ASELSAN mühendisi Hüseyin Başbilen'in 2006'da aracında ölü bulunması ile
ilgili yürütülen soruşturmada eski eşinin olay günü söylediği iddia
edilen ve soruşturma dosyasına giren bazı sözler dikkat çekici bulundu.
Hüseyin Başbilen'in ikizi Hasan Başbilen, resmi ifadelerinde olayın
intihar olduğunu söyleyen eski yengesinin ağabeyinin kaybolduğu gün
kendilerine "Hüseyin'i öyle bir götürdüler ki" dediğini, üsteleyince de
elini ağzına kapatarak söylediğini pişman olduğunu söyledi. Baba Vehbi
Başbilen de savcılığa aynı doğrultuda bilgi verdi.
Hüseyin Başbilen'in ikizi Hasan Başbilen, Ankara Cumhuriyet
Başsavcılığı'na verdiği ifadede şöyle konuştu: "4 Ağustos 2006 günü
kayıp olduğunu öğrenince Hüseyin'in evine gittim. Gitmeden önce annemle
babama haber verdim. Önce onlar gittiler. Hüseyin'in evine gittikten
sonra eşi Gülen Seda sık sık telefonla görüşmeye başladı. Telefon
geldiğinde bizim yanımızda görüşmüyordu. Telefonu alıp boş bir odaya
geçiyordu. Yaptığı her görüşmeden sonra da farklı farklı şeyler
söylüyordu. Gelen aramalar Hüseyin'in telefonundandı. İçeri girip bir
görüşme yaptıktan sonra yanıma geldi. "Hüseyin'i öyle bir götürdüler ki"
dedi. Cümlesini tamamlamadan kendi eliyle ağzını kapattı. Ne demek
istediğini sordum. Ancak "İşte saçmalıyorum" dedi. Hüseyin'i kimin ne
maksatla, nereye götürdüğü hususunda bir açıklama yapmadı. Cümlesi de
yarım kaldı."
Hürriyet gazetesinde yeralan habere göre, Hasan Başbilen, "Hüseyin ölmeden iki ay kadar önce evlendiler. Düğünlerinde bulundum. Ancak düğünden sonra Gülen Seda, kendi adetlerine göre yeni evli çiftlerin evine en az iki ay gidilmeyeceğini söyledi. Biz evine gitmemizi istemediğini anladık ve ne annem babam ne de ben Seda'nın bu talebi uyarınca evine gitmedik. Gülen Seda bize eve iki ay gelmememiz gerektiğini söyledi. İki ay dolunca da Hüseyin öldü. Bunun da planlı olduğunu düşünüyorum" dedi.
"EŞİMİ KAÇIRDILAR"
Baba Hüseyin Başbilen de ifadesinde oğlu Hasan Başbilen'in şahit olduğu olayı doğrulayarak şunları söyledi: "Oğlum kız kardeşinin İstanbul'daki komşusunun arkadaşı ile tanıştı ve bir süre konuştuktan sonra olaydan iki ay önce evlendiler. Eşi Gülen Seda bizi evine 2 ay kabul etmedi. 2 ay içinde oğlumla yüz yüze 3 sefer görüştük.Telefon görüşmesi yapıyorduk. Oğlumun kayıp olduğunu öğrendikten sonra Yenimahalle'deki evlerine gittim. Gülen Seda'ya sordum, "Hüseyin nerede Hüseyin'e ne oldu?" dedim. Gülen Seda, "Hüseyin intihar etti" dedi, ben de "Sen ne söylüyorsun" dedim. Gülen Seda "Hastaydı" dedi. Ben de "Ne hastası" dedim. Bana "Psikolojik tedavi görüyordu" dedi. Ve oğlum 2 gün sonra bulunuyor. Bir insanın eşi kaybolduğunda 'Kocam öldü' diyebilir mi, 'Ona dua edin' deyip ümidi kesebilir mi? Bu bizim akıllarımızda çok soru işareti bıraktı. İnsan kocasının ölüm haberini alır da gözünden bir damla yaş akmaz mı? Gülen Seda olayın olduğu gün salonda dolaşırken "Eşimi kaçırdılar" dedi. Ben de 'Sen ne diyorsun kim kaçırdı?' dedim. 'Ay ben ne diyorum' dedi, ağzını kapattı. Eşi Gülen Seda oğlumun cenazesi bulunup defnedildikten sonra yani yas döneminde bizim ısrarımız doğrultusunda 23 kez evimize geldi. Ve her geldiğinde bir saatten fazla durmayıp gitti ve 3 gün sonra veraset ilamı çıkartmış. Bundan sonra avukatı ile görüşeceğimizi söyledi."
http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/turkiye/952213/ASELSAN_muhendisinin_supheli_olumunde_eski_esin_ifadesi_ortaya_cikti__Huseyin_i_oyle_bir_goturduler_ki....html