Sosyal medya hesdabından konuyla ilgili açıklamada bulunarak İzmirlilere seslenen Soyer, “Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın üzerinde 600 ton asbest bulunan Brezilya gemisine Aliağa’da sökümü için şartlı izin verdiğini öğrendim. Kararın iptali için gereken hukuki mücadeleyi sonuna kadar sürdüreceğimizden kimse kuşkusu duymasın” dedi.
“AYNI SORULARI BAKANLIĞA GÖTÜRECEĞİZ”
CHP Doğa Hakları ve Çevreden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Ali Öztunç, Nae Sao Paulo adlı uçak gemisinin, Türkiye'de Aliağa Gemi Söküm Bölgesi'ne getirilmesine izin verilmesi ile ilgili yazılı bir açıklama yaptı. TMMOB İl Koordinasyon Kurulu'nun verdiği bilgilere göre İzmir Aliağa Nemrut körfezinde yaklaşık 380 bin metrekare arazi üzerinde 22 adet gemi söküm tesisinde yılda yaklaşık 900 bin ton hurda gemi söküldüğünü belirten Öztunç, “Parçalanarak özellikte demirçelik sektörü için ham madde girdisi sağlanmakla birlikte, gemi sökümünün yarattığı çevre kirliliği ve işçi sağlığına yönelik oluşturduğu riskler bölge için ciddi bir sorun olmaya devam etmektedir” ifadelerini kullandı.
Öztunç, sözlerine şöyle devam etti:
* “Aliağa’ya getirilmesi için izin verilen 600 ton asbest bulunan Brezilya gemisiyle ilgili soru önergemize Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, sorularımızı genel geçer cevaplarla geçiştirmiş, ‘Bahse konu geminin Ülkemize getirilmek istendiğine ilişkin Bakanlığımıza yapılan bir notifikasyon (ön bildirim) yapılmamıştır’ cevabı vermişti. 1 yıllık süreçte, atık yönetimine dair nasıl tedbirler alındı, bir kez daha aynı soruları Bakanlığa göndereceğiz.
“ANLAYABİLMİŞ DEĞİLİZ”
* Maalesef AKP'nin atık yönetimindeki paradoksları nedeniyle ülkemiz radyoaktif, asbestli, tehlikeli atık ve kimyasalların tehdidiyle karşı karşıyadır. AKP'nin atık politikası, evde tozu toprağı halının altına süpürmekten farksız. Sıfır atık kampanyasının, çevre ajansının çevre politikamıza etkilerini halen anlayabilmiş değiliz.
“AKP İKTİDARI ARTIK TOPYEKUN GÖREVDEN AFFINI İSTEMELİ”
* Gaziemir'deki kaynağı belirlenememiş radyoaktif atıkları temizlememek için ayak direyen, her beceriksizliğinde olduğu gibi süreci de CHP'li belediyelere yüklemeye çalışan, Aliağa ve Foça açıklarındaki gemi atıklarının yarattığı deniz kirliliğine karşı aktif mücadelesi olmayan, Marmara Denizi’ndeki müsülajı, Şebinkarahisar ve Erzincan İliç'te siyanürü yüzey temizliği ile temizleyebileceğini sanan, Adana'yı ithal atıkların son durağı yapan AKP iktidarı artık top yekün görevden affını istemelidir.
“AKP, HALK VE ÇEVRE SAĞLIĞI TEHDİDİ OLMAYA BAŞLADI”
* Aliağa bölgesi, hali hazırdaki sanayi tesislerinden dolayı birçok sağlık sorunun da yaşandığı, kümülatif ve sağlık etki değerlendirmesi raporlarında kirlilik değerleri ve buna bağlı sağlık sorunlarının en üst seviyelerde yaşandığı bir yer. Nükleer denemelerde kullanılmış geminin getirilmesi bir dert, Aliağa'nın mevcut kirlilik yükü ayrı bir dert. Neresinden tutsanız elinizde kalacak bir denklem. AKP, halk ve çevre sağlığı tehdidi olmaya başlamıştır.”
