Hükümete yakın Türkiye gazetesi yazarı Rahim Er bugün, "İdam cezasının gelmesi seçimi kazandırır" başlıklı yazısında AKP'nin 'idam vaadi' ile İstanbul'da seçimi kazanabileceğini iddia etti.
Er yazısında "YSK kararını tartışmak giderek arkada kalıyor. Bundan böyle taraflar, sahaya ve sonuca kilitlenecekler. DSP ve TKP adayları, Millet İttifakı adayı Ekrem İmamoğlu lehine adaylıktan çekildiler. Adı oldum olası saklı tutulsa da HDP zaten bu ittifakın üçüncü ortağı. Destekçilerse FETÖ ve PKK. Bu iki örgüt, belki CHP’den bile öte bir gayretle Millet İttifakı adayının kazanması için çalışıyor. Ayrıca AB ve ABD yönetimi de dolaylı biçimde aynı tarafta" iddiasında bulundu.
Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, 23 Haziran'da tekrarlanacak İstanbul seçimlerine Necdet Gökçınar'ı tekrar aday göstereceklerini açıklamasına rağmen Er,31 Mart’ta 100 bin bin oy alan SP’nin hangi ittifakı destekleyeceği veya aday çıkarıp çıkarmayacağı ise meçhul. Yüksek ihtimalle aday çıkarmayıp taraftarını serbest bırakacaktır. Bu durumda Saadet Partili seçmenin büyük kısmı reyini Cumhur İttifakı adayı Binali Yıldırım’a verebilir. Ancak bu, oradan Ekrem İmamoğlu’na destek gelmez demek değildir. Öbür tarafta hayli çetin bir iş olarak Kürt muhafazakâr seçmenle küskünler var." diye yazdı.
23 Haziran İstanbul Seçimi'nin kıran kırana geçeceğini belirten Er, "Bütün bu bilinmezler, şüpheler ve gerçekler sonucunda 23 Haziran’ın kıran kırana geçeceği görülmektedir. Bu seçim, çoktan mahallî olmaktan çıkmıştır. Zorlu bir seçim mevzubahis. 23 Haziran, Türkiye tarihi için unutulmaz bir takvim olabilir.
Anketler de her iki aday için yakın tahminler verdiğine göre AK Parti’nin yukarıdaki tabloyu da göz önüne alarak çok güçlü, çok ses getirecek, çok esaslı yeni teklifler üreterek vatandaşın huzuruna çıkması gerekir" dedi.
"O tekliflerden birini biz yapıyoruz: İdam cezası geri gelsin" diye yazan Er yazısını şu şekilde sürdürdü:
İdam cezası, tarihimiz boyunca oldu. Kaynağı da “kısasta hayat vardır” diyen Kur’ânı kerimdir. Mevcut iktidar, AB’ye girişi kolaylaştırma adına aldığı bir kısım tedbirlerin yanı sıra TCK’dan da idamı kaldırdı. Hâlbuki küçük çocuğu istismar ettikten sonra katletme gibi öyle canavarca suçlar işleniyor ki hükmü veren mahkeme hey’eti bile takdir ettiği müebbet veya ağırlaştırılmış müebbet cezasından memnun kalmıyor. Nerede kalsın ki mağdur aile razı olsun.
Terör suçları için de durum aynıdır:
3040 sivili hunharca katleden katil veya katillerin ikrar ve delillerle suçları sabitken mevzuatta olmadığı için teröristlere hak ettikleri idam cezası verilemiyor. Benzer bir katliam vak’ası bugün gözler önündedir.
