Mahkum oldukları cinayet suçu nedeniyle Eskişehir Cezaevi'nde bulunan Yasin A., kendisinden farklı bir odada kalan kardeşiyle iletişim kurabilmek için ilginç bir aparat hazırladı. Yasin A., cezaevi kantininden aldığı plastik ayakkabılığın boru şeklindeki bağlantı parçalarından 2 adet 4 metre uzunluğunda alet yaptı. İki kardeş, odalarının penceresinden birbirlerine uzattıkları bu alet üzerinden özel görüşmeler yapmaya başladı. İlhan ve Serdal isimli FETÖ tutuklusu iki kişi de zaman zaman bu aparatı alarak birbirleriyle görüştü. Ancak Yasin A., aparata “saplama” dediği özel bir ek yaptı ve iki şüphelinin konuşmalarını dinleyip savcılığa başvurdu. Yasin A., Eskişehir Başsavcılığı'ndaki ifadesinde yaşananları şöyle anlattı:
GARDİYANLARDAN ÖĞRENMİŞTİM
Benim sağımdaki ve iki solumdaki odalarda kalan ikisi, İlhan ve Serdal isimleriyle birbirlerine sesleniyor, havalandırmadan konuşuyordu. Bir süre sonra kardeşimle konuştuğumu fark eden Serdal, benden İlhan'la görüşmek için aparatı istedi. Ben bu şahısların FETÖ'den tutuklu olduklarını gardiyanlardan öğrenmiştim. Aparata saplama yapılarak üçüncü bir şahıs da konuşmalara girebiliyordu. Aparatı Serdal ve İlhan'a verince ara aparatı da ekleyip ne konuştuklarını dinlemeye başladım.
TALİMATI BİLEREK GECİKTİRMİŞ
İlhan,
HSK müfettişliği yapmış. Adalet Bakanlığı'nda, Başbakanlık'ta,
Cumhurbaşkanlığı'nda, HSK'da tanıdıkları olduğunu ancak kimseye haber
ulaştıramadığını söyledi.
ESKİŞEHİR Ana Jet Üssü'nde çalışan Recep
isimli tuğgeneralle nezarethanede birlikte kalmışlar. Recep General
FETÖ'cüymüş. Darbe gecesi Başbakan'dan kendisine talimatlar gelmiş.
Başbakan'ın talimatını bilerek geciktirmiş, uygulamamış. Serdar ve İlhan
bu durum için ‘İyi ki uygulamamış' diye konuşuyorlardı.
İKİNCİ DARBEYİ ÖKSÜZ YÖNETECEK
Adil Öksüz'ün yakalanmadığını, ikinci darbeyi Öksüz'ün yöneteceğini konuştular. İlhan, Serdal'a ‘İçeri girmeden önce gelen haberi biliyor musun? Her şey bir gecede değişecek' deyince Serdal da İlhan'a ‘Daha hiçbir şey bitmedi' dedi. Ayrıca İlhan, Serdal'a, ‘İki üç ay önce çok para geldiğini, paşaların 17'sine 185 milyon dolar dağıtıldığını, paşaların çocuklarının yurt dışına kaçtığını, tutuklanan savcıların çıktıklarında hocaefendinin söylemesiyle ellerine erişilemeyeceğini' söyledi.