Anasayfa1
19 Kasım 2024 ( 6 izlenme )
Reklamlar

Yenidoğan Çetesi Türkiye’nin kendisi: Bakanlar yargılanmalı


Ülkenin en karanlık davalarından biri başladı. Emanet edildikleri hastanelerde para için bebekleri ölüme terk edenlerin sadece 47’si hakim karşısına çıktı. En az 12 bebeğin ölümüne yol açan sistem, o sistemin en başındakiler, bakanlar, il sağlık müdürleri sanık listesinde yoktu. Onlar yargılanmadan bu dava bitmez.



En az 12 bebeğin ölümüne yol açan Yenidoğan çetesi davası başladı. İstanbul’da, 112 Acil Çağrı Merkezi’nde çalışanlarla birlikte bebek acil hastalarını anlaştıkları özel hastanelerin yenidoğan ünitelerine sevk edip ölümlerine neden oldukları ortaya çıkarılan ‘yenidoğan çetesi’ sanıkları hakim karşısına çıktı.

Bakırköy 22. Ağır Ceza Mahkemesince konferans salonunda görülen duruşmada, tutuklu sanık Fırat Sarı’nın da aralarında bulunduğu, 22 tutuklu sanık, 19 tutuksuz sanık ve tarafların avukatları hazır bulundu.

Bazı tutuksuz sanıklar ise bulundukları şehirlerdeki adliyelerden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile duruşmaya katıldı. Duruşmada, TBMM Adalet Komisyonu Üyesi ve CHP İstanbul Milletvekili Turan Taşkın Özer, Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanı Erinç Sağkan, İstanbul Barosu Başkanı İbrahim Kaboğlu ile bazı baro başkanları, milletvekilleri, sivil toplum kuruluşları ile bazı siyasi partilerin temsilcileri ve çok sayıda avukat yer aldı.

MAĞDUR AİLELER TEPKİ GÖSTERDİ

Duruşma salonuna, sanık avukatları dışında kimse alınmayınca mağdur aileler tepki gösterdi. Mağdur annelerden birisi, "12 bebekten Mira bebeğin annesiyim ben. Benim canım yanıyor. Evladım toprak altında. Bari bizi alın" diyerek tepkisini dile getirdi.

Görevlilerin dışardaki ailelere yaptığı açıklamada, "Dosyadaki müşteki sayısı 6. O kişiler içerde. Dosyada birleşme kararı alındığında buradaki müştekileri de alacağız” dedi. Salon dışında gerilim yaşandı. Tepkilerin ardından mağdur 2 anne duruşma salonuna alındı.

İstanbul Barosu’ndan avukatı Ömer Kavili, mahkeme başkanını yanlış tutanak tutulduğu gerekçesiyle ikaz edince dışarı çıkarıldı. Kavili, "Bu dava sağlık sisteminin çöktüğü davadır. Suçüstü belgesidir. Duyulmasını istemiyorlar" diyerek tepki gösterdi.

Bugünün BirGün'ü

‘ALTI BEBEĞİN DOSYASI NEREDE YANIT VERİN’

Duruşmada konuşan mağdur çocuklardan birinin avukatı “Sanık Fırat Sarı, kaç yıldır bu işi yapıyor, kaç yıldır insanları öldürüyor? Dosyada 19 çocuktan 6’sı eksik. Bu 6 çocuk hakkında takipsizlik kararı mı var? Biz bu dosyada doğrudan taraf olmasak da soruşturma aşamasında tarafız. Müvekkil, CİMER’e şikayetini yapmış savcılık soruşturmaya başlamış” dedi.

ÇETE LİDERİNİN AYLIK GELİRİ 400 BİN TL

Kimlik tespitiyle başlanan duruşmada tutuklu çete lideri Fırat Sarı, bekar ve 2 çocuk sahibi olduğunu belirtti. Klinik doktorluğu yaptığını anlatan Sarı, aylık gelirini ise 400 bin lira olarak beyan etti.

Kimlik tespiti yaklaşık 2,5 saat sürdü. Savcılık makamı, doğrudan mağdur olmayanların müdahillik talebinin reddini istedi. Barolar dahil tüm davaya katılma talepleri reddedildi. Bir sanık avukatı "Dosya medyatik oldu. İddianameyi sosyal medyada gördük. Ciddi töhmet yaratıldı. Siyasi şov haline geldi ve ciddiyetini kaybetti. Siyasi partilerin katılım talebini reddedin” ifadelerini kullandı.