BAKAN KURUM’A 9 SORU
“Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum'a TBMM'de geçiştirdiği sorularımı, bu sefer kamuoyu önünde sormak istiyorum” diyen Öztunç, şu soruları yöneltti:
1) Hindistan'ın sökmeyi reddettiği geminin Türkiye'de sökülmesi işlemiyle ilgili Bakanlığınıza izin başvurusu yapılmış mıdır? Yapılmışsa ne yanıt verilmiştir?
2) Sıfır Atık Kampanyası çalışmaları yürüten kurumunuzun, halk ve çevre sağlığı açısından da tehdit içeren tehlike atıkların Türkiye'ye getirilmesine yönelik izin vermesi bir çelişki değil midir?
3) Bahsedilen geminin nükleer serpinti ve asbest konusunda ölçüm ve analiz yapılmış mıdır? Yapılmış ise sonuçları nelerdir?
4) Söküme getirilen gemide ne tür tehlikeli maddeler kullanıldığına dair envanter çalışması yapılmış mıdır?
5) Söküme getirilen gemiye ait gemi geri dönüşüm planları hazırlanmış mıdır?
6) Söküme getirilen geminin, tehlikeli atıklarından ve kontamine olan yapılardan arındırılması için hangi çalışmalar yapılmıştır?
7) Geminin asbestten arındırıldığına dair herhangi bir bilimsel rapor bulunmakta mıdır?
8) Atık gemilerin ithalatı için bir zorunluluk olan uluslararası geçerliliği olan bir notifikasyon bulunmakta mıdır?
9) Gemi Söküm Yönetmeliği gereğince, söz konusu geminin tüm atıklardan arındırıldığına dair belgesi var mıdır?”
“BAKANLIK İZMİR’E ASBEST BOMBASI GÖNDERMİŞTİR”
Nae Sao Paulo gemisinin Aliağa’da sökümü için izin verilmesine bir tepki de CHP İzmir İl Başkanlığı’ndan geldi. CHP İzmir İl Başkanı Deniz Yücel, “Brezilya donanmasına ait, Nae Sao Paulo isimli Fransa yapımı savaş gemisinin sökümü için izin veren Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, İzmir'e asbest bombası göndermiştir. Geminin Aliağa'da söküme alınması Türkiye'nin taraf olduğu birçok uluslararası çevre sözleşmesine aykırıdır” ifadelerini kullandı.
“NÜKLEER DENEMELERDE KULLANILDIĞI İDDİA EDİLİYOR”
Deniz Yücel, açıklamalarına şöyle devam etti:
* “Brezilya donanmasına satılmadan önce, Fransa'nın nükleer denemelerde kullandığı iddia edilen Nae Sao Paulo gemisi 2017 yılında Brezilya donanması tarafından devre dışı bırakılmıştı.
“BAŞKA ÜLKELER KABUL ETMEDİ”
* Vahşi gemi sökümü yapan başta Hindistan'ın ve diğer ülkelerin kabul etmediği, 600 ton asbest içeren bu ölüm gemisinin İzmir'de sökümüne izin vermek; başta Aliağalı ve İzmirli hemşerilerimizin canına kastetmektir.
“TÜRKİYE PARASINI VERENİN ATIK DEPOSU DEĞİLDİR”
* Türkiye parasını verenin atık deposu değildir. Türkiye'yi Avrupa'nın çöplüğü haline getiren bu zihniyet bunun da hesabını sandıkta verecektir. İnsanlarımızın kanser, doğanın ve diğer canlıların yok olmasının önüne geçmek için; İzmir Büyükşehir Belediyemizle konunun takipçisi olacağımızı, her türlü mücadeleyi vereceğimizi buradan paylaşıyor ve Aliağa Belediyesi'nin de aynı hassasiyetlerle konuya yaklaşacağını umuyorum.”
SENDİKADAN AÇIKLAMA: İŞÇİLERİN VE HALKIN CANINA KAST EDİLİYOR
Depo, Liman, Tersane ve Deniz işçileri Sendikası (DGDSEN) da konuyla ilgili açıklamada bulunarak işçilerin karşı karşıya kaldığı tehlikeye dikkat çekti. Söz konusu gemiyi Aliağa'ya getirmenin, gemi söküm işçilerinin ve halkın canına kast etmek olduğunun vurgulandığı açıklamada, şöyle denildi:
* “Gemi söküm dünyanın en tehlikeli işleri arasında değerlendirilen oldukça riskli bir sektördür. Bu nedenle gelişmiş kapitalist ülkeler (ABD, Birleşik Krallık, Almanya ve Fransa gibi) bu sektörün ülkelerinde faaliyet göstermesine izin vermiyor.