11 Mayıs 2013 tarihinde Hatay’ın Reyhanlı kazasında saat 13.37 ve 13.40’ta iki ayrı semtte bomba yüklü iki otomobilin infilak ettirilmesiyle 53 vatandaşımız şehid oldu. Bunların beşi çocuktu. 25’i ağır 146 vatandaş da yaralandı. Kundaklama ve cinayetin faillerinin Suriye istihbaratı elMuhaberat hesabına çalışan bir terör örgütü mensubu oldukları anlaşıldı. Onlardan Yusuf Nazik, Türk vatandaşıydı. Muhaberat’la irtibat kurduğu ve failleri yönlendirdiği tesbit edildi. MİT, aranan bu kişiyi Suriye’nin Lazkiye şehrinde yapılan muvaffak bir harekâtla alıp Türkiye’ye getirdi. Ankara 9. Ağır Ceza Mahkemesi, önceki gün adı geçen sanık için katlettiği insanlar adedince 53 kere ağırlaştırılmış idam cezası verdi. Mahkeme, vazifesini yaptı. Lakin adalet yerini bulmadı. Katil, ömrünün sonuna kadar içeride maktullerin, yaralıların, bizlerin vergileriyle beslenecek!
53 kere de olsa ağırlaştırılmış müebbet yahut müebbet hapis veya şu kadar bin yıl mahkûmiyetten hiçbiri, bir tek idam cezasının yerini tutamaz, mağdurların hatta mahkeme heyetinin yüreğine su serpemez. Öyle olunca da adalet tecelli etmemiş oluyor. Akıldan çıkmamalı ki devletin en temel mükellefiyetlerinden biri adaleti tesis etmektir.
Türkiye, İstanbul’da yenilenmiş İBB seçimine giderken esasında Yusuf da Nazik de olmayan bu faile takdir edilen hüküm, seçim süreciyle çakıştı. Bunu AK Parti görüp değerlendirmelidir. Meclise hemen idam cezası teklifi verebilir. İttifak ortağı MHP, zaten en baştan itibaren idam cezasından yana olduğu için tam destek verir.
Böyle bir teklif, bütün şehid aileleri oylarını, onların yakınlarının oylarını, mağdur aileleriyle yakınlarının oylarını ve tüyler ürpertici her haberi dinlediğinde “öyleyse idam cezası niye yok?” diye soran milyonların oylarını getirir.
Teklifle kalmamalı, kürsülerde teminatı verilmeli ve en isabetlisi de kanun, 23 Haziran’a kadar çıkarılmalıdır.
Şüphesiz ki kanun makable şamil olmayacağı için Reyhanlı faillerine tatbik edilemeyecektir. Ancak bu vesileyle büyük bir eksiklik telafi edilmiş olacaktır.
İSMAİL SAYMAZ'DAN TEPKİ
Gazeteci İsmail Saymaz Er'e tepki göstererek Twitter hesabından gazete küpürü ile birlikte, "Sayarak kazanamıyorsak, asarak kazanalım" ifadelerini kullandı.
SÜLEYMANCILARIN YURDUNDA ÇOCUKLARIN YANARAK HAYATINI KAYBETMESİNDEN SONRA SKANDAL AÇIKLAMALAR YAPMIŞTI
CNN Türk'te Ahmet Hakan'ın sunduğu Tarafsız Bölge programına katılan Türkiye gazetesi yazarı Rahim Er bir dönem Fethullah Gülen Cemaati için söylenen sözlerin benzerini "Süleymancılar" için söylemişti.
Canlı yayında Adana'daki 11'i öğrenci 12 kişinin hayatını kaybettiği Süleymancılara ait yurt faciası tartışılmıştı.
Programda konuşan Er, cemaatlerin hizmet ve gönül hareketi olduğunu söyleyerek Süleymancıların da yurt dışında Brezilya'da İslamiyeti öğretmek için çalışan gönüllülerinin olduğunu iddia etmişti. Bu işin bir gönül hareketi olduğunu vurgulayan Er'in bu sözleri bir dönem Gülen Cemaati için söylenen sözlerle benzerlik taşıyınca sosyal medyada tepkiyle karşılanmıştı.
http://www.krttv.com.tr/gundem/yandasyazardanakpyeidamcezasiningelmesisecimikazandirirh3816.html