Hakan Fidan’ın diploması neden gündeme geldi?

“Duvarların Dili Olsa” televizyon ekranlarına, gazete haberlerine yansımayan detaylarla Türk demokrasisinin şah damarı TBMM’ye farklı bir pencere açmayı hedefliyor.

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, AKP’nin “devlet adamı” duruşuyla öne çıkan ve özellikle milliyetçi taban tarafından çok beğenilen figürlerinden biri.

Siyasi partilerin temsilcileriyle polemiğe girmeyen Fidan’ın “artı” hanesinde Meclis’i bilgilendirmek de var. Muhalefet partilerinin de şimdiye kadar Fidan’a yönelik eleştirileri görülmedi. Ancak ne olduysa CHP milletvekilleri Fidan’ın önce yüksek lisans ve doktora tezini, sonra da lisans diplomasını gündeme getirdi. Fidan’ın Bilkent Üniversitesi’nde hazırladığı yüksek lisans ve doktora tezlerinin ulaşıma açık olduğu görülünce iddialardan vazgeçildi. Bu sefer de CHP İstanbul Milletvekili eski büyükelçi Namık Tan, Fidan’ın yurt dışı NATO görevi sırasında University of Maryland University College’den yönetim ve siyaset bilimi alanında aldığı lisans diplomasını gündeme getirdi. Oysa YÖK, Fidan’ın diplomasının denkliğinin bulunduğunu açıklamıştı. Söz konusu denklik hem de 1998 yılında verilmiş. Yani “bin yıl süreceği” söylenilen 28 Şubat’ın en cafcaflı günlerinde. Peki Hakan Fidan neden muhalefetin gündemine geldi? Aylar önce “birtakım adamların” muhalefet milletvekillerini ziyaret ederek Hakan Fidan’ın diplomasını ve akademik kariyerini gündeme getirdiği, kimisinin bu adamları dinlediği, kimisinin ise nazikçe kapıyı gösterdiği kulağımıza çalındı. Kulislerde Fidan ile ilgili şunlar dillendiriliyor:

 İDDİA 1: Fidan, “Erdoğan sonrası” AKP Genel Başkanı veya Cumhurbaşkanı adayı olacak. Bunu önlemek isteyen AKP içindeki “siyasi güç merkezleri” Fidan’ı yıpratmak istiyor.

 İDDİA 2: Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanması sonrası önemli bir liderlik sınavı veren ve aylardır Türkiye’yi dolaşan CHP Genel Başkanı Özgür Özel, yeni bir gündem yaratmak ve Fidan’ı siyaset ringine çekmek istiyor.

 İDDİA 3: Sonbaharda yapılacak kabine değişikliğinde Hakan Fidan’ın görevden alınması için “yıpratma” operasyonu uygulanıyor.

Saliha Akkaş’ın ardından

Erkek şiddetinin son kurbanlarından biri kadın, cinayetlerini bir türlü çözemeyen TBMM’de temizlik görevlisi olarak çalışan Saliha Akkaş oldu. Salih Akkaş, Meclise 100 metre mesafedeki evlerinde eşi Saliha’yı 37 bıçak darbesiyle katletti. Salih Akkaş daha sonra intihar etti. Bu trajik cinayetin öncesinde ve sonrasında yaşananlar kadın cinayetlerinin politik olduğunu bir kez daha çok net ortaya koydu. Öncesinde: Saliha Akkaş, şiddetli geçimsizlik nedeniyle boşanma davası açtı. Hatta eşinin tehditlerinden kurtulmak için polise başvurarak uzaklaştırma kararı çıkarttı. Kararı ihlal eden Salih’e 3 gün hapis cezası verildi ama para cezasına çevrildi. Serbest kalan Salih de soluğu Saliha’nin yanında aldı. Devamı maalesef bildiğiniz gibi… Gelelim cinayetin sonrasına: Başta Saliha’nın arkadaşları olmak üzere Meclis çalışanları cinayeti protesto etme kararı aldı. Tam da olması gereken yerde, Meclis’in merdivenlerine 1 dakika sessizce oturarak kadın cinayetlerini protesto etmek için harekete geçtiler. Fakat temizlik işlerinin kat şefleri Saliha’nın mesai arkadaşlarına izin vermedi. Saliha’nın üyesi olduğu Hakİş Konfederasyonuna bağlı Öz Büro İş Sendikası ise ne açıklama yaptı ne de üyelerini Saliha’yi anma toplantısına çağırdı. TBMM’de kadın cinayetlerini memurlar, danışmanlar ve milletvekilleri lanetledi. Utanması gerekenler utanır, ders alması gerekenler alır mı?

Vekillerin telefonu neden toplandı?

TBMM, kuruluşundan beri gizli toplantılara alışıktır. Anayasa ve Meclis İçtüzüğü’nün 59. maddesi kapsamında düzenlenen bu oturumlarda, milli güvenlik, dış politika veya kritik konuklar konuşulur. Tutanaklar 10 yıl boyunca gizli tutulur. Önlemlerden biri de gazetecilerin görev yaptığı basın koridorunun boşaltılmasıdır. Ancak “Terörsüz Türkiye” çalışmaları kapsamında kurulan ve dün ikinci defa toplanan “Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu”nda alışılmışın dışında bir ilk yaşandı. Önceki komisyon toplantısı devam ederken anında dışarı bilgi sızınca TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş tepki gösterdi. Milletvekillerinin toplantılara artık telefonsuz gelmeleri istendi. Dünkü toplantı öncesinde de milletvekillerinin telefonları toplandı.

