İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Gaziantep Milletvekili Prof. Dr.
Ümit Özdağ'ın, TBMM'de bugün düzenlemiş olduğu basın toplantısında
hükümetin "meslek kuruluşlarıyla ilgili yeni yasa tasarısı taslağı
hazırlamaya başladığını" açıkladı.
Özdağ, bu taslağın "bütün meslek kuruluşlarının demokratik yapılarını ortadan kaldırdığını ve ilgili bakanlıkların yan kuruluşu haline getirdiğini", yasalaşması halinde "meslek kuruluşlarının hem milli kimliklerini hem de demokratik yapılarını yitireceklerini" söyledi ve taslağı hazırlayan bürokratların uyarılmasını,TBMM'ye asla getirilmemesi talep etti.
İşte Özdağ'ın o açıklaması:
AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın bir süre önce yapmış olduğu “Türkiye Barolar Birliği’nin isminden Türkiye ibaresinin çıkarılması gerekiyor” açıklamasını emir olarak kabul eden AKP Hükümeti; bir yasa tasarısı hazırladı. Bu yasa tasarısı ile milli ve yerli olduğunu iddia eden AKP Hükümeti tüm meslek kuruluşlarının isimlerinden Türk ve Türkiye ibarelerini çıkararak bu kuruluşların milli kimliklerini yok etmeyi hedeflemektedir. Üstelik yasa tasarısı bununla da kalmayıp, bütün meslek kuruluşlarının demokratik yapılarını ortadan kaldırmakta, onları ilgili bakanlıkların yan kuruluşu haline getirmektedir. Bu düzenlemenin yapılması ile meslek kuruluşları hem milli kimliklerini hem demokratik yapılarını tamamen yitireceklerdir.
Yasa taslağı ile;
Türkiye Barolar Birliği Barolar Birliği
Türkiye Esnaf ve Sanatkarlar Konfederasyonu Esnaf ve Sanatkarlar Konfederasyonu
TESK ESK
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Odalar ve Borsalar Birliği
TOBB OBB
Türkiye Noterler Birliği Noterler Birliği
Türk Tabipleri Birliği Tabipler Birliği
Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği Mühendis ve Mimar Odaları Birliği
Türk Veteriner Hekimleri Birliği Veteriner Hekimler Birliği
TÜRMOB MOB
TÜRK Diş Hekimleri Birliği Diş Hekimleri Birliği
Türk Eczacıları Birliği Eczacılar Birliği
Türkiye Katılım bankası Katılım Bankası
Türkiye Sigortacılık Sigortacılık
Türkiye Ziraat Odaları Birliği Ziraat odaları birliği
Türkiye Tohumcular Birliği Tohumcular Birliği
Türkiye Seyahat Acenteleri Birliği Seyahat Acenteleri Birliği
Türkiye Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler ve Yeminli Mali Müşavirler Odaları Birliği Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler ve Yeminli Mali Müşavirler Odaları Birliği
adını almaktadır.
Yasa tasarısı sadece Türklüğe düşman değildir. Aynı zamanda insan haklarına da düşmandır, özgürlüğe de düşmandır, demokrasiye de düşmandır. Cumhuriyet tarihimizin en anlamsız ve en antidemokratik yasa teklifi önümüze geldi. Bu kanunla siyasi irade tüm meslek kuruluşlarını partisinin hükümetinin bir organı haline getirmeyi amaçlıyor. BÖYLE BİR KANUN MUZ CUMHURİYETİNDE DAHİ YOKTUR. Burada mevcut iktidar; hükmedemediği, seçimlerle alamadığı, güdümüne sokamadığı kurumları YOK ETME amacındadır. Ya bizdensiniz ya da yok olmaya mahkumsunuz mantığı ile hazırlanan bu kanun tasarısı ile tüm meslek kuruluşlarını yok etmeyi amaçlanmaktadır.
Yasa tasarısında öyle maddeler var ki:
Örneğin 8. Madde.
