Yoksulun gecekondusunu TOMA ve biber gazı eşliğinde yıkan, en ufak imara aykırı işlem düzeltmek için polisi, jandarmayı vatandaşın evinin önüne yığan devlet, İstanbul Boğazı'ndaki kaçak yalı ve köşklere tam 5 yıldır dokunamıyor. Dönemin İçişleri Bakanı'nın “Hakkında soruşturma olursa senin önüne ben yatarım ya…” dediği 17 Aralık yolsuzluk operasyonunun kilit ismi Reza Zarrab'ın Kanlıca'daki yalısının ve Kandilli'deki köşkünün 2015 yılından bu yana aslına uygun hale getirilmesi bekleniyor.
Korunması gereken kültür varlığı olarak tescil edilen tarihi yapılardaki yasa dışı imalatlar için alınan yıkım kararları mahkemelerin verdiği yürütmeyi durdurma kararları nedeniyle hayata geçirilemiyor. Oysaki, kanun imar mevzuatına aykırı yapılmış bölümlerinin hemen yıkılması gerektiğini söylüyor.
İKİ DAVA AÇILDI
SÖZCÜ, Zarrab'ın Kanlıca'daki sahip olduğu yalılardaki imar mevzuatını yok sayan inşaat faaliyetlerini 31 Mayıs 2015 günü “Sıkıysa yıkın” başlığıyla manşetinden duyurdu. 22 Haziran 2015 günü ise yine birinci sayfasından “Boğaz'da Reza'nın önünde kim” sorusuyla Kandilli'deki köşkte yapılan tarih ve doğa katliamını gözler önüne serdi.
SÖZCÜ'nün haberlerinin ardından İstanbul 6 Numaralı Kültür Varlıklarını Koruma Kurulu ile dönemin İstanbul Büyükşehir Belediyesi Meclisi üyesi Hüseyin Sağ, Reza Zarrab ve inşaatın sorumluları hakkında suç duyurusunda bulundu. Kanlıca'daki Mehmet Arif Bey yalıları ve Kandilli'deki köşkte gerçekleştirilen yasa dışı uygulamalar nedeniyle sorumlular hakkında iki ayrı açıldı.
YIKIM KARARI VAR, AMA…
Kaçak yapılaşmayla ilgili tüm tespitler yapılıp, Boğaziçi İmar Müdürlüğü tarafından tescilli kültür varlıklarının aslına uygun hale getirilmesine yönelik kararlar da alındı. Ancak, Zarrab'ın avukatları mahkemelere başvurarak yürütmeyi durdurma kararı aldı. Son dönemde bir çok örnekte olduğu gibi kamu kurumları bu kararlara itiraz edip, kaçak yapıların yıkımı gerçekleştiriyor. Ancak İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne bağlı Boğaziçi İmar Müdürlüğü 5 yıldır aldığı kararların hayata geçirilmesi için bir adım atmıyor.
KANUN UYGULANMIYOR
2960 sayılı Boğaziçi İmar Kanunu'nun 13. maddesinde yapının, inşaat ruhsatı ve eklerine ve imar mevzuatına aykırı yapılmış bölümlerinin hemen yıkılması gerektiği belirtiliyor. Kanunda, yıkım emrinin 15 gün içinde mal sahiplerine tebligatla bildirileceği ifade ediliyor. Eğer, tebligatın tamamlanmasından itibaren 15 gün içinde yapı, mal sahibi tarafından yıkılmaz ise yıkım işleminin Boğaziçi İmar Müdürlüğü'nce yerine getirileceği ve yıkım masraflarının yüzde 20 fazlasının mal sahibinden tahsil edileceği yasada yazıyor.
Reza Zarrab, Kanlıca sahilinde üç yalıdan oluşan Mehmet Arif Bey Yalıları'ndan ikisini 2011'de satın aldı. Ardından Boğaziçi İmar Müdürlüğü'nden boya, badana, çatı aktarımı gibi işler için alınan basit onarım izniyle yalılarda tadilat başladı.
Yalılardan birine kaçak kat kondurulurken, diğerinin de dış cephesi tamamen değiştirildi. SÖZCÜ'nün eskiyeni fotoğraflarla ortaya koyduğu ve bilirkişi raporunda da belgelenen yasa dışı yapılaşmayla, yalılar arasında asansör yapıldığı, binaların izinsiz olarak birleştirildiği, pencere oranlarının değiştirildiği, balkonların kapatılarak iç mekana dahil edildiği, binanın özgün cephe mimarisi değiştirildiği ve tamamen yeni bir yapı yaratıldığı tespit edildi. Beykoz 1. Asliye Ceza Mahkemesi'nde açılan davada hazırlanan bilirkişi raporunda mevzuata aykırı yapılaşmanın yıkılması görüşüne yer verildi.
Zarrab, iş insanı Cem Kozlu'dan 2014 yılında satın aldığı Kandilli'deki tarihi köşk ve bahçesinde de kaçak yapılaşmaya gitti. SÖZCÜ'nün 2015'te gündeme getirdiği tarih ve doğa katliamı üzerine, Boğaziçi İmar Müdürlüğü inşaatı 13 Şubat 2015'te mühürledi.
5 Mart 2015'te Boğaziçi İmar Müdürü Cem Eriş'in imzasıyla kaçak inşaatla ilgili Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulunuldu. İstanbul 6 Numaralı Kültür Varlıklarını Koruma Kurulu Temmuz 2015'te Boğaziçi İmar Müdürlüğü'ne gönderdiği yazıda, “kültür varlığı yapı ve bahçesinin ivedilikle onaylı projesine uygun haline getirilmesi” gerektiğini belirtti.
1986'da korunması gerekli kültür varlığı olarak tescillenen köşkü yıkıp, bahçedeki ağaçları kestiren Zarrab ve diğer sorumlulara dava açılırken, bahçede 61 metre genişliğindeki üç katlı katlı kaçak yapı ile köşkün önüne kondurulan 24 metre genişliğindeki tek katlı binaya dokunulmadı. Köşk de aslına uygun haline getirilmedi.
22 Mart 2016'da kara para aklama suçlamasıyla ABD'de tutuklanan ardından yaptığı anlaşmayla serbest kalan Zarrab'a Türk yargısı ulaşamadığı için kaçak yapılaşmayla ilgili devam eden davalar tamamlanamıyor. Savunması alınamayan Zarrab 8 Aralık 2017 günü ABD'deki kara para aklama davasında yaptığı açıklamada, imar mevzuatını deldiğini kabul etmişti.
Avukatlar, Haziran 2016'da Türkiye'de katıldığı duruşmada, hakimlere yalıların tadilatıyla ilgili yalan söyleyip söylemediğini sordu. Zarrab ise, “Bu konuda neler yaşandığını tam tarihleriyle hatırlamakla beraber hakkımda yapılan suçlamalar doğrudur” yanıtını verdi. Avukatın “Peki bu yaptığınız tadilat ceza gerektiriyor muydu” sorusuna ise Zarrab, “Herhalde öyledir” dedi.
https://www.sozcu.com.tr/2020/ekonomi/bogazinefendisi6023571/?fbclid=IwAR3RlQWRIlwiZ7i_Yf9l1Y6PPRKHkVudbxnzxDedHQiOAVJ0H3Pb3v5aCv0