Anasayfa1
20 Kasım 2024 ( 10 izlenme )
Reklamlar

Avukat kan donduran gerçeği anlattı: Hastane, Kaya bebeği babasına bisküvi kutusunda vermiş!


İstanbul’da bebek acil hastalarını önceden anlaştıkları özel hastanelerin yenidoğan ünitelerine sevk edip, ölümlerine neden olan 22’si tutuklu 47 sanıklı dava devam ediyor. Mahkemede söz alan mağdur avukatı, bir sanığın sürekli "10 yaşında çocuğum var" demesine tepki gösterdi ve "Allah uzun ömürler versin. Ama yanımdaki mağdur aile, Mehmet Kaya, bebeğini bisküvi kutusunda aldı. Bu yüzden burada duygu sömürüsü yapmasın" dedi.



Tüm Türkiye'nin vicdanını sızlatan 'Yenidoğan Çetesi' davasında 3. gün. İstanbul’da bebek acil hastalarını önceden anlaştıkları özel hastanelerin yenidoğan ünitelerine sevk edip, ölümlerine neden olan 22’si tutuklu 47 sanıklı dava devam ediyor.

Gerçek Gündem muhabiri Rıfat Kırcı, mahkeme salonundan bildiriyor...

MEHTAP SAYAR'IN SAVUNMASINA GEÇİLDİ

Reyap Hastanesi’nde hemşire olarak çalışan Mehtap Sayar'ın savunmasına geçildi.

Mehtap Sayar: Fırat Bey beni arayıp CİMER şikayetinden bahsetti. Muhtemelen Deniz Korkmaz’ın şikayeti olabilir. Bana 'Hangi hemşire bunu yapmış olabilir' diye sormuştu. Ben 2016’da başladım, Fırat bey 2018 yılında yenidoğan bölümünde çalışmaktaydı. Diğer hemşirelerin aldığı ödemelerden, motivasyon ödemelerinden benim de haberim vardı. Benden borç da istemişti. Verdiğim borcu da tam alamadım. Zaten parça parça gönderiyordu. Ben bu sektörde 10 senedir çalışmaktayım. Halihazırda ücretler düşüktü. Fırat Bey maaşın üstünü kendisi tamamlayacağını söylemişti.

OPARA BEBEĞİN ÖLÜMÜ SORULDU

Savcı: Opara bebeğin ölümünden epikrizleri değiştirdiğiniz anlaşılmasın diye değişiklik yaptın mı?

Emine Avcı: Bir gün fotokopi çekme işlemi yapıldı. Denetimden gelen müfettişin istediği fiziki dosyalardı. Bir odanın içerisine 6-7 fotokopi cihazı konup mevcut dosyaların fotokopileri çekildi.

Emine Avcı'nın avukatı: Müvekkilim tapelerde 2 hususta geçiyor. İlki Serdarova ve ikincisi Opara bebek. Ücretlerin ödenmesi noktasında bir durum olursa müvekkilim konuya dahil oluyor ya da istifalarda. Tapelerde 'Emine bizi patlatacak, Emine’nin böyle huyları var, bu kadın bizi polise yollayacak' diye konuşmalar var. Emine Avcı örgüt üyesi olsaydı ya da bu şahıslarla birlikte olsaydı müvekkil onların bir şeyler saklamak istediği birisi olmazdı.

SANIK EMİNE AVCI'NIN SAVUNMASINA BAŞLANDI

Sanık Emine Avcı'nın savunmasına başlandı.

Avukat: Çalıştığınız yerde ve dışarıdan kimden emir ve talimat alınırdı?
Sanık Emine Avcı: Örgütü kabul etmiyorum. Ben Fırat Sarı’yı görmedim. Tek bir tapem var mı bana bu soruyu yöneltiyorsunuz?
Avukat: Var.

DURUŞMA BAŞLADI

Duruşma aranın ardından başladı. Sanık Emine Avcı savunma yapıyor.

DURUŞMAYA ARA

Duruşmaya 15 dakika ara verildi.

KAN DONDURAN GERÇEK

Kaya Bebek’in ailesinin avukatı, sanığa soru sormaya başladı.

Mağdur Avukat: Gece aradıklarında “Beni neden arıyorsunuz?” dediniz mi?

Sanık: aradıklarında cevap verdim

Mağdur Avukat: Hastaneye numaranızı verdiniz mi?

Sanık: Eşim başvuru yaparken numara verdim.

Mağdur Avukat: Neden siz numara verdiniz sonuçta eşiniz iş’e başlayacak?

Sanık: Ben de verdim.

Mağdur Avukat: Sanık sürekli, “10 yaşında çocuğum var,” diyor. Allah uzun ömürler versin. Ama yanımdaki mağdur aile, Mehmet Kaya, bebeğini bisküvi kutusunda aldı. Bu yüzden burada duygu sömürüsü yapmasın.