“Milli güvenlik, kamu düzeninin gerektirdiği hallerde Meslek Kuruluşları Bakanlıkça faaliyetten men edilebilir” diyor. Kamu düzeni Türkiye’de Tayyip Erdoğan’ın keyfine kaldığı için. Bu yasayı Tayyip Erdoğan’ın hoşuna gitmeyecek beyanat veren Meslek Kuruluşları anında kapatılabilir diye okumak da mümkündür.
Tasarının 10/3 maddesi ise tamamen hukuk katliamıdır. Bu tasarıyla mesleğinden men edilip daha sonra affa uğramış kişilerin tekrardan meslekten men edilmelerini sağlayan yani affı geçersiz kılan bir uygulama ne hukuk ne demokrasi ne de insan hakları ile bağdaşmamaktadır. Örneğin FETÖ kumpası sonucu meslekten men edilip daha sonra aftan yararlanarak mesleğe dönenler; tekrardan meslekten ihraç edilebilecektir.
Yasa tasarısı meslek kuruluşlarının belirleyeceği aidatların da
bakanlık kararına bağlamıştır. Meslek kuruluşlarının yurt dışına
yapacağı gezileri ya da yurt dışından kabul edeceği heyetleri de
bakanlık iznine bağlamaktadır.
Bu yasa tasarısı Türkiye’yi bir kez daha modern dünyadan tamamen
koparacak, Kuzey Kore ligine itecek kadar tehlikelidir. Bu tasarı
yasalaşırsa AKP hükümeti dışında Türkiye’nin düşmanlarına da hizmet
edecektir. Ekonomik kalkınmamız da Türkiye’nin demokratik itibarına
bağlıdır.
Yasa tasarısı Meslek Kuruluşların belirleyeceği aidatları da Bakanlık kararına bağlamış, meslek kuruluşlarının yurt dışına yapacağı gezileri ya da yurt dışından kabul edeceği heyetleri de Bakanlık iznine bağlamaktadır. Halihazırdaki durumda sadece bakanlığa bilgi yazısı gönderen meslek kuruluşları; örneğin ziraat odaları Tarım Bakanlığı’ndan, TMMOB Maliye Bakanlığı’ndan, Türkiye Seyahat Acenteleri Birliği Turizm Bakanlığı’ndan, TOBB Sanayi ve Ticaret Bakanlığı’ndan, Türkiye Barolar Birliği ve Barolar Adalet Bakanlığı’ndan izin almadan kongre ve konferansa katılmak için yurtdışına dahi çıkamayacaklardır.
Tüm bu odalar ve meslek kuruluşları;
Tasarının 4. Maddesine göre her yıl bağlı bulunduğu Bakanlık
Tarafından idari Denetim yapılacağı gibi bu arada ihtiyaç görülen
durumlarda her zaman idari denetime tabi tutulacaklardır.
Tasarının 5.maddesine göre Her yıl mali denetim yapılacağı gibi ihtiyaç
görülen durumlarda her zaman mali denetim yapılabilecektir.
Tasarının 6.maddesine göre ayrıca 3 yılda bir Bağımsız Denetçiler tarafından da denetleneceklerdir.
Tasarının 7. Maddesine göre bu odalar ve meslek kuruluşları bağlı
oldukları bakanlığın talebi üzerine, 7 gün içinde talep edilen evrakı
vermezse, ya da yukarıda bahsi geçen denetim yapılırken görevi başında
kalması, yapılan denetim bakımından sakıncalı görülürse, Sayıştay,
Bakanlık, veya bağımsız denetçinin teklifi üzerine bakanlıkça
görevinden uzaklaştırılır. Hükümete soruyoruz: Kimi kayyum olarak
atayacaksınız meslek kuruluşlarının başına?