* Hatta ucuz iş gücü ve işçi sağlığı ve iş güvenliği meselelerinde sıkça eleştirilen Çin dahi bu sektörden çekilme kararı aldı. Şu anda Bangladeş, Hindistan, Pakistan ve Türkiye ise gemi söküm sektörünün faaliyet gösterdiği ülkelerdir. Bu ülkelerin gemi söküm için tercih edilmesinin nedeni ise, işçi sağlığı ve iş güvenliği konusunda hem ulusal hem de uluslararası mevzuata uygun hareket etmemeleri ve gerekli denetimleri uygulamamalarıdır.
* Türkiye özelindeki duruma bakıldığında, gemi sökümde işçi sağlığı ve iş güvenliği önlemlerinin gerekli ölçülerde uygulanmadığı, denetimlerin de titiz ve sağlıklı bir çerçevede yürütülmediği bilinmektedir. Gemi sökümde özellikle asbest gibi tehlikeli maddelerin taşınması ve ayrıştırılması süreci oldukça önemlidir. Bu durum sadece işçi sağlığını değil; aynı zamanda çevre sağlığını da ilgilendiren oldukça tehlikeli sonuçları ortaya çıkarabilir.
MAYIS AYINDA SÖKÜM İZNİ VERİLDİ
* Bu çerçevede oldukça tehlikeli bir vakanın yaşanmasına adeta davetiye çıkaran bir durum söz konusudur. Çevre, Şehircilik ve iklim Değişikliği Bakanlığı tarafından Brezilya donanmasına ait olan Nae Sâo Paulo adli savaş gemisinin Aliağa’da sökümü için Sök Denizcilik’e 30 Mayıs 2022’de izin verildi. Gemide yaklaşık 900 küsür ton asbestin yani sıra, zehirli gazlar, ağır metaller, ağır yağlar, hidrokarbonlar, radyoaktif maddeler, vektörler, balast suyu, organotin, PCB, PPB, PCts ve daha birçok insan sağlığı ve çevreyi tehdit edecek madde bulunduğu belirtiliyor.
“KANSER VAKALARININ ORTAYA ÇIKMASI YÜKSEK BİR İHTİMALDİR”
* Geçen yıl NAE Sâo Paulo gemisi konusunda birçok kesim, söküm faaliyeti nedeniyle ortaya çıkacak tehlikelere dair uyarmıştı. Ancak uyarılar dikkate alınmadı ve gemi söküme şartlı onay verildi. Bu geminin yine her zaman olduğu gibi işçi sağlığı ve iş güvenliği ve çevre sağlığı dikkate alınmadan söküm işleminin yapılması çok ciddi sonuçlara neden olacak.
* Zira birçok kanser vakasının hem işçilerde hem de bölge halkında önümüzdeki yıllarda ortaya çıkması oldukça yüksek bir ihtimaldir. Anayasanın ve Türkiye’nin taraf olduğu Uluslararası Çalışma Örgütü Sözleşmesinin, Basel Konvansiyonu’nun ve Izmir Protokolü’nün ihlâli anlamına gelecek bu uygulama hem ulusal hukukun hem de uluslararası hukukun ihlâl edilmesi demektir.
* Hiçbir meşru ve yasal gerekçesi olmadan gemi sökümde bu tip faaliyetlere izin verilmesi işçi sağlığı ve halk sağlığına yönelik ciddi bir saldırı anlamına geliyor. İşçilerin ve halkın sağlığıyla oynamayın! Gemi sökümde derhal işçi sağlığı ve iş güvenliği önlemleri uygulansın! Gerekli denetimlere tabii tutulmayan ve usule uygun işlem görmeyen NAE Sâo Paulo başta olmak üzere asbest ve diğer tehlikeli maddeleri içeren tüm gemilerin söküm işlemi hemen yasaklansın!”