'ÇEK FİŞİ' DEDİ Mİ?

Kaya bebeğin ölümünden sorumlu tutulan ve tapelerde “Çek fişi” dediği yönünde iddianamede yer alan Rıza Keykubad savunmasını yapıyor. Keykubad, Kaya bebeğin ölümüne ilişkin şunları söyledi:

"Gece geç saatlerde arandım. Kliniğim var, çalışıyordum. Yorgundum eve geç geldim. Telefonu korkarak açtım. Arayan kişi Esenler Güney Hastanesi’nden bir hemşireydi, bebeğin durumunun ağırlaştığını söyledi. Ben de bebeği bilmediğimi, bebeği bilen doktorları hemşireleri çağırmasını söyledim. Başhekim var, hemşire var. Beni arayan hemşireyi yetkili kişilere aktardım.

Kendisine herhangi bir yönlendirme yapmadım bunun için yetkim ve sorumluluğum da yok. Hemşireler tarafından hem benim hem ailem hakkında çirkin incitici iftiralarla karşılaştım. Medyada çıkan haberlerle ben ve ailem zarar gördü. Bir hastaya bu şekilde denmez.

'Çek fişi' cümlesini asla ve asla söylemedim. Yalan ve iftira."

Avukat Keykubad’a sordu: Yenidoğan yoğun bakımı adına kurulmuş WhatsApp grubunda var mıydınız?

Keykubad: Benim öyle bir bilgim yok.

KENDİSİNİ BÖYLE RAHAT HİSSEDİYORMUŞ!

Sanık Rıza Keykubad savunma veriyor...

Rıza Keykubad: Dosyadaki olaylarla alakam yok. Hiç görmediğim bebeğin ölümünden sorumlu tutuluyorum. Soruşturma aşamasında beni dinlemediler. Sizden tek ricam delillere bakmanızdır. Yargıya güveniyorum, haksız tutukluluğumun son verilmesini istiyorum.

Rıza Keykubad savunmasını kağıttan okuyarak yaptığı için diğer avukatlar savunmasını yazılı şekilde sunmasını istedi. Keykubad'ın avukatı "Müvekkilim kendisini böyle rahat hissediyor" dedi. Keykubad savunmasına devam ediyor.

'BIRAKIP NASIL GİTTİNİZ?2

Avukat, Kaya bebeğin ölümü üzerine sanık hemşire Damla Atak’ın “Bebeğin durumu acil olmadığı için ben bırakıp gittim” sözlerini hatırlatarak sordu: Bebeğin akciğerleri kanıyor ve bırakıp gittiniz. Nasıl gittiniz?

Damla Atak: Ben bebeği bırakıp gittim çünkü kalp atımında, oksijende sorun yoktu. Acil olarak yapılacak bir şey yoktu. Bir hekim başlıyor yoğun bakıma ve hekimime güvenerek çıkıyorum. Rıza bey işe başladıktan sonra akşam 6'dan sonra benim işte kalmamı gerektirecek bir şey olmamalı. Bunun sorgulanmasını bile doğru bulmuyorum.

DENETİMDE NE OLDU?

Ben işe başladığımda hastane 3. basamaktı. Denetime geldiklerinde yoğun bakımı kapatabileceklerini söylediler. Sonra burayı 1. basamağa düşürdüler. Ne zaman düşürüldüğünü hatırlamıyorum.

KAMERALARI SÖKMÜŞLER

Damla Atak: Normalde ben işe başladığımda Şeyhmus hastaneden ayrılmıştı. Resmi olarak daha sonra işlediler. Sonra Ümit bey geldi. Ümit beyin soyadını bilmiyorum. Kaya bebek doğduktan sonra Ümit bey gece aranmaktan rahatsız oluyormuş, bu nedenle işe başlamaktan vazgeçmiş.

Yoğun bakımda kameralar olduğunu biliyorum. Bu kameraları Ali beyin çıkarttırdığını biliyorum. Ancak neden çıkarttığını bilmiyorum. Kameraları çıkardılar, başhekime de "neden çıkartıyorsunuz?" diye soramazdım. Kameralar Kaya bebekten önce mi, sonra mı çıktı bilmiyorum.

'ÇEK FİŞİ'

Damla Atak, “çek fişi" denilerek doktorun gelmediğini anlattı.

Damla Atak: Ayrıca, Rıza Bey çocuk doktoru sanıyorduk ama değilmiş. Kaya Bebek’in ölümüyle ilgili suçlamayı kabul etmiyorum.

Mahkeme Başkanı: Rıza Bey, o hastaneyle ilişkisinin olmadığını söyledi.