Denetimin tamamlanmasından sonra en geç 1 ay içinde Bakanlık kararı ile
görevlerine dönerler. Bu madde tüm oda ve meslek kuruluşlarını
iktidardaki hükümetin uşağı, kölesi, şamar oğlanı yapacaktır. Siyasi
iradenin desteklemediği bir meslek kuruluşu başkanı, Türkiye Barolar
Birliği’ne ya da Ankara Barosuna seçildiğinde, “bu kanun ile ihtiyaç
görüldü” diyerek bir denetleme açıp, başkanı görevden uzaklaştırıp, 3
yıl sonunda denetlemeyi bitirip: Seçim sürecinde göreve iade ettiğiniz,
seçilmiş bir başkanın haklarını ve oy veren o meslek grubundaki
kişilerin haklarını nasıl iade edeceksiniz? Kaldı ki denetleme bittikten
en geç 1 ay sonra görevine iade edilir denilmekte. 1 ay geçti ve
Bakanlık iade etmedi; bunun müeyyidesi de yok, açıklanmış bir hukuki yol
da yok.
Meslek kuruluşları bu kanunla tamamen siyasi iradeye bağlı hale getirilmektedir. Bağımsız denetçiler TMMOB içerisinden seçilmektedir. Denetim için Bakanlık tarafından seçilen bağımsız denetçi: İktidarın desteklemediği seçilmiş bir başkanının görevden alınmasını teklif etmekte ve o başkan denetçinin teklifi ile görevden uzaklaştırabilecektir. Yani meslek mensuplarının çoğunluğunun oyunu alan bir başkan, sadece tek bir oyu olan bir meslek mensubun teklifi ile siyasi irade görevden uzaklaştırabilecektir.
Bu kanunla siyasi irade tüm meslek kuruluşlarını partisinin hükümetinin bir organı haline getirecektir. Böylece sivil toplum örgütleri, aydın eli kalem tutan tüm meslek örgütleri siyasi iradenin güdümüne girecektir. BÖYLE BİR KANUN MUZ CUMHURİYETİNDE DAHİ YOKTUR. Kaldı ki, acaba Türkiye Barolar Birliğini ve diğer tüm meslek kuruluşlarını HSK gibi güdümünde götürebilen bir AKP böyle bir kanun tasarısı hazırlamaya gerek duyacak mıydı? Burada mevcut iktidar nasıl halkı kutuplaştırdı ise aynı şeyi yapmış ve hükmedemediği, seçimlerle alamadığı, güdümüne sokamadığı kurumları “terbiye etme” amacındadır. Ya bizdensiniz ya da yok olmaya mahkumsunuz mantığı ile hazırlanan bu kanun tasarısı ile tüm meslek kuruluşlarını yok etme amaçlanmaktadır.
Tasarının 8.maddesine göre kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları ve üst kuruluşları, kuruluş amaçları dışında faaliyette bulunamazlar. Ayrıca tasarının 9.maddesinin 3. Fıkrası ….’ Meslek Kuruluşları ve odalar, milli güvenlik, kamu düzeninin gerektirdiği gecikmesinde sakınca olan hallerde Bakanlıkça faaliyetten men edilebilir. Bu karar 24 saatte Asliye Hukuk Hakiminin onayına sunulur. Asliye Hukuk Hakimi 48 saatte kararını verir.” Burada da siyasi iradenin bu kuruluşları tamamen avucunun içine aldığını görmekteyiz. Beyanatları siyasi iradenin düşünceleri aleyhine olan bir meslek kuruluşu kolaylıkla fiilen kapatılabilecektir. Bir meslek kuruluşunun örneğin sokak hayvanlarını besleme etkinliği faaliyet alnında olmamasından dolayı faaliyetten men gerekçesi olabilecektir. “Olağanüstü hal ve savaştayız” denilerek, “Türkiye Barolar Birliği Başkanının beyanları kamu düzenini ihlal etmektedir” iddiası ile Türkiye Barolar Birliğini faaliyetten men eden Adalet Bakanlığının kararını hangi Asliye Hukuk Hakiminin onaylamayıp karşı çıkabilecektir.
