Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 2023 yılında uygulanacak asgari ücretin miktarını bugün açıkladı.
Net asgari ücret 8 bin 506 TL’ye, brüt asgari ücret 10 bin 8 TL’ye yükseltildi. Net asgari ücret, bugünkü kura göre 455 dolara yükseldi. Net asgari ücrette zam oranı ise yüzde 54,66 oldu. Asgari ücretin işverene toplam maliyeti 11 bin 759 TL'ye yükseldi.
Türkİş'in 9 bin TL'lik beklentisi karşılanmadığı için sendika, asgari ücretin açıklandığı basın toplantısına katılmadı. Sendika, 2023 yılı için belirlenen asgari ücretin çalışanların aileleriyle birlikte geçim şartlarını karşılamadığını belirtirken “Kamuoyunun beklentisi de giderilmemiştir” dedi.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) ise bu yıl da asgari geçim ücretini açıklamazken, 8 bin 506 TL'lik asgari ücret, Türkİş tarafından açıklanan kasım ayı için açıklanan 7 bin 787 TL'lik açlık sınırını 719 TL geçmiş oldu. Kasım ayı açlık sınırı 2022 asgari ücretinin 2 bin 286 TL üzerinde bulunuyordu.
2023 asgari ücretinin milyonlarca işçiyi nasıl etkileyeceği merak ediliyor. Türkiye’de Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı’nın açıkladığı veriye göre kayıtlı işçilerin yüzde 37’si asgari ücretle çalışıyor. DİSK Araştırma Merkezi ise özel sektörde asgari ücret civarında (yüzde 10 altında veya üstünde) çalışanların oranının yüzde 64,7 olduğunu belirtti.
Asgari ücretle geçinen milyonlarca işçi ise yılın büyük bölümünde açlık sınırının altında yaşıyor. Geçtiğimiz yıl sert yükselen gıda fiyatları ve enflasyondaki artış hızı nedeniyle şubat ayında açlık sınırı asgari ücreti geride bırakmıştı. Temmuz ayında yapılan ara zamla asgari ücret 5 bin 500 TL olmasına rağmen o dönem 6 bin 856 TL olan açlık sınırının altında kalmıştı.
Bu yılki enflasyon tahminleri göz önüne alındığında da bir süre sonra asgari ücretin açlık sınırının altında kalacağı öngörülüyor.
Ayrıca asgari ücretteki artış, farklı kurumların açıkladığı gıda enflasyonunun da çok altında kaldı.
Geçtiğimiz yıl sonunda 4 bin 97 TL olan açlık sınırı kasım itibariyle yıl sonuna göre yüzde 90 oranında artış göstermişti. Türkİş’e göre kasımda yıllık gıda enflasyonu yüzde 137,38 olarak gerçekleşti.
TÜİK’e göre kasımda gıda enflasyonu yıllık yüzde 102,55 seviyesinde bulunurken İstanbul Ticaret Odası verilerine göre, İstanbul’da perakende fiyat hareketlerinin göstergesi olan İstanbul Ücretliler Geçinme İndeksi kasımda yıllık yüzde 105 olarak gerçekleşti.
Geçtiğimiz yılın başında 4 bin 253 TL olarak belirlenen asgari ücretin, temmuz ayında 5 bin 500, 2023’te 8 bin 506 TL olmasıyla birlikte asgari ücretteki yıllık artış yüzde 100 oldu. Böylece asgari ücretteki artış miktarı TÜİK’in 137,38’lik yıllık mutfak enflasyonu artış sınırının çok altında kaldı. Öte yandan İstanbul enflasyonu ve TÜİK’in gıda enflasyonu da asgari ücret artışını sollamış oldu.
