7 milyon kişiyi ilgilendiren asgari ücrete ilişkin karar bugün açıklandı. 2021 yılında uygulanacak olan asgari ücret 2 bin 825 lira olarak belirlendi. Tepkiler de arka arkaya geldi.
Asgari Ücret Taleplerini 3 bin 800 TL olarak açıklayan Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) Başkanı Arzu Çerkezoğlu bu rakamın kabul edilemeyeceğini ifade etti.
Asgari ücret tespit komisyonu toplantısı sırasında Kadıköy Meydanı'nda asgari ücretle ilgili açıklama yapan DİSK Başkanı Arzu Çerkezoğlu, 2021 asgari ücretin 2 bin 825 lira olarak belirlenmesine tepki gösterdi. Çerkezoğlu şu ifadeleri kullandı:
“İşçi sınıfı bir kez daha yok sayılmıştır. İşçiler bir kez daha sefalete mahkum edilmiştir. Bu mu adaletiniz, bu mu bu ülkenin tüm değerlerini üreten işçiye emekçiye reva gördüğünüz asgari ücret? Bu asla kabul edilemez. Bu adaletli, insaniyetli, hakkaniyetli değildir.
Tam da biraz önce söylediğimiz Ticaret Odası Başkanı'nın lafını bir kez daha teyit ettiniz. Türkiye'de saatlik işçi maliyeti 5.6 dolar, Almanya'da 47 dolar, ‘Gelin ey yabancı sermaye uluslararası sermaye gelin burası en ucuz emek cenneti' diyordunuz ya iş bu asgari ücret ile bunu bir kez daha teyit ettiniz.
Fakat asgari ücreti sizin keyfinize bırakmayacağız bilin ki bu dava burada bitmez. Bilin ki bu hesap burada bitmez. 1 Ocak'tan itibaren başta asgari ücret civarında ücret alan 10 milyon işçi kardeşimiz ve aileleri olmak üzere sendikalı sendikasız bütün işçilerle birlikte 2021 asgari ücretini değiştirmek, yükseltmek ve insan onuruna yaraşır bir düzeye getirmek için mücadeleye devam edeceğiz.”
Birleşik Kamuİş Konfederasyonu Genel Başkanı Mehmet Balık yaptığı yazılı basın açıklamasında asgari 2 bin 825 TL olarak açıklanmasına tepki gösterdi.
Ekonomik kriz ve pandeminin etkisiyle asgari geçim koşullarının 2020 yılında zorlaştığına dikkat çeken Balık, açıklamasından şu ifadeleri kullandı:
Ülkemizde, ekonomik ve sosyal yaşam şartları her geçen gün kötüye gitmiştir. Ekonomik kriz çarşıda, pazarda, marketlerde ve alışverişin yapıldığı tüm noktalarda ağır şekilde yaşanmıştır. Yılbaşından itibaren yürürlüğe girecek zamlar ve vergi artışlarının emekçilerin cebini ve mutfağına daha da etkileyeceği gerçektir.
Emekçilerin gerçek gündemini oluşturan işsizlik, zamlar, vergi yükü ve asgari yaşam şartları çözülmek bir yana daha da derinleşmektedir. Artan döviz kurları ve yaşanan yüksek enflasyon en çok asgari ücretle geçinen milyonlarca emekçiyi etkiledi.
Temel gıda maddelerine yapılan fahiş zamlar en fazla dar gelirli yurttaşların sofrasını olumsuz etkiledi.TÜİK'e göre gıda fiyatları son bir yılda yüzde 21 oranında arttı. Bizim yaptığımız gıda harcamaları araştırmasına göre 2020 yılının tümünde en fazla tüketilen gıda maddelerinin fiyatında son bir yılda yüzde 29,9'a yakın artış oldu.
Ocak ayından bugüne döviz kurlarında yaşanan artışın yüzde 32,77 oranında gerçekleştiğini kaydeden Balık, “Asgari ücret döviz kuru karşısında 100 dolar değer kaybetti. Tüm emekçilerin kemer sıkma politikasına kurban gittiği ekonomik krizde, yoksulluk ve açlık sınırının altında yaşayan yurttaşlar; gıdasındaki, suyundaki, elektriğindeki ve doğalgazındaki vergilerin ve zamların altında ezilmektedir.
Emekçilerin ücret artışları başta olmak üzere, en temel ekonomik ve sosyal talepleri söz konusu olduğunda AKP iktidarı ve patronlar bahaneler sunmaktadır. Ancak yerli ve yabancı sermayeye kaynak aktarmaya gelince sınırsız teşvikler verilmektedir.
Birleşik Kamuİş Konfederasyonu olarak; emek düşmanı ve sermaye destekli politikalardan vazgeçemeye, emekçilerin temel ihtiyaçlarını karşılayabilmeleri için asgari ücretin derhal en düşük memur maaşı tutarı olan 3 bin 720 liraya düzeltilmesini bekliyoruz” dedi.