“BEBEĞİMİZ 5,5 AY KUVÖZDE TUTULDU”

Duruşma için adliyeye gelen ailelerden biri de Yener ailesi. Bebekleri Maya’yı kaybeden anne İmren Yener, 2021’de CİMER’e ilk şikayeti yapan ailelerden biri olduklarını söyledi. Yener yaşadıkları süreci şu sözlerle özetledi: 2021 yılının Mart ayında hastalandım Doğa Hospital’a gittim. Acil doğuma alınmam gerektiğini söylediler. Burada yer yok İstanbul’da sadece Güney Hastanesi’nde yer varmış, beni ambulansla oraya sevk ettiler. Burada doğum yaptım. Çok az bir oksijene ihtiyacı var deyip bebeği kuvöze aldılar. Çıkacak diyerek kandırdılar. Doğumumu yaptıran doktor "Çok sağlıklı bebek, neden aldılar kuvöze?" dedi. Daha sonrasında akciğerinde sıkıntı var dediler. Sonra o bitti genetik rahatsızlığı var galiba diye diye altı ay boyunca kuvözde tuttular.

"BEBEĞİMİZ SAĞLIKLIYDI"

O süreçte hiç ödeme yapmadık. Sadece genetik testler için ödeme yaptık. SMA olabilir dediler hiçbir şey çıkmadı. Bebeğimiz 5.5 aylıktı Beylikdüzü Medilife Hastanesi’ne sevk ettiler.” O hastanede bebeğinizi iyileştireceğiz dediler. Sonra “Pompe hastalığı var, 4 aya ölür” dediler. Bir test yapmadıklarını söyledim. Sonra Reyap Hastanesi’ne gittim. Genetik uzmanı doktor Hatip bey var “Bu çocuğun hiçbir şeyi yoktu ben Fırat Sarı’ya söyledim. Kilo alsa iyileşecek zaten çıkacak” dedi. Bir sonraki gün görüşmeye gittik bize ölüm haberini verdiler. Orada anladık bir anormallik olduğunu. CİMER’e şikayet ettik hemen. Beylikdüzü İlçe Sağlık Müdürlüğü aradı, görüşmeye gittik. Burada “Biz bu kişilerin mailleşmelerini yakaladık. Bebeğinizin hiçbir şeyi yokmuş, enfeksiyondan ölmüş. Siz hemen dava açın bizde arkanızda olacağız biz de dava açıyoruz” dediler. Davamız hala sürüyor. Yeni soruşturmada yokuz ama 2022 nisanda açılmış soruşturmamız var. Ben başka bebek ölmesin diye uğraştım ama olmadı. Bu davaya da müdahil olmak istedim ama avukatımız ayrı ilerlesin dedi.

∗∗

KASTEN ÖLDÜRME YOKMUŞ

47 sanığın yargılandığı davada çete lideri Fırat Sarı ve İlker Gönen’in 10 kez "kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi", "nitelikli dolandırıcılık", "suç işlemek amacıyla örgüt kurma" ve 11 kez uygulanmak üzere "resmi belgede sahtecilik" suçlarından toplamda 177 yıl 6 aydan 582 yıl 9’ar aya kadar hapisle cezalandırılmaları talep ediliyor. Sanık Gıyasettin Mert Özdemir hakkında ise "kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi", "kişisel verilerin hukuka aykırı ele geçirilmesi", "kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık", "suç işlemek amacıyla örgüt kurma" ve "resmi belgede sahtecilik" suçlarından 180 yıldan 589 yıl 9 aya kadar hapis isteniyor. Diğer sanıklar hakkında da benzer suçlardan hapis cezaları öngörülüyor. Soruşturma kapsamında, İstanbul’da 9, Tekirdağ ve Çorlu’da 1 hastanenin ruhsatı iptal edilmişti.

BU DAVA 47 SANIKLA SINIRLI OLAMAZ

Yenidoğan çetesi yargılamasının başlamasına ilişkin partilerden yapılan açıklamada sadece 47 sanığın değil sistemin, bakanların sorumluluğuna dikkat çekildi.

