Şener, "Erdoğan’ın seçimli iktidar dönemi bitmiştir. Bundan sonra gireceği her seçimde kaybedecektir. Bu girdaptan çıkabilmek maksadıyla da her gün farklı şeyleri test etmektedir" dedi. Şener, AKP tabanından herkesin oy aldığını belirtirken, Kanal İstanbul ile ilgili de eleştirilerde bulundu.
Yeniçağ'da yer alan habere göre; AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Libya politikasını, iktidar tarafından yapılan “diplomatik başarı” şeklindeki açıklamalarının aksine “tam bir başarısızlık” olduğu yorumunda bulunan Şener, “Dış müdahale ile daha önce Kaddafi hükümeti yıkılmıştır. Bu sırada NATO uçakları sürekli Libya’yı vurmuştur ve NATO’nun hava komuta üssü de İzmir’e taşınmıştır. Türk savaş gemileri de Libya açıklarına kadar gitmiş ve bu NATO operasyonuna destek vermiştir. Libya’yı böyle parçalanmış ülke haline dönüştüren şey aslında Türkiye’nin destek verdiği ve hava komuta merkezini İzmir’e aldığı bu politikalardır. Şunda Libya’nın içinde bulunduğu durum, eğer hükümet bir başarısı olarak değerlendiriliyorsa bunu tersten okumak lazım” dedi.
Herkesin Libya’yı yağmalama derdinde olduğunu vurgulayan Şener, diplomasi yoluyla Libya’daki taraflar arasındaki çatışma ortamının sona ermeyeceği görüşünde. Erdoğan ve Putin arasında Libya eksenli yapılan görüşmelere dair de konuşan Şener, “Rusya Türkiye’yi de safına çekmek suretiyle daha diplomatik bir yürüyüş içerisinde. Bu karmaşa içinde nasıl ki Suriye’de avantajı yakalamışsa Rusya, aynı şekilde Libya’daki karışıklık ortamında avantaj yakalamıştır. Dolayısıyla Putin Erdoğan görüşmesinde asıl avantajın Putin’de olduğunu görüyorum” diye konuştu.
İdlib’deki cihatçı unsurların Libya’ya götürüleceğini ve bu anlamda İdlib ve Libya arasında bir “otoban” hazırlıklarının yapıldığını belirten Şener, şöyle devam etti: “Rusya ve Suriye’nin kafasındaki şey İdlib’teki teröristleri temizlemek. İdlib’in Suriye egemenliğine kavuşturulmasını sağlamak. Türkiye İdlib’te bulunan terör gruplarına öteden beri terörist grup olarak görüyor. Ama Türkiye onların da süpürülmesine engel oluyor. Çünkü buradan süpürüldükleri taktirde gidecekleri hiçbir yer yok, Türkiye var sadece. Ama şimdi yeni bir kapı açıldı. Libya’ya gidebilirler. Bu grupları Sarraj lehine, Hafter aleyhine cepheye sürme mantığı var. Bu gruplara belli bir maaş ve Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı, pasaportu verilmekten bahsediliyor.”
Erdoğan’ın yürüttüğü politikalardan AKP içinde de huzursuzluklara neden olduğunu dile getiren Şener, sözlerini şöyle sürdürdü: “İslam dünyası, Erdoğan’dan çektiğini hiç kimseden çekmemiştir. 15 asırlık İslam tarihinin en günahkar iktidarı Erdoğan. Erdoğan’ın seçimli iktidar dönemi bitmiştir. Bundan sonra gireceği her seçimde kaybedecektir. Bu girdaptan çıkabilmek maksadıyla da her gün farklı şeyleri test etmektedir. Özellikle son 34 yılda Erdoğan’ın doğru düzgün yaptığı hiç bir şey yoktur. En basit konudan en temel ana konulara varıncaya kadar Erdoğan hükümetinin yaptığı her şey yanlıştır ve ülkeyi felakete götürmektedir. Türkiye’de korkunç bir yağma düzeni var. Bu yağma düzeni devam ederken, ne ekonomi ne iç ne de dış politika iyi olur.”
Şener, Erdoğan’ın iktidara geldiği günden beri hukuk kurallarını ihlal ettiğini ve kamu kaynaklarını kadrolarıyla birlikte “talan” ettiğini kaydetti. Bu durumun Erdoğan’ı kendisini sürekli iktidarda kalmak zorunda hissettiğini ve arayış içinde olduğunu belirten Şener, AKP kadrolarının da bu kötü gidişatın farkında olduğunu söyledi. Yeni parti ve oluşumlarının meşruiyet alanları oluşturma çabası olduğunu sözlerine ekleyen Şener, “Yeni parti oluşumları AKP tabanından oy alacaklar. Zaten şunda AKP tabanından herkes oy alıyor. MHP, İYİ Parti, HDP, CHP’de alıyor. AKP tabanı arayışta ve her tarafa dağılıyor. En son anketlerde de görüyoruz; CHP’ye AKP ve MHP’nin oylarının yüzde 7’si gidiyor” diye belirtti.
Şener, Kanal İstanbul Projesi’ne dair ise şu yorumlarda bulundu: “Sözlü ısrarların gerçek ısrar olduğunu her zaman söylemeyiz. Sayın Erdoğan’ın huyudur, bazen hiç yapmayacağı işlere o kadar asılır o kadar sert demeçler verir ki bir süre sonra bir bakarız o konu buharlaşmış. Bazen de kamuoyuna duyurmadan aşağıdan malı götürmüş. Kanal İstanbul ısrarında ciddi mi değil mi ben tam emin değilim. Ama bunu yapmaya kalkarlarsa bu büyük bir soygun ve doğa tahribatı demektir. Hem Montrö Antlaşması’nı aşındırdığı için ABD’nin filo bulunduramadığı tek deniz olan Karadeniz’i Amerikan askeri filosuna yeni bir karargah edinmesine açık hale getirmesi anlamına geliyor. Projenin kamusal anlamda Türkiye’ye hiçbir faydası yok. Çıkar hırslarının altında o bölgeyi yağmalamak, imar rantları ve ABD’nin kendisi ve ailesinin mal varlığının araştırılması yönündeki şantajlarına karşın Erdoğan’ın elini güçlendirir. Erdoğan Türkiye’ye pazarlıyor.”
https://halktv.com.tr/gundem/akpkadrolaridafarkindaerdoganbitmistir416489h