CHP Sosyal Politikalardan ve STK’lardan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Erdoğdu, son günlerde AKP’de yaşanan istifa ve bölünme haberlerine ilişkin yaptığı değerlendirmede, seçmenin yeni bir arayış içinde olduğunu ifade etti.
Dünyada hiçbir diktatörlüğün geniş insan kaynaklarını beslemeden ayakta duramayacağını kaydeden Erdoğdu, “Dünyada diktatörlüklerin olduğu ülkelere bakarsanız ağırlıklı olarak petrol sahibi olduklarını görürsünüz. Ama Türkiye böyle bir ülke değil. Türkiye’nin ayrıca demokrasi geçmişi, demokrasi kültürü ve doğal Anadolu kültürü, diktatörlüğe uygun değil” diye konuştu.
GÜNAHLARININ KORKUSUNU YAŞIYOR
Özellikle muhafazakar seçmenin bir arayış içinde olduğunun çok belli olduğunu kaydeden Erdoğdu şöyle devam etti:
“Ahmet Davutoğlu ya da Ali Babacan’ın çıkışı yoktan bir çıkış değil. Davutoğlu yüzde 49’la başbakan seçilmiş biriydi ve kendi partisinin iç darbesiyle uzaklaştırıldı. Şimdi yönetime muhalif olan bu grubun, AKP’nin 2002’deki kuruluş dönemiyle bugünü arasında çok fark bulduklarını görüyorum.
AKP’de bir ailenin, bir hanedanın dışında kalan kadroların tamamının dışladığını, kimisinin bu dışlanmaya ses çıkarmadığını, kimisinin ise hala kendisine düşecek payları beklediğini ama önemli itirazların yükseldiğini uzaktan görebiliyoruz.
Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan bu ses yükseltilmesine karşı tehditle karışık, tipik bir otokrat tavrı gösteriyor, kendisine karşı başlatılan hareketi yok etmeye çalışıyor. “ Tayyip bey ise son dönemini yaşadığının farkında ve topluma karşı işlediği günahların korkusunu yaşıyor.”
7 Haziran ve Kasım 2015 seçimleri arasında geçen sürece atıfta bulunarak, “beni konuşturmayın” şeklindeki sözünü de hatırlatan Erdoğdu, “Büyük ihtimalle Davutoğlu başbakanlığı döneminde bazı şeylere şahit olmuş biri ve bu meyanda şeyler söyledi. O süreçte vatandaş iradesinin terörle birlikte gerçekleştirilen ortak operasyonla nasıl alındığını o biliyordur. Keşke AKP kadroları o seçimin sonuçlarına razı olmuş olsaydı. Bunu yapmayarak hem Türkiye’ye hem kendilerine büyük kötülük yaptılar. Bu ülke hain bir darbe girişimine maruz kaldı ve baş aşağı gider bir hale geldi” diye konuştu.
KOMPLE BİR ÇÜRÜMENİN İÇİNDEYİZ
Ekonomide baş aşağı gitmekten daha kötüsünün; ahlaki yozlaşma ve çürüme olduğuna işaret eden Erdoğdu, şu görüşleri dile getirdi:
“Her tarafa sirayet eden, bürokrasiden iş dünyasına, tarikatlardan sivil toplum örgütlerine kadar komple bir çürümenin içine düşürüldük. Yolsuzlukların mübah kabul edildiği bir ortam var. Eskiden arkadaşımızın kalemliğinden bir kalem alsak ailemiz bizi cezalandırırdı. Hepimize kamu malının ne kadar aziz olduğu öğretilirdi. Şimdi bakıyorsunuz yolsuzlukları sabit olanlar ortalıkta kahraman gibi dolaşıyor.
Kurumsal çöküntü, bürokrasideki çöküntü korkunç boyutlara ulaştı. Buralardan muhakkak çıkarız. Ama keşke bu kadar dibe batmasaydık. Çünkü Türkiye’nin çok özel bir yeri var. Bir taraftan AB adayıyken, bir taraftan Müslüman bir ülke olma itibariyle Ortadoğu’da saygınlığı olan bir ülkeydik. Dış politikada hakemliğine başvurulan bir ülkeydik. Bütün bunlar o kadar eritildi ki, memleketin geçmişine yazık. Cumhuriyet kadroları iyi kötü bize bir şeyler bırakmışlardı, hepsi yerle yeksan edildi. Hepsini yeniden kurmamız, yeniden çalışmamız gerekecek.”
https://www.yenicaggazetesi.com.tr/aykuterdogduerdogangunahlarininkorkusunuyasiyor249784h.htm