Tüm Türkiye'yi dehşete düşüren, kamuoyunda "Yenidoğan Çetesi" olarak bilinen suç örgütünün yargılanmasına bugün başladı. Sosyal Güvenlik Kurumu'ndan (SGK) para alabilmek için İstanbul'da çok sayıda bebeği gereksiz şekilde yoğun bakımda tutup, bazılarının ölümüne bazılarının da sakat kalmasına neden olan 22’si tutuklu 47 sanığın hakim karşısına çıktığı davanın ilk duruşması, Bakırköy 22. Ağır Ceza Mahkemesi’nde bugün görüldü.
Gerçek Gündem Genel Yayın Yönetmeni Seyhan Avşar, Türkiye'nin takip ettiği davada yaşananları adliyeden aktardı.
Davada ilk duruşma sona erdi. Yarın saat 10.00’da görülecek duruşmanın ilk celsesine sanık savunmalarıyla devam edilecek.
Hakan Doğukan Taşçı, çapraz sorguda, "Neden hastane sahipleri değil de sadece biz hemşireler tutukluyuz? Neden bebek ölümleri olurken müdahale edilmiyor?" dedi. Taşçı, "Cezaevinde izlediğim haberler yüzünden psikolojim bozuldu. 'Bebek katili' diye adım çıktı. Bilirkişi raporu tekrar yazılmalı" dedi.
Sanık Hakan Doğukan Taşçı’nın tape sorgusu devam ederken, Mahkeme Başkanı Kaya bebeğin ölümünü sordu. Kaya bebeğin babası, gözleri dolmuş halde sanığı dinledi.
Mahkeme Başkanı: Fırat Sarı sana “Hasta yok, doldur” diyor.
Hakan Doğukan Taşçı: Fırat Sarı, bir günde doldurmanı istiyor. Ne kadar çok hasta, o kadar para demek. 112 hasta geliyor, sürekli öyle para kazanılıyor, hastalar dolduruluyor.
Mahkeme Başkanı: Kaya Bebek ile ilgili, 'Çocuk gözümün önünde öldü' diyorsun, sen ne biliyorsun?
Hakan Doğukan Taşçı: Gece 3 civarı Batuhan Çelik aradı, ellerinde bebek olduğunu ve doktora ulaşamadığını, doktorun “çek fişi gitsin” dediğini söyledi. Doktor Rıza Hoca’ymış, tanımıyorum, çocuk doktoru olduğunu biliyorum. Hasta kötüydü, telefondan yardımcı olmaya çalıştım, o bebek öldü. Aileye böyle bir durum yokmuş gibi gösterdiler. Batuhan hemşire yardımcısıydı ama onun değil, doktorun müdahale etmesi gerekiyordu.
İlaç satımına ilişkin konuşan Hakan Doğukan Taşçı, şu ifadeleri kullandı:
"SGK’nın karşıladığı bebekler için ilaçları fazla alıyordu. Fazla olan ilaç zaten imha ediliyordu. SGK, bu ilaç için 9 bin 500 TL gibi bir ödeme yapıyordu. Ancak toplu alındığında 7 bin liraya alınıyordu. Bu yüzden ne kadar çok yazılırsa, SGK daha az ödeme yapıyordu. Biz de ilaçların dışarıda satıldığı öğrendik. Fırat Sarı ile konuştum, o da bu işe onay verdi. Hasan Basri ilaçları topluyordu, biz de Hüseyin Gündüz isimli kişiye satıyorduk. O, ambulans şoförüydü ve bizim ilaçları nereden aldığımızı bilmiyordu. İlaçların parasını iki kere Fırat Sarı aldı, bir kere de Hasan ile ben aldım. Benim SGK dolandırmak gibi durumum yoktu. Sadece 50-60 tane ilaç satımı yaptık. Sonrasında zaten bu olay ortaya çıktı. Fırat Sarı durdurmaya çalıştı. ‘İlker de ilaç satıyormuş’ dedi."
Hakim, “Doğukan eş zamanlı baskın vermişler…” şeklindeki tapeyi sordu.
Sanık Doğukan Taşçı, şu yanıtı verdi: Konuşmayı hatırlıyorum. Denetim yapıldı. Denetim sonrası arkadaşımla konuşuyoruz. Bebekler öldükten sonra varolan bir şablon var. Onları değiştiriyoruz. Denetimciler bana orada, ‘doktorunuz yetersiz. Biz seninle konuşacağız’ dediler. Hem aşağıda hem müdürün odasında. Olay tamamen bundan ibaret.
Hakim bir entübe işlemine ilişkin tapeyi soruyor.
Doğukan Taşçı: Hasta 5 günlük entübeyken 10 günlük entübe gösterilmiş? Buna ilişkin.
Hakim: Neden entübe gösterilmiş?
Sanık Taşçı: Hasta entübeyse 3. Derece gösterilir ve SGK’dan daha fazla para alır.
Sanık Hakan Doğukan Taşçı itiraf niteliğindeki savunmasına devam ediyor:
- Bu yapılanlar daha önce çalıştığım tüm kurumlarda yapılıyor.
Hakim: Ne gibi işlemler yapılıyor?
Evrakla oynanma gibi işlemler yapılıyor. Bu kurumlar her sene denetleniyor. Nasıl oluyorda denetimlerde ortaya çıkmıyor da biz hemşireler suçlanıyoruz? Sistem hep bu şekilde.
Hakim dosyadaki hasta sayısının arttırılması yönündeki tapeleri okudu.
Hakan Doğukan Taşçı: Her hastane sahibi para kazanmak ister. Hasta sayısının fazla tutulmasını istiyorlar. Fırat Sarı’ya hasta sayısı konusunda baskı kurulmuş. O da bize onu söylüyor.
İlk olarak sanık Hakan Doğukan Taşçı kürsüye geldi.
Taşçı: Yaptığım işlemleri kabul ettim. Bizzat yaptığım birkaç işlemi zaten söyledim. Sadece telefon tapelerinden oluşan bir rapor yazılmış. Bunu kabul etmiyorum.
Hakim: Kendini tanıtır mısın?
- 10 yıldır yenidoğan yoğun bakımında çalışıyorum.
Sanık lise mezunu olduğunu belirterek çalıştığı hastaneleri tek tek saydı ve en son Florya Hastanesinde çalışırken tutuklandığını söyledi.
Hakim dosyadaki sanıkları tek tek sayıp tanıyıp tanımadığını sordu. Sanık birkaç kişi hariç tüm sanıkları tanıdı. "Fırat Sarı’yı tanıyor musun" sorusuna ise şu yanıtı verdi:
- Fırat Sarı’yı ise Reyap Hastanesi’nden tanıyorum.
Baroların davaya katılma talepleri doğrudan zarar görmedikleri gerekçesiyle reddedildi.
Gerçek Gündem