• SOL Parti: Hepiniz gidin

Sağlığı para kazanma kapısı yaptınız, özel hastane sahibi bakanlarınızla kaynakları aktardınız. Münferit değil yenidoğan çetesi sizin eseriniz, hepiniz sorumlusunuz. Sağlıkta ve hele yoğun bakımda taşeron olmaz. Sağlık ticarete konu edilemez, sermayenin kar hırsına terk edilemez. SGK’nın özel hastanelerden öncelikle yoğun bakım olmak üzere hizmet alınımına son verilmeli. Yoğun bakım servisleri acilen kamulaştırılmalı. Sağlıkta ticarileşmeye ve kamu kaynaklarının özel hastanelere aktarılmasına son verilmeli.

• EMEP: Suçlu sistem

Bu davada da ailelerin ve avukatlarının taleplerinin öncelenmesi ve basın emekçilerinin davayı takibi konusunda hiçbir engelin çıkarılmaması temel bir koşuldur. Bu dava, piyasacı, özelleştirmeci, sağlıkta dönüşüp politikalarının yargılandığı bir dava olmalıdır. Bu da ancak, duruşma salonunda demokratik bir yargılamanın koşullarının sağlanmasıyla mümkün olabilir. Sermaye iktidarının piyasacı sağlıkta dönüşüm politikalarıyla mücadele eden partimiz, bu davanın sonuna kadar takipçisi olacaktır.

• CHP: Skandallar zinciri

CHP Grup Başkanvekili Murat Emir: Burada 47 sanık yargılanacak ama bu olay 47 sanıkla sınırlı değil. Burada ağır bir sistem sorunu var. Başından başlayarak neresinden tutsanız elinize gelen bir skandallar zinciri var. Burada Sağlık Bakanı, zamanın İl Sağlık Müdürü, ilgililer, denetlemeyenler, görevlerini yapmayanlar onlara çatır çatır para ödemeye devam edenler ve bu suç çetesine bu şekliyle arka çıkanlar birinci dereceden suçludur.

∗∗

2024 YILINDA SGK DURUMU

• SGK’nin sağlık ödemeleri, özel ve kamu hastanelerine göre büyük farklılık göstermekte.

• SGK, 2024’ün ilk altı ayında özel hastanelere hasta başına yaklaşık 3 kat daha fazla ödeme yapmış. 

• Özel hastanelere başvuran hasta sayısında ve oranında azalma olmasına rağmen SGK’nin özel hastanelere yaptığı birim ödeme artmakta.

• SGK’nin özel hastanelere hasta başına yaptığı ödemenin ortalama ödemeye oranı 2012’de yüzde 105 iken 2024’ün ilk altı ayında yüzde 153 olmuş.

• SGK hasta başına özel hastanelere her geçen yıl daha fazla para ödemekte.

• 2012-2024 döneminde hasta başına birim ödeme devlet ikinci basamak hastanelerinde yüzde 469, devlet üçüncü basamak hastanelerinde yüzde 518, üniversite hastanelerinde yüzde 648 artmıştır. Aynı dönemde SGK’nin özel hastanelere hasta başına birim ödeme artışı yüzde 940 olarak gerçekleşmiş.

∗∗

HABERİN İÇİNDEN...

GERÇEK SUÇLULAR BUNLARDAN İBARET DEĞİL

Mehmet Müezzinoğlu, Fahrettin Koca, Kemal Memişoğlu ve elbette Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın adını yazmadan tarihe “yenidoğan skandalı” olarak geçen katliamı anlamak mümkün değil. Sadece bu somut olayda bile faillerin ismi sıralanırken farklı dönemlerde sağlık bakanlığı yapan üç isimle, tüm atamalarda ve sistem değişikliklerinde başbakan ya da cumhurbaşkanı olarak imzası bulunan Erdoğan’ın üstünden atlanamaz. Yaşananlar rejimin eseridir ve bu rejimin yürütücüsü de sahibi de bellidir.

Mahkemede dün bir kez daha görüldü ki meseleyi gözü dönmüş birkaç kişinin eylemi olarak göstermeye çalışıyorlar. Yargılanacaklar, ceza alacaklar ve konu kapanacak.