Damla Atak: Rıza’nın haberi yoksa nasıl “Fişi çek” diyebiliyor?

Mahkeme Başkanı: Kaya Bebek’in ölümünden sonra denetim geldi mi?

Damla Atak: Kaya bebekten sonra denetime geldiler. 9 yıldır yenidoğanda çalışıyorum. Hiçbir zaman böyle bir denetim görmedim. Bütün hasta dosyası dahil hastaların hepsini dolaştılar.

DEHŞETE DÜŞÜREN İTİRAF

Damla Atak, Kaya bebeğin Güney hastanesindeki ölüm sürecine ilişkin savunma veriyor...

Damla Atak: 500 gr bir bebek var. Bu bebeğe bakılması gerekiyordu. Bebeğin akciğerleri kanıyordu. Bunun üzerine Ali bey yoğun bakıma geldi. "Röntgen çektik mi, kana baktık mı" gibi sorular sordu. Ama bu süreçte bizi yönlendirecek doktor yoktu.

Bebeğin ex olduğu tarihte bize Rıza bey gelmişti. Nilda hanımın kaşesiyle beraber. Kendisini uzman çocuk doktoru diye biliyordum. Rıza bey, Kaya bebeği hiç görmediğini söylemiş ama ben kendi gözlerimle gördüm, o kendisi bebeği gördü.

Bebeğin ciğerleri kanıyordu ama kalp atımında sıkıntı yoktu. Bebek kötüydü ama acil müdahale gerektiren bir durum yoktu. Zaten 500 gr bir bebekten de bahsederken bu kötü bir bebektir, meslektaşlarım da bunu bilirler.

DURUŞMA BAŞLADI

Duruşma aranın ardından yeniden başladı. Duruşmaya verilen aranın ardından Kaya Bebeğin ölümünden sorumlu tutulanlar arasında olan hemşire Damla Atak kürsüye getirildi.

AİLELERDEN TEPKİ

Sanık avukatı: Sağlık Bakanlığı müfettiş incelemesi ile ilgili yargılama yapılması doğru değil. Sadece bir bebekle ilgili otopsi yapılmış. Bu nedenle, diğer bebeklerle ilgili de otopsi yapılmalı ve sanıklar ancak bu şekilde suçlanmalıdır. Okuyucu bebek de bu kapsamdadır. Bu nedenle yargılamaya devam edilemez; ek bir iddianame düzenlenmelidir. İdari ast-üst ilişkisi ile örgüt kısmı karıştırılmamalıdır. Burada dolandırıcılık ile ilgili beyanlar var ancak SGK tarafından zarara dair henüz net bir tespit yapılmamıştır. Bu yüzden tutuklanmayı gerektirecek bir durum bulunmamaktadır.

Salonda tansiyon yükseldi. Davayı izleyen bir avukat, sanık Dursun Eryılmaz’a, “Benimde bebeğimi öldürdün, yargılanacaksın” dedi.

Sanığın avukatı: Neden bu zamana kadar sustun?

Duruşmaya ara verildi. Mahkeme başkanı salonunun boşaltılmasına karar verdi.

İTİRAF GELDİ

Gazeteci Emrullah Erdinç sosyal medya hesabından Çağla Durmuş'un 'fazla kazanç' itirafını şöyle aktardı...

Mahkeme Başkanı: Fırat Bey, hastalarda dosyada değişiklik yapmanızı istermiş. Nasıl bir değişiklik?

Çağla Durmuş: Şöyle yani, Fırat Sarı hastayı entübe göster derdi.

Mahkeme Başkanı: Olması gereken ne? Çağla Durmuş: Hasta neyse onu göstermek.

Mahkeme Başkanı: Burada Fırat Sarı’nın amacı neydi?

Çağla Durmuş: Daha fazla kazanç.

KARAKOÇ BEBEĞİN ÖLÜMÜ

İddianameye göre, Yalova’dan Bağcılar’a sevk edilen Sibel Karakoç’un bebeği Havvanur, yoğun bakımda solunum yoluna gıda kaçması sonucu hayatını kaybetti.

Çağla Durmuş: Karakoç bebek kötüleştiğinde hemşire beni çağırdı. Entübe ettik. Hastanın müdahalesine başlıyoruz, bu sırada İlker Gönen ve Dursun Bey’e haber veriyoruz. Dursun Bey damar yolu da açıyor ama hasta dönmedi. Aileye bilgi verildi. Aile zaten il dışındaydı. Epikriz raporunu Mehmet yazdı.

Mahkeme Başkanı: Mehmet nerede çalışıyordu?

Çağla Durmuş: TRG Hospital.

Mahkeme Başkanı: Doktor olarak kim vardı?

