Almanya misyonunun yazdığı mektupta, ABD, Arnavutluk, Avustralya, Avusturya, Belçika, Bosna Hersek, Bulgaristan, Kanada, Hırvatistan, Danimarka, Estonya, Finlandiya, Fransa, Haiti, Honduras, İzlanda, İrlanda, İtalya, Japonya, Letonya, Lihtenştayn, Litvanya, Lüksemburg, Marshall Adaları Cumhuriyeti, Monaco, Nauru, Hollanda, Yeni Zelanda, Kuzey Makedonya, Norveç, Palau, Polonya, Slovakya, Slovenya, İspanya , İsveç, İsviçre, İngiltere temsilcilerinin imzaları bulunuyor.
Ayrıca Çin'e gönderilen mektupta imzası bulunan 39 devlet, Pekin yönetiminden, BM İnsan Hakları Yüksek Komiseri üyelerinin de aralarında bulunacağı uluslararası bağımsız uzmanlar heyetine Doğu Türkistan'a "tam erişim" izni vermesini istedi.
Ortak mektubunda şu ifadeler yer aldı:
"Bize ulaşan güvenilir raporlara göre Sincan'da (Doğu Türkistan), bir milyondan fazla insan keyfi olarak, 'siyasi eğitim' kamplarında gözaltında tutuluyor.
"Bölgede giderek artan ağır insan hakları ihlali raporları gördük. Uygur kültürünün yanı sıra din veya inanç özgürlüğü, serbest dolaşım, dernek kurma ve ifade özgürlükleri ile ilgili çok ciddi kısıtlamalar var. Pekin, yaygın gözetleme ve orantısız bir şekilde Uygurları ve diğer azınlıkları hedef almaya devam ediyor. Ayrıca zorla çalıştırma ve kısırlaştırma dahil, zorunlu doğum kontrolü hakkında çeşitli raporlar var"
"Sincan'daki insan hakları durumunu ele alarak, hiç bir ülkenin buradan gelen sığınmacıları geri göndermemelerini istiyoruz."
Çin'in dünyaya eğitim merkezi olarak lanse ettiği toplama kamplarında ABD Dışişleri Bakanlığı verilerine göre 3 milyon civarında Uygur Türkü zorla tutuluyor.
Diasporadaki Uygurlar, asimilasyon ve kültürel soykırım olarak tanımladıkları toplama kamplarına götürülen kişilerin çocuklarının ellerinden alındığını ve bir daha göremediklerini belirtiyor.
Binlerce Uygur çocuk, ailelerinden koparılmış durumda.
Toplama kamplarına götürülenlerin büyük bir kısmından bir daha haber alınamıyor.