İddianame ve mahkeme yargıcı gösterdi ki ne sağlık sistemini bu hale getirenler, ne özel hastane işgaline göz yumanlar ne de bilerek isteyerek denetimden kaçıranlar “yargılanacaklar” listesinde olmayacak.

Adına Sağlıkta Dönüşüm Programı dediler. SGK’nin elindeki hastanelere el koyup bakanlığa devrettiler. Birinci basamak sağlık hizmetini ortadan kaldırdılar. Kamu hastanelerini kapattılar, milyar dolarlar sağlığa teşvik adı altında dağıtıldı ve tamamı iktidar elitlerine ait özel hastane zincirleri yaratıldı. Hastayı müşteri haline getirdiler. Başta hekimler olmak üzere tüm sağlık çalışanları itibarsızlaştırıldı. Cinayetlere kadar varan “Sağlıkta şiddet” adıyla bir sorun AKP eliyle yaratıldı. İktidar cenahı bugünlerde el birliğiyle yarattığı sistemin sonuçlarını görüp “timsah gözyaşları” döküyor.

ÇETEYE BAK, ÜLKEYİ GÖR

Bugün “Yenidoğan Çetesi” ismi verilen katiller sürüsünün değer yargıları, parayla kurdukları ilişki, örgüt ağı Saray Rejimi’nin yarattığı Türkiye’nin küçük bir prototipi durumunda. Bahse konu çete liyakata önem vermeyen, kısa yoldan para kazanmayı hedef haline getiren, güç için her türlü kötülüğü yapmaya hazır ve devlet ilişkileri güçlü üyelerden oluşuyor. Ne kadar tanıdık değil mi? Daha birkaç gün önce Timur Soykan’ın ödül aldığı erişim engelli haberinde de aylar önce benzer bir kurgunun hukuk-adliye ayağına tanık olmadık mı? Ya da askeri araçla göçmen kaçakçılığı yapılmadı mı bu ülkede? Sadece 8 yaşında bir çocuk olan Narin’in katilinin bulunamıyor olmasının da arkasında aynı neden yatmıyor mu? Çok açık ki bunca çürümenin ve çözülmenin tek bir sebebi var, o da içinde yaşadığımız rejimin kendisi.

Sağlık alanının önemi rejim kaynaklı çürümenin net olarak görülebilmesi daha da ötesi yaşanarak test ediliyor olabilmesi. Yenidoğan çetesi ve benzeri vakalar her gün her yerde karşımıza çıkabilecek yaygınlığa ulaşmış durumda. Biliyorlar ki nasıl bir suç işlemiş olurlarsa olsunlar cezasız kalacak ya da küçük cezalarla kurtulabilecekler. Biliyorlar ki kendilerine doğru uzanan yargı eli bir yerde duracak. Çünkü derine doğru gitme ihtimali yok. Herkes biliyor ki derinlerde Saray ve yandaşları duruyor.

Şimdi kamuoyu baskısı olmazsa bu kadarına bile ulaşılmayacak olan suçlular listesiyle yetinilmesi isteniyor. Liste o kadar belli ki telefon dinlemelerinde adı geçen bazı hastaneler dava dosyasına bile konulmamış durumda. Daha fazla kurcalanmasın hele buradan hareketle sistem sorgulanmasın isteniyor. O yüzdendir ki rejimin dahil edilmediği hiçbir yargılanma yeterli olmayacaktır.

Gerçek suçlular böyle bir katliamın herkesin gözü önünde yaşanmasına zemin hazırlayanlardır. Yetersiz bir iddianameyle yargılama dün başlamış olabilir ama bu davada gerçek suçlulara ulaşılmasının ancak rejimin değişmesiyle mümkün olduğunu hepimiz biliyoruz.

BirGün

Önerilen Videolar

Reklamlar

Bunlar da İlginizi Çekebilir

Karantina ayında açlık sınırı 2.897 TL! Aile Bakanlığı'nda makam aracı skandalı! Eski bakana, eşine, danışmanına tüm masrafları devletten makam aracı! Bakan Yerlikaya'dan TUSAŞ saldırısı açıklaması Seçil Erzan'ın telefonundaki mesajlarda dikkat çekici isimler ortaya çıktı