Çağla Durmuş: Dursun Bey vardı ama o an lavaboda mıydı bilmiyorum.

HİÇBİR HASTAYI İHMAL ETMEMİŞ!

Kasten öldürmeden de yargılanan hemşire Çağla Durmuş'un savunmasına geçildi.

Hemşire Çağla Durmuş: Herhangi bir örgüte üye değilim, örgüt var mı bilmiyorum. Hemşireyim; 13 yıldır bu işi yapıyorum. Hiçbir hastayı ihmal edecek bir şey yapmadım. Bir sürü de borcum vardı. Gerçekten dolandırmış olsam daha fazlasını yapardım.

Mahkeme Başkanı: Ölüme ilişkin ne diyeceksin?

Çağla Durmuş: Kabul etmiyorum.

Mahkeme Başkanı: Kolluk ifadenin 43. sayfasında İlker Gönen ile bir konuşman var. 'Artık bıraktım, ölüyor mu ne yapıyorsa' demişsin. Ne diyorsun?

Çağla Durmuş: Hastayı ihmal edecek şekilde bırakmak değil, serzenişte bulunuyorum.

Mahkeme Başkanı: "Malzemesizlikten gerginim" demişsin.

Çağla Durmuş: Malzeme temini konusunda sıkıntı yaşıyorduk.

'İLİŞKİMİZ VARDI'

Mahkeme Başkanı: Fırat Sarı ile samimiyetiniz var mıydı?

Cansu Akyıldırım: Evet, vardı. 3 yıldır ilişkim vardı. 2021- 2023 yılları arasında.

'BİRLİKTE ÇALIŞTIK'

Hemşire Cansu Akyıldırım, "Yenidoğan Çetesi" lideri Fırat Sarı'yı 2019'dan beri tanıdığını ve Reyap Hastanesi'nde birlikte çalıştıklarını söyledi.

Hemşire Cansu Akyıldırım: Bu nisan ayına kadar maaşlı çalışandım. Örgüt, çeteyi kabul etmiyorum. Dosya, medya tarafından dallanıp budaklandırıldı. Böyle bir dosyada adım geçtiği için üzgünüm.

'EPİKRİZ YAZILI GELİYORDU'

Hemşire Cansu Akyıldırım: Birinci Hastanesi'ndeydim, Fırat bey 2 haftalık yardıma TRG Hospitalist Hastanesi'ne gönderdi. Sonra orada başlamamı istediler. Ama benim evim Esenyurt'ta orası Bağcılar'da, bundan dolayı istemedim. Bu olay olduğunda ben Birinci Hastanesi'ndeydim.

Çalıştığım doktorlar Fırat, Şeyhmus ve Dursun beyle çalıştım. Ben sadece bana söylenen basamakları forma geçtim. Benim epikriz yazma bilgim, yetkim yok. Epikrizler bana yazılı olarak geliyordu. Dosyaları İlker beye atıyordum. Sonra da sisteme girişlerini yapıyordum.

Arşiv Teşvikiye'deydi. Bütün dosyaların Teşvikiye'den gelmesi gerekiyordu. Denetime geldiklerinde dosya veremedim çünkü hastane dışında muhafaza ediliyor.

'ÇETE YOK'

Sanık hemşire Cansu Akyıldırım'ın savunması alınıyor.

Cansu Akyıldırım: Dolandırıcılık suçlamasını kabul etmiyorum, ortada bir çete olduğunu da düşünmüyorum.

SANIKLAR SAVUNMA YAPACAK

Bugünkü duruşmada sanıklar savunma yapacak. Sanık müdafileri içeri alınmaya başladı.

İKİNCİ GÜN NE OLDU?

Dün görülen duruşmada sanıklar savunmalarına devam etti. Günün en çarpıcı itirafı tutuklu hemşire Hasan Basri Gök’ten geldi. Bütün hemşirelere epikrizlere yardım ettikleri için para verildiğini itiraf eden Gök, “Kimse hayrına bir şey yapmıyordu. Sosyal Güvenlik Kurumu’ndan (SGK) para almak için yatışlar uzatılıyordu” dedi. Tutuklu hemşire Deniz Korkmaz ise hem hastaneden hem de Fırat Sarı’dan para aldığını söyledi. Hemşire Hüseyin Günerhan da artan doz ilaçları, ödemenin karşılamadığı yabancı hastalar için biriktirdiklerini itiraf etti.

Gerçek Gündem


Önerilen Videolar

Reklamlar

Bunlar da İlginizi Çekebilir

Diyarbakır’da polis yaşlı kadını tekme tokat dövdü ! Kumpas savcısı hakkında yeni karar Memur ve emekli zammının yarıdan fazlası 1 ayda eridi! Kahramanmaraş’ta ikinci deprem: Büyüklüğü 7.6!