Muğla Çevre Platformu'ndan yapılan açıklamada "Çıtlık’taki gelişmeleri yakından takip eden platformumuzun Gökova bileşenlerinin yaptığı araştırmalar çerçevesinde elde ettiği bilgiler, Çıtlık Ormanlarını iştahla kesmek istemenin arkasında başka nedenler de olabileceğini gösteriyor." denildi.
Projenin duyulmasından itibaren bölge halkının, ormanın kesilmesine karşı olduğunu verdikleri dilekçeler, yaptıkları basın açıklamaları ve yürüttükleri imza kampanyaları ile defalarca dile getirdi belirtilen açıklamada şu ifadeler yer aldı:
Ancak ne Muğla Orman Bölge Müdürlüğü ne de Karabörtlen Orman İşletmesi projeyi gelip yöre halkına anlatma ihtiyacı duymadılar. Bilgilendirmek bir yana, yurttaşların projeyi duyduktan sonra verdikleri birçok itiraz dilekçesine, yaptıkları basın açıklamalarına cevap dahi vermediler.
Bu itirazlar yükseldikten sonra Orman İşletmesi önce vazgeçer gibi olsa da sonra tekrar sahaya dönerek ağaçları damgalama işlemine başladı. Ne olmuştu da İşletme bu arada fikrini değiştirmişti? Yöre halkının ifadesine göre, Çıtlık Köyü Muhtarı ormanın kesilmesini istiyordu ve Orman İşletmesine köy adına ormanın kesimini istediklerini bildirmişti. Orman İşletmesi de yöre halkının itirazları yerine köylü adına konuşan muhtarı dikkate almıştı.
Peki, bir muhtar yaşadığı bölgenin doğasının tahrip edilmesini neden istemiş olabilir? Bunda nasıl bir kamusal yarar olabilirdi?
Bir ormanı yok etmenin kamusal yararının ne olabileceği konusunda hiçbir bilgi yok elimizde ama bunun aksini söyleyen birçok bilimsel veri var. Üstelik, bilimin söylediklerinin doğruluğunu yaşayarak öğrendiğimiz günlerden geçiyoruz. Araştırmalarda şu bilgiye ulaşıldı: Ormanın kesim ihalesini Çıtlık Köyü Kooperatifi almıştı. Ve öğreniyoruz ki kooperatifin başkanı da Çıtlık Köyü Muhtarı!
Yani, ormanın kesiminde bir kamusal yarar yoktu ama Muhtarın yöneticisi olduğu bir kurumun elde edeceği bir yarar vardı.
Araştırmalar derinleştirildiğinde, Muhtarın ormanın kesilmesi işi ile ilintisinin yalnızca kesme işini almış olması ile sınırlı olmadığı öğrenildi. Kritik bilgilerden biri; kesilecek alanda Muhtara ve yakınlarına ait olmak üzere taşınmazların, yani özel mülklerin de varlığı! Soru şu: Muhtarın kesim işinde bu denli hevesli olmasının arkasında orman kesildikten sonra bu taşınmazların imara açılmasına yol vermek de olabilir mi? Cevabı, kamuoyunun vicdanına bırakıyoruz.
Böylesine açık rant ilişkilerinden söz ediliyorken, Muğla Orman Bölge Müdürlüğü, ormanın kesilmesine yurttaşların hiçbir şekilde kişisel çıkar beklemeden, yalnızca kamusal yarar adına karşı çıkmasını neden dikkate almıyor da halkın görüşü ile tamamen çelişmesine rağmen kesim işini çok isteyen bir kişinin talebini dikkate alıyor? Ve kesim ihalesini o kişinin yönetiminde olduğunu bilmesine rağmen o kuruluşa veriyor. Bu durum Muğla Orman Bölge Müdürlüğü için tesadüf ya da farkında olmamakla açıklanması güç bir durum ortaya koyuyor.
Yukarıda sıraladığımız dört bulgu da şeffaflık, hesap verebilirlik, katılımcılık ilkeleri ile işleyen herhangi bir demokratik ülkede skandal niteliğindedir.
Muğla Orman Bölge Müdürlüğü’ne ve tüm diğer ilgili kurumlara, hem bu iddiaolgularla ilgili açıklamalarını soruyor, hem de bir kez daha sesleniyoruz:
Ülke genelinde infial yaratan kesim işlemini yurttaşların ayağa kalkması üzerine Koronavirüs salgın bitene kadar ertelediğinizi açıklamanız yetmez! Yukarıda ortaya koyulan iddiaolguları da göz önünde bulundurarak, kamu vicdanının daha fazla yaralanmasına yol açmadan bu kesim ihalesini derhal iptal ediniz! Halkın taleplerini dilekçelerini dikkate alınız ve "Taşkesiği Endüstriyel Plantasyon Projesi"ni iptal ediniz!
Dünyanın yaşadığı ekolojik krizin sonucu olan pandemi felaketinden ders alınmasını istiyor, bekliyoruz. Kamu kaynaklarını, kamu gücünü halkın sağlığının korunmasına, bunun ayrılmaz parçası olan ekosistemin korunmasına harcayınız.