Ortadoğu’daki gelişmeler, Merkez Bankası’nın kararları, ekonomi politikasında göz göre göre atılan yanlış adımlar sonucunda Türk Lirası tarihinin en düşük dönemlerini 85 milyon vatandaşı ile birlikte yaşıyor.
Yaşanan bu gelişmeler ile beraber yükün en fazla bindiği kesim ise her zaman olduğu gibi yine emekçilerin oldu. Son yıllarda ekonomik krizin tavan yaptığı Türkiye’de orta sınıf yok olmaya yüz tutmuşken yükselen döviz kuru ve altın fiyatları ile beraber ‘TÜİK’in yoksul olarak tanımladığı’ sınıfın alım gücü gün geçtikçe azalmaya devam etti.
2002 yılında yapılan seçimle beraber yönetime gelen AKP hükümetinde Türkiye’nin en kalabalık grubu olan Asgari ücretlilerin maaşlarına kademeli olarak zam yaptı. Yapılan zamlar bir iki aylık rahatlamanın ardından gün geçtikçe erimeye devam etti.
2002 YILINDA 7 CUMHURİYET ALTINI ALINIYORDU
AKP’nin yönetime geldiği 2002 yılında asgari ücret 250 milyon (6 sıfırın atılmadığı dönem) lira tutarındaydı. O dönemde çalışan bir asgari ücretli 1 aylık emeğinin sonucunda bir kuyumcudan tam 7 adet Cumhuriyet Altını alabiliyordu.
Yıllar geçtikçe asgari ücretin birim fiyatına zam yapıldı. Yapılan zamlar hükümet tarafından ‘Emekçinin haklarının gözetildiği’ biçiminde servis edildi. Gerek TV ekranlarında gerek seçim dönemlerinde yapılan propagandalarda asgari ücrete yapılan zamlar anlatılırken ‘Neredeeen nereyeee…’ ifadesi kullanıldı ve sonraki seçim dönemlerinde bu ifade şarkı haline getirildi.
Gelinen son dönem ise nereden nereye gelindiğinin sonucunu gözler önüne serdi. FED’in dün faizi sabit tutması ve yeni dönemde faiz indirimine gidileceğinin sinyallerinin verilmesi, İsrail’in Ortadoğu’da ülkelerin kalbine girerek suikastlar yaparak gerilimini artırması ve hükümet tarafından atılan yanlış adımlarla beraber bugün 1 tam Cumhuriyet altını 17 bin lira oldu.
Yeniçağ