Tüm meslek kuruluşları ve odalar bağlı bulundukları bakanlıkların iki dudağı arasına sıkışıp kalacaktır. Avukatlık sınavını Adalet Bakanlığı yapacak, Baro levhasına yazılmayı Adalet Bakanlığı yapacak, avukatlık ruhsatını Adalet Bakanlığı verecek, itirazları da Adalet Bakanlığı karara bağlayacaktır.(Madde 679)Tüm meslek kuruluşlarının oda kayıtları, ruhsatları, oda aidatları odaya kabul ve ret, tamamı bağlı bulundukları bakanlık tarafından yapılacak, oda ve meslek kuruluşları bakanlıkların sekreteryası görevine getirilecektir.
Tasarının 10/3 maddesi ise tamamen hukuk tetikçiliğidir. Öyle
zannediyoruz ki bu madde direk olarak hali hazırda görevde olan bazı
meslek kuruluşu görevlilerini hedef almaktadır. Çünkü süreleri geçmiş ve
affa uğramış olsa bile meslek mensuplarının meslek kuruluşlarında
mesleği icra etmelerinin engellenmesi yasa kapsamına alınmıştır. Yıllar
önce affa uğramış ve mesleğini hali hazırda icra etmekte olan bir meslek
erbabını ya da meslek kuruluşu başkan ve görevlilerini yok olan affa
uğramış bir cezadan dolayı mesleğinden men etmek ne hukuk ne demokrasi
ne kazanılmış hak ve nede insan hakları ile bağdaşmamaktadır. AKP
Hükümetinin bu düzenlemelere nereden esinlendiğini araştırınca karşımıza
ilginç bir gerçek çıktı. 1990’lı yıllarda Cezayir ve Tunus’ta da affa
uğramış suçlardan dolayı milli güvenlik gerekçesi ile tekrar yargılama
yapılabileceğini düzenleyen yasa maddelerinden esinlenmişler. Anlaşılan
sadece Tunus’un devrik liderinin uçağını değil, tarihin çöplüğüne
atılmış yasalarını da alıyor AKP Hükümeti.
Sonuç olarak tasarı ile odalar ve meslek kuruluşları meslek
guruplarının kuruluşları olmaktan çıkıyor, oyun parkı haline
getiriyor.
Bu meslek kuruluşları,
ADALET BAKANLIĞI BAROLAR GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
ADALET BAKANLIĞI NOTERLER GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
SANAYİ VE TİCARET BAKANLIĞI ODALAR VE BORSALAR GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
MALİYE BAKANLIĞI SERBEST MUHASEBECİ VE MALİ MÜŞAVİRLER GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
ÇALIŞMA BAKANLIĞI ESNAF VE SANATKARLAR GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
SAĞLIK BAKANLIĞI ECZACILAR GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
SAĞLIK BAKANLIĞI TABİPLER GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
TURİZM BAKANLIĞI SEYAHAT ACENTALARI GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
TARIM BAKANLIĞI ZİRAAT ODASI GENEL MÜDÜRLÜĞÜ’ne dönüşmektedir.
İYİ Parti bu anti demokratik, milli kimliksiz yasa girişimini Türk Milleti önünde mahkum etmektedir. Milli ve yerli olduğu iddiasında olan AKP, milli ve yerli olan her şeyi tasfiye etmektedir. Önce valiliklerden Türkiye Cumhuriyeti ibaresini indirdiler. Şimdi meslek kuruluşlarından Türk ve Türkiye’yi çıkarmayı, meslek kuruluşlarını gerçek sahiplerinin elinden alarak, hükümetin arka bahçesine haline getirmeye çalışıyorlar. Anlaşılan Öcalan ile İmralı’da kaleme alınan anayasa taslağı uygulanmaya devam ediliyor. İYİ Parti, bütün kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarını bu milliyetsiz ve faşist yasa taslağına karşı direnmeye çağırıyor.