Avrupa Birliği'nin (AB) hem yasama sürecini başlatan hem de yürütme organı olan Avrupa Komisyonu'nun 2018 İlerleme Raporu'nda, Türkiye'ye yönelik eleştirilerde Ege ve Doğu Akdeniz'de Yunanistan ve Kıbrıs Cumhuriyeti ile yaşanan gerilimler önemli yer tuttu. Bunun üzerine Ege'de Türkiye'nin Kardak, Yunanistan'ın İmia dediği kayalıklarla ilgili gerilim yeniden tırmandı.
Türk Dışişleri'nin buna verdiği yanıtta “Kardak kayalıkları, karasuları ve bunun üzerindeki hava sahası münhasıran Türkiye'nin egemenliğinde bulunmaktadır”demesi, Atina'nın sert tepkisini çekti.
“RAPORU ÖZELEŞTİRİ ARACI OLARAK KULLANSIN”
Sputnik’te yer alan habere göre; Yunan Dışişleri, bir açıklama yayımlayarak, “Avrupa Komisyonu'nun eleştirileri yine Türkiye'de sanrılara yol açtı. Türkiye'ye kendine gelip Avrupa Komisyonu'nun raporunu imajını düzeltmek için özeleştiri yapmaya yönelik elverişli bir araç olarak kullanmaya çağırıyoruz” dedi.
3 ANLAŞMAYA DAYANDIRDI
Türkiye'yi Avrupa hukukuna saygı göstermeye davet eden Yunan Dışişleri, şu vurguyu yaptı:
“Türkiye kasten yasadışı pozisyonunu tekrarlayarak Ege'deki yasal statünün tamamen uluslararası hukukun teminatı altında bulunduğu olgusunu görmezden geliyor. İmia (Kardak) üzerindeki Yuanan egemenliği, 1923 Lozan Antlaşması, 1932 Türkİtalyan Sözleşmesi ve 1947 Paris Antlaşması uyarınca apaçık ve tartışma götürmezdir.”
“TARTIŞMALI COĞRAFİ FORMASYON”
Türk Dışişleri'nin sitesinde ise “Başlıca Ege Denizi Sorunları” başlığı altında şu uyarı yapılıyor:
''Türkiye uluslararası alanda geçerliliği olan enstrümanlarla açık bir biçimde Yunanistan’a bırakılmış olan adalar, adacıklar ya da bu tür formasyonlar üzerinde herhangi bir hak iddia etmemektedir. Ancak Ege Denizi’nde egemenliği açık olarak Yunanistan’a bırakılmayan birçok adacık ve coğrafi formasyon olduğu da tartışmasız bir gerçektir. Bu tartışmalı coğrafi formasyonlardan bazıları Türkiye’nin Ege Denizi sahillerine çok yakındır. Aslında bu mesele, iki ülke arasındaki deniz sınırlarının belirlenmesinin önündeki engellerden biridir.''
“BAĞLI ADACIKLAR” MESELESİ
1923 Lozan Antlaşması'nda İtalya'ya devredilen adacıkları tanımlamak için kullanılan “bağlı adacıklar” ifadesinin içeriği 1932'de Türkİtalyan Sözleşmesi'nde doldurulmaya çalışılmış, 1947 Paris Antlaşması'yla da ismen sayılan adalar ve “bitişik adacıkları” Yunanistan'a devredilmişti.
Lozan Antlaşması'nın “bağlı”, Paris Antlaşması'nın “bitişik” olarak nitelediği adacık (ve kayalıkların) hangi coğrafi formasyonları (ve özellikle de Kardak kayalıklarını) içerip içermediği, Ankara ile Atina arasındaki en tartışmalı konulardan biri.
22 YIL ÖNCE SAVAŞIN EŞİĞİNDEN DÖNÜLDÜ
Ocak 1996'da Figen Akat isimli Türk bandıralı bir geminin Kardak kayalıklarında karaya oturması sonucu Türk ve Yunan kurtarma ekipleri arasında çıkan anlaşmazlık sonucu patlayan Kardak Krizi, iki ülkeyi savaşın eşiğine getirmişti. Dönemin Başbakanı Tansu Çiller'in gönderdiği SAT ve SAS komandoları denizden taarruza geçip kayalıklara Türk bayrağı dikmişti.
“ATİNA, TÜRKİYE'NİN AB ÜYELİĞİ EMELLERİNİ DESTEKLEMEYE DEVAM EDİYOR”
Diğer yandan Yunan Dışişleri'nin bugünkü açıklamasında “Ankara'nın AB üyeliği emellerine, uluslararası hukuka ve iyi komşuluk ilişkilerine saygı çerçevesinde Atina'nın sağlam desteğini sık sık dile getirdiği, ama son gelişmelerin bir kez daha gösterdiği üzere Türkiye'nin AB yolunda ne kadar ilerlemek istediğini göstermesinin kendisine kalmış bir iş olduğu, Avrupa Komisyonu'nun Ankara'nın AB üyelerine yönelik provokatif eylemlerinin ikili ilişkilerle ilgili bir meseleden ibaret olmadığı, tüm birliğin güvenliğini ilgilendirdiğini belirtmesinden memnuniyet duyulduğu, Ege, Doğu Akdeniz ve tutuklu iki Yunan askerine vurgu yapılmasından tatmin olunduğu” da sıralandı.
https://odatv.com/kendinegel18041833.html