Cumhurbaşkanlığı kararı ile 10 Temmuz 2020 tarihinde, müze olmaktan çıkartılarak ibadete açılan Ayasofya’nın tuvaletleri de hizmete açılacak.
Vakıflar İstanbul Bölge Müdürlüğü, “İstanbul İli Fatih İlçesi Ayasofya Camii Tuvaletleri Yenileme 20202021 Yılı Uygulama İşi” adı altında açtığı ihaleyi sonuçlandırdı. Yaklaşık maliyetini bir milyar 24 bin 561 TL olarak belirlediği ihaleyi, 950 bin TL’ye Iras Yapı Organizasyon A.Ş. üstlendi. Vakıflar Bölge Müdürlüğü ile 15 Ekim 2020 tarihinde sözleşme imzalayan Iras Yapı, tuvaletlerin yenilenmesi işini 11 Ağustos 2021 tarihine kadar tamamlayacak.
Iras Yapı şirketinin hisseleri Muhammet Fatih Sarıoğlu ve Muhammed Emin Sarıoğlu’na ait. Şirkette küçük hissedar olarak bulunan Muhammet Emin Sarıoğlu aynı zamanda AKP Üsküdar İlçe teşkilatında yönetim kurulu üyesi olarak bulunuyor.
TUVALETLERİN TIKANMASI AYASOFYA İÇİN BÜYÜK RİSK
Ünlü tarihçi Prof. Dr. İlber Ortaylı, 2018 yılında Edirne’de düzenlenen, “Fatih ve Edirne” konulu konferansta yaptığı konuşmada, Ayasofya ve Topkapı Sarayı’nın tuvaletleriyle ilgili olarak şunları söylemişti:
“Dünyanın en büyük çini koleksiyonu Çin’de değil, bizde. 11 bin parçadır. Bunlar çok nadide parçalardır. Çinlilerle ben çok uğraştım. Çinli Çini Kültür Bakan Yardımcısı saraydaymış ben ne bileyim. Adamın tuvalete gideceği tutmuş. Getirmişler benim tuvalete. Tabii sarayda tuvaletimiz yok. Topkapı tuvalethane değil. Altının yapısını bilmiyoruz. Öyle her yere tuvalet konulmaz. Şad(sevimli, neşeli) tuvalet bulamamış. ‘Evinde yap.’ Bin 500 yıldır Ayasofya umumi tuvalethane değil. Altındaki dehliz, kanalların dahi haritasını çıkaramazlar. Her Allah’ın kulu oraya geldiğinde, 3 buçuk milyon ziyaretçi birer litre bırakırsa biz ne yapacağız. Saçma. Böyle aptal aptal laflar konuşuluyor. Herkes tuvalet yapmayı biliyor. Ama bunun yeri var. Kesinlikle bizim çini sarayına ihtiyacımız var. Söylüyorsunuz kimsenin umurunda değil.”
Prof. Dr. İlber Ortaylı, 10 Ocak 2016 tarihinde Milliyet gazetesindeki yazısında da yine tarihi mekanlara yapılan tuvaletlere dikkat çekmiş ve, “Bu haftaki gazetelerde Gebze’deki Çoban Mustafa Paşa Camii’nin başına gelen bir olay yer alıyor. Caminin orijinal duvarları üzerine pisuarlar ilave edilmiş. Yerel halktan gelen tek itiraz açık pisuarların İslam adetlerine aykırı olması yönünde; Mimar Sinan’a yapılan edepsizlik, Osmanlı mimarisine karşı hoyratça davranış bir tartışma konusu değil” diye yazmıştı.
Ortaylı yazısında, Osmanlı mirasına dahi sahip çıkılmadığına işaret ederek şöyle demişti:
“Turizmi ve kültürel hazineleri korumanın en önemli yönünü buldular; ziyaretçiler ve sokaktaki kalabalık için her yere hela inşa etmek. Müze müdürlüğüm sırasında en çok mücadele ettiğim helacı takımdır, bıraksak Topkapı Sarayı’nın her köşesine hela inşa edilecekti. Ayasofya için mutantan tuvalet modelleri getirdiler. Destekçiler hazır; ‘Beyefendi Amerika’dan misafirimle geldik, tuvalet bulamıyorum’. Benden cevap: ‘1500 yıldır insanlar Ayasofya’ya tuvalet için gelmiyorlar.’
Bu mutantan eserin ve Topkapı Sarayı’nın altındaki kanalların planı henüz çıkmış değildir. Yılda üçdört milyonu bulan ziyaretçinin defi hacetle yarımşar litre cüruf bıraktığını düşünseniz binanın yapı strüktürüne nasıl etkisi olur kimse cevap veremiyor. Çünkü araştırmadılar, araştırmaya da fırsat vermiyorlar. Klasik eserlerin bu gibi kazanç getirecek çirkinliklerden uzak tutulmasının tartışılamayacağı açıktır.”
http://www.krttv.com.tr/gundem/ilberortayliyidinlemedilerihaleyiyaptilarh50889.html