“Cumhurbaşkanına hakaret” ve "halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama" suçlamasıyla tutuklanan Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ, Türkiye’deki adaletsizliği örnekler vererek Sözcü TV’de köşe yazısıyla anlattı.
BİR DAVASI ERTELENDİ, DİĞERİ İSE 11 HAZİRAN’DA GÖRÜLECEK
Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ’ın “Cumhurbaşkanına hakaret” davası 29 Nisan’da görülmüştü. Davada dosyanın mütalaa hazırlanması için cumhuriyet savcısına gönderilmesine karar verildi. Duruşma 10 Eylül gününe ertelenmişti. “halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama" suçlamasıyla yargılanacağı davada 11 Haziran 2025 tarihinde Silivri'de mahkeme karşısında olacak. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, Özdağ için 1 yıl 10 ay 15 günden 7 yıl 10 ay 15 güne kadar hapis cezası talep ediliyor.
ÖZDAĞ TÜRKİYE’DEKİ ADALETSİZLİĞİ ÖRNEKLER VEREREK ANLATTI
Ümit Özdağ, Silivri’deki cezaevinde Kurban Bayramı’nda bir köşe yazısı kaleme aldı. Özdağ’ın yazısı Sözcü’de yayınlandı. Özdağ, Türkiye’deki adaletsizliği örnekler vererek anlattı. Özdağ’ın yazısındaki o bölüm ise şu şekilde;
“Muhalif bir dernek, diyelim ki Atatürkçü Düşünce Derneği Genel Başkanı’nın oğlu veya kızı (var mı bilmiyorum; varsa Allah, başarılı ve sağlıklı bir ömür versin) bir trafik kazası yaparsa ve kazada hatalı sürüşü nedeniyle bir yurttaşımız hayatını kaybederse, tutuklu mu yargılanırdı, yoksa tutuksuz mu? Kızılay Genel Müdürü’nün kızıysanız, tutuksuz yargılanabilirsiniz. Muhalif bir gazeteci, Rasim Ozan Kütahyalı’nın attığı bir X paylaşımını yapsaydı, yolda giderken Bolu’dan SEGBİS aracılığıyla Ankara Başsavcılığı’na ifade verdikten sonra yoluna devam edebilir miydi, yoksa tutuklanır mıydı? Muhalif gazeteciyseniz, tutuklanırsınız. İktidar yanlısı televizyonlarda yapılan yayın ihlallerini Sözcü TV, Halk TV veya Tele1 yapsaydı şu an yayında olurlar mıydı? Bu soruların cevaplarını hepimiz biliyoruz. Kısacası, hepimiz biliyor ve yaşıyoruz.”
“TÜRKİYE’DE İKİ HUKUK VAR”
“Ülkemizde iki farklı hukuk var” diyen Özdağ, iktidar yanlılarına uygulanan hukuk ve muhalefete uygulanan hukuk olarak ayırdı. Özdağ, “Adeta 1960’ların öncesindeki Amerika’nın güney eyaletlerinde yaşıyoruz. Beyazlar iktidar yanlısı, siyahlar ise muhalifler. Anayasa ve yasalar önünde kâğıt üzerinde herkes eşit; ancak gerçekte öyle değil. Böyle bir ortamda siyasi partiler bayramlaşmıyor. Daha doğrusu, iktidar bloğu kendi içinde; muhalefet ise kendi içinde bayram kutluyor. Siyaset iç çatışma yaşıyor. İç çatışma yaşayan siyasetin bayramları bile ortak olmaktan çıkıyor. Allah’tan bu iç çatışmanın toplumsal bir temeli yok. Yurttaşlarımız hangi partiye oy verirse versin, büyük bölümü bu hukuksuzluktan şikâyetçi. Türk toplumu sağduyusu ile birliğini sürdürüyor. Ancak muhalefete destek veren kitlelerin mağduriyet duygusu her geçen gün artıyor ve derinleşiyor. Mağduriyet duygusu, siyasette büyük bir itici güçtür; dinamiktir” dedi.
Yeniçağ
