu yazısının sonunda yeni operasyonlardan söz ediyor ve ahtapotun kollarının deşifre edilmesi gerektiğini söylüyordu. Yeni operasyonda kim ne görev almıştı? Neden deşifre edilmesi gerekiyordu? Beşli, altılı, yedili çeteyi Kılıçdaroğlunun ağzından bütün Türkiye öğrendi. Peki ahtapotun kollarının diğerleri kimdi? Hasan Dağcı özel yaşam tarzından ötürü AKP'liler tarafından eleştirilince yurt dışına çıkmış, adını unutturmak istemişti. Bu süreçte Hasan Dağcı'nın boğazdaki paha biçilmez yalısı hangi muhalif görünümlü derin gazetecinin kullanımına açılmıştı? Kitapları yüzbinler satan, muhalif mahallenin ilgiyle takip ettiği bu gazeteci miydi ahtapotun kollarından biri?

SONER YALÇIN, HASAN DAĞCI'NIN YALISINDA YAŞIYOR

Odatv’nin sahibi Soner Yalçın’ın uzunca süre boğazda lüks bir yalıda yaşadığı, mangal partileri düzenleyip arkadaşlarını davet ettiği biliniyordu. Acaba Soner Yalçın'ın kendi evi olarak kullandığı yalı, Hasan Dağcı’nın yalısı mıydı? Yanıt kolay bulundu. Soner Yalçın... Evet yanlış duymadınız, Hasan Dağcı’nın yalısında yaşıyor, partiler düzenliyordu. Yakın çevresini de defalarca yalıya davet etmişti. 

ŞİMDİ O YALIDA KUMPASLAR KURULUYOR

Ahtapotun sermaye ayağı biliniyor. Muhalefete yakın gibi görünen ama Tayyip Erdoğan'ın ekmeğine yağ sürecek operasyonel haberlere imza atan gazeteci de deşifre edildi. O isim Soner Yalçın’dı. Eli sıkılığı ile tanınan Soner Yalçın yalıda gününü gün etmiş, sofralar kurup birçok ismi ağırlamıştı. Şimdi o yalıda Kılıçdaroğlu’na kumpaslar kuruluyordu.

SADAT KUMPASINDA tv100'E SİPER OLDU

CHP'nin içini karıştırmak için operasyonel haberler yapan Soner Yalçın, bu kumpasların neresindeydi? tv100 yayınında Kılıçdaroğlu’na SADAT kumpası kurulurken Soner Yalçın’ın TV100’e siper olması bu yüzden miydi?

Kaldı yandaş medyadan gözüken tetikçi sözde gazeteci ayağı... Türkiye'de son dönemde karanlık odaklarca kotarılmış ne kadar kumpas davası varsa bizzat içinde ya tanık, ya tetikçi olarak bizzat bulunan kullanışlı isim de dahil edilmeliydi tabii bu yalı çetesinin eleman listesine. Ankara'nın puslu ve kirli ilişkilerine aşina tetikçi yandaş gazeteci dünden hazırdı. 

GİZLİ PLANLARI; KILIÇDAROĞLU'NU YALNIZLAŞTIRMAK

Ahtapotun kolları Kılıçdaroğlu'na yönelik yeni kirli tezgahlar için yeniden harekete geçti. Bu plana göre, önce Kılıçdaroğlu yakın çevresi hedef alınarak yalnızlaştırılacak, son hamleyle kendisi hedef alınarak yalıda etrafı süslenen altın tepsiyle Erdoğan'a seçim armağan edilecek.

Seccade kumpasında ise Fethullahçıların ağzından konuşan isimler yeniden Kılıçdaroğlu’nun yakın çevresini hedef almış, basından sorumlu baş danışman Tuncay Özkan sorumlu tutulmuştu. KRT’nin ulaştığı Özkan, böyle bir iftar programından haberinin olmadığını, Ankara’da bakıma muhtaç derecede yataklık hasta olduğunu açıkladı. Özkan’ın hastalığı kirli planı bozmuştu. İftardan bilgisi bile yoktu.

'ETO' DİYEREK DEFALARCA HEDEF GÖSTERDİLER

Soner Yalçın'ın sahibi olduğu Odatv Kılıçdaroğlu'nun yakın çevresinden Enis Berberoğlu'nu, Tuncay Özkan'ı ve Okan Konuralp'i hedefe koyarak ve ETO (EnisTuncayOkan) diyerek defalarca haber yaptı.

ODATVFETÖ TAKTİKLERİ UYGULADI

Odatv operasyonel haberleriyle FETÖ taktikleri uygulayarak Kılıçdaroğlu’nun adaylığının önünü kesmek istiyordu; hem Kemal Kılıçdaroğlu'nu ve hem de yakın çalışma ekibini hedef alıyordu.

Yalı çetesi hemen yeni plana soyunacaktı kuşkusuz.

Terkoğlu yazısını Bernard Shaw'dan alıntıyla “Para söz konusuysa herkesin dini birdir” diye bitirmişti.  Ama son cümle şuydu:

ŞİMDİ VİCDANLARIN İÇİNİ PARANIN SATIN ALDIKLARINDAN TEMİZLEME ZAMANI.

Bakalım büyük deşifre gerçekleşecek mi? Paranın satın aldıkları isimler halkın vicdan ve adalet terazisinde sonsuza kadar mahkum olacak mı?

ARKASI YARIN...


KRT

Önerilen Videolar

Reklamlar

Bunlar da İlginizi Çekebilir

Saray, FETÖ ile barışıyor mu? Dolar bugün de yükselişte: Rezervlerdeki kayıp hızlandı! Bir "Tosuncuk" vakası daha ortaya çıktı: 300 milyon TL'lik vurgun yaptılar Fen eğitimine 25 milyon TL, imam hatibe 465 milyon TL ödenek ayırıldı!