Açıklanan yeni asgari ücrete ilişkin yazılı açıklamada bulunan CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Malatya Milletvekili Veli Ağbaba, 2 bin 825 lira ücretin “asgari geçim değil, azami sefalet ücreti” olduğunu, açıklanan asgari ücretin milyonlarca çalışanın açlığını gidermediği ve sofrasında bir yılda eksilen ürünleri geri getirmeyeceğini belirtti.
CHP'li Ağbaba şu değerlendirmelerde bulundu: “Açıklanan asgari ücret milyonlarca çalışanın açlığını gidermediği gibi sofrasında bir yılda eksilen ürünleri geri getirmemiştir. Son bir yılda; yumurtanın fiyatı yüzde 76, domatesin fiyatı yüzde 68, kuru soğanın fiyatı yüzde 38, mercimeğin fiyatı yüzde 67, 1 litre yağın fiyatı yüzde 43, etin fiyatı yüzde 37, unun ve ekmeğin fiyatı ortalama yüzde 25 artarken, asgari ücrete devletin verdiği zam oranı 2 bin 825 olmuştur. Marketlerinde bebek mamasına, peynire ve yağa alarm takılan bir ülkede, asgari ücretli temel gıda maddelerini kiloyla değil, taneyle almaya devam edecektir.”
Asgari ücretli çalışan bir işçinin son bir yılda en az 14 adet çeyrek altın kaybettiğini belirten Ağbaba,“Asgari ücretli 2019 Aralık ayından 2020 Aralık ayına her ay en az 1,16 adet toplamda en az 14 adet çeyrek altın kaybetmiştir. 2019 yılında yıllık toplam asgari ücret ile ortalama 50 adet çeyrek altın alınabilirken, 2020 yılında yıllık asgari ücret ile toplam 36 adet çeyrek altın alınabiliyor. Son bir yılda her ay asgari ücretli ortalama 1,16 çeyrek altın kaybetmiştir.” dedi.
İşçilerin yeni asgari ücretle birlikte büyük hayal kırıklığına uğradığını vurgulayan Ağbaba “Türkiye'de süregelen ekonomik kriz, 2020 yılında salgının yarattığı krizle birlikte daha da derinleşti. Temel gıda maddelerin fiyatlarından faturalara, vergilerden döviz kurlarına kadar her şey katlanarak arttı.
Çalışanlar daha da yoksullaştı. Böyle bir ortamda artan enflasyonun da göz önüne alarak asgari ücretin en azından yaşanabilir bir seviyeye çekileceğine dair umutlanan işçiler, açıklanan 2 bin 825 TL ile büyük hayal kırıklığına uğramış durumda. Bu ücret, TÜİK'in resmi olarak açıkladığı gıda fiyatlarının artış oranını bile karşılamadığı gibi Türkiye'yi Euro bazında Avrupa'da sondan 2. sıraya sabitlemiş oluyor.
Emekçinin cebindeki paranın korunması bir yana her gün cebinden çalındığı bir ülke olarak 2021 yılında da iktidar işçilere ‘asgari geçimi' değil, ‘azami sefaleti yaşatacaktır.” ifadelerini kullandı.
Asgari ücret kararının sosyal diyalogdan, adaletten, akıl ve vicdandan yoksun bir şekilde dayatıldığını belirten Ağbaba, işçilerin 2021 yılında da açlığa mahkum edildiğini vurguladı. Ağbaba şöyle devam etti:
Asgari ücret belirlenirken sadece işçinin değil, geçindirmekle yükümlü olduğu ailesinin hesaba katılması gerekirken Saray iktidarı bunun tam sürec.ini işletmektedir. Sendikaların, sivil toplumun ve ilgili örgütlerin talepleri göz ardı edilmiş ve ülkemizde çalışanların üçte birini ilgilendiren bir karar sosyal diyalogdan, adaletten, akıl ve vicdandan yoksun bir şekilde dayatılmıştır.
Açıklanan ücret, insan haklarına, Anayasa'ya ve uluslararası sözleşmelerde yer alan Bu ücretle dakikasına üç asgari ücret harcanan Saray'da fasıllarla eğlenceler düzenleyenler, 2021 yılında işçilere, emekçilere açlığa sefalete devam' demiştir. Saray yeni yılda işçilere ‘kuru ekmek' hediye etmiştir. 10 milyon asgari ücretli daha fazla çalışıp daha az beslenmeye kısaca entübe olmaya devam edecektir.
Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, 2021 yılı asgari ücretinin net 2 bin 825 lira olarak belirlenmesine sosyal medya hesabından tepki gösterdi.
Davutoğlu, “Yeni asgari ücretle hükümet tercihini yaptı. İktidar bu zor zamanda evine ekmek götürme derdinde olan işçiyi gözden çıkardı. Faize, yandaş müteahhitlere milyarlar bulan iktidar, emekçilerimizi açlık sınırında bir asgari ücrete mahkum etti. Biz geleceğiz ve sorunu çözeceğiz!” ifadelerini kullandı.
https://www.sozcu.com.tr/2020/ekonomi/yeniasgariucreteilktepkiler6186486/