Milyonlarca işçinin asgari ücret seviyesinde maaş aldığı düşünüldüğünde mevcut zam nüfusun büyük bir bölümü için kritik önem taşıyor. İktisatçı Dr. Cem Oyvat’ın farklı enflasyon tahminleri ile birlikte hazırladığı senaryolara göre asgari ücretin bir kaç ay içinde açlık sınırının altında kalması bekleniyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yıl sonu yüzde 20 enflasyon senaryosunda asgari ücretin haziran 2023’de açlık sınırının altına ineceği tahmin edilirken Merkez Bankası anketlerindeki tahminlere göre ise asgari ücretin Mart 2023’de açlık sınırının altına inmesi öngörülüyor.
Oyvat’ın Sozcu.com.tr için yaptığı değerlendirmeye göre, asgari ücret zammı işçiler için yetersiz. “Asgari ücret zammının işçilerin refahına tabii ki olumlu bir etkisi olacak, ancak bu olumlu etkinin fiyat artışıyla birlikte yavaş yavaş azaldığını göreceğiz” diyen Oyvat asgari ücretin bir süre sonra açlık sınırının kalabileceğini belirterek şunları söyledi:
“Eğer Türkİş’in açlık sınırı TCMB Piyasa Katılımcıları Anketi kullanılarak tahmin edilen tüketici enflasyonuna paralel olarak artarsa, asgari ücret haziranda açlık sınırının yüzde 8,4 altına inecek. Erdoğan’ın yüzde 20 enflasyon senaryosunu baz alırsak bile asgari ücret açlık sınırının altına iniyor. Bu nedenle ben mevcut asgari ücret zammını yetersiz buluyorum”
Oyvat, asgari ücretin enflasyonu artırıcı etki yapıp yapmayacağı tartışmaları ile ilgili ise şu değerlendirmelerde bulundu.
“Öncelikle, anlamlı bir asgari ücret zammı, enflasyona yapacağı etkiden bağımsız olarak gerekli. Çünkü asgari ücretliler 2022’nin büyük bölümünde açlık sınırının çok altında gelir elde ettiler ve ücretlilerin yaşam koşulları önceki yıllara göre oldukça geriledi. Bütün bunlar olurken sermaye kesiminin gelirden aldığı pay ise önceki yıllarda görülmemiş bir oranda arttı. Bu durumun normalleşmemesi lazım”
Asgari ücret zammının enflasyona etkisi olacağını belirten Oyvat, “Zammın talep yoluyla yapacağı etki sınırlı olsa bile, getireceği maliyet artışı fiyatlara yansıyacaktır. Ancak yüzde 54,7’lik zammın enflasyon üzerindeki etkisi yüzde 54,7’nin çok daha altında olur” dedi.
“Öncelikle şu anki yüksek enflasyonun temel nedeninin aşırı ücret artışı olmadığını, hatta ücret ödemelerinin milli gelirdeki payının düştüğünü unutmayalım” ifadelerini kullanan Oyvat şu değerlendirmelerde bulundu:
“Evet, asgari ücret zammı emek maliyetlerini arttırır. Ama işletmelerin tek maliyeti emek değil, tek ödenen maaş da asgari ücret de değil. Dolayısıyla yüzde 54,7’lik zammın maliyetler üzerindeki etkisi bunun altında olacaktır.
Dahası reel ücretlerdeki artışın büyümenin altında kalmasının geçen yılki kâr marjlarını arttırdığını biliyoruz. Muhtemelen gelir dağılımındaki bozulmaya paralel olarak bu yıl da benzer bir durum söz konusu. Bu durumu reel sektör güven endeksinin, tüketici güven endeksine kıyasla fazla düşmemiş olmasından da anlayabiliriz.
Maliyet üzerindeki kâr marjlarının önceki dönemlere göre yüksek olması da; işletmelere yeni asgari ücret artışını fiyatlara daha sınırlı miktarda yansıtma imkanı veriyor. Yani zammın bir kısmının fiyatlara yansımayacağını, işletmelerin kârlarından yiyeceğini unutmayalım.”
Sözcü