Kılıçdaroğlu komisyon üyelerini “zayıf” buldu

CHP’nin eski Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu CHP’nin de 10 üye ile katıldığı Milli Dayanışma Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonuna katılan üyelerin bazılarını görüşülecek konular için “yetersiz” bulmuş. İddiaya göre, Kılıçdaroğlu yakın çevresine yaptığı değerlendirmede, parti içinde Kürt sorunun çözümü ve demokratikleşme konularında daha yetkin isimler bulunduğunu ifade etmiş ve “Örneğin Namık Tan o komisyonda olmalıydı. Suriye ve Irak’ı bilir, hangi ülkelerin bölgede hangi faaliyeti yürüttüğünü bilir” demiş. CHP’nin Komisyonda yer alan üyeleri şöyle: Grup Başkanvekili ve Ankara Murat Emir, Ankara Milletvekili Okan Konuralp, Bursa Milletvekili Nurhayat Altaca Kayışoğlu, Diyarbakır Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu, İstanbul Milletvekilleri Türkan Elçi, Turan Taşkın Özer ve Oğuz Kaan Salıcı, İzmir Milletvekilleri Murat Bakan, Gökçe Gökçen ve Mehmet Salih Uzun.

Bayraktaroğlu 5 teğmeni ordudan attırmanın ödülünü mü aldı?

5 Ağustos’ta toplanan Yüksek Askeri Şura kararı ile mevcut Genelkurmay Başkanı Orgeneral Metin Gürak görev süresinin dolmasına iki yıl kalmasında rağmen emekli edildi, yerine Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Selçuk Bayraktaroğlu atandı. Soru şu: Bayraktaroğlu neyin ödülünü aldı? Kulislere göre bunun cevaplarından biri Bayraktaroğlu’nun Kara Harp Okulu mezuniyet töreninde mevzuattan kaldırılan subay andını okumaları gerekçe gösterilerek Kara Kuvvetleri Komutanlığı Yüksek Disiplin Kurulu’na verilen 5 Atatürkçü teğmenin ordudan atılması sürecinde oynadığı aktif rol. Hatırlayalım; 30 Ağustos 2024’te subay andını okuyan teğmenler Ebru Eroğlu, İzzet Talip Akarsu, Serhat Gündar ve Deniz Demirtaş ile 3 sıralı amir TSK’dan ayırma talebiyle Yüksek Disiplin Kurulu’na verildi. İddialara göre teğmenlerin ihracına yönelik ilk oylamada 2’ye karşı 7 oyla “hayır” çıktı. Ancak devreye dönemin Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Selçuk Bayraktaroğlu girdi. YDK üyelerini bir şekilde ikna etti, böylece 4’e karşı 5 oyla “ihraç” çıktı. Haklı olarak akıllara “Teğmenlerin ihracı neden bu kadar önemli?” sorusu gelebilir. Teğmenlerin oldukça masum ve yurtsever davranışı iktidar tarafından “meydan okuma” olarak değerlendirildi ve tabanı konsolide etmek için siyaseten kullanıldı. YDK süreci devam ederken teğmenlerin ve hatta ailelerinin bağlantıları didik didik incelendi. Ancak teğmenlerin kılıç çatıp, “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” diye haykırmaları “başka tarafa” çekilemedi. Onun için sadece “disiplinsizlik” denilebildi. Zaten tersi olsaydı yandaş medyaya çarşaf çarşaf yazdırılırdı.

Bayraktaroğlu için hangi görev konuşuluyor?

Merhum Süleyman Demirel’in “Siyasette 24 saat çok uzun bir süredir” sözünü unutmadan, yeni Genel Kurmay Başkanı Selçuk Bayraktaroğlu ile ilgili bir kulis daha yazalım. Bayraktaroğlu’na Ankara’da şimdiden “Geleceğin Milli Savunma Bakanı” gözü ile bakanların sayısı hiç de az değil.

Bir ödül de Fedai Ünsal’a

5 Atatürkçü teğmenin atılmasından dolayı YAŞ’ta ödüllendirilen tek ismin Orgeneral Selçuk Bayraktaroğlu olmadığı konuşuluyor. YDK sürecinin başından itibaren teğmenlerin atılması yönünde oy kullanan Harekat Başkanı Tümgeneral Fedai Ünsal da ödüllendirildi. Ünsal, korgeneralliğe terfi etti. YDK’da teğmenlerden yana tavır takınan Kurmay Başkanı Korgeneral Tevfik Algan ve Lojistik Başkanı Tuğgeneral Hakan Tutucu ise görev yerleri değiştirilerek emekliliklerini istemek zorunda bırakılmıştı.

Meclis’te sebil operasyonu

Duvarların Dili Olsa’da Meclis çalışanlarının yanı sıra 8 milletvekilinin yedikleri yemeklerden veya içtikleri sudan zehirlendiğini 12 Temmuz’da yazmıştık. Meclis Başkanlığı yemeklerden ve sulardan numune alarak incelemeye yollamış, sonuç temiz çıkmıştı. Ancak TBMM Genel Sekreteri Hüseyin Kürşat Kırbıyık, Meclis’in tatile girmesini de fırsat bilerek geniş bir tarama yaptırdı. Sonuç çok da iç açıcı değil. Meclis’teki su sebillerinde aşırı kirlilik tespit edilince bütün sebiller değiştirildi.

Nefes