Home
07 Haziran 2022 ( 38 izlenme )
Reklamlar

Danıştay Savcısı İstanbul Sözleşmesi'nin fesih kararının iptalini istedi! Gözler mahkemenin kararında


Türkiye'nin İstanbul Sözleşmesi'nden çekilme kararına karşı açılan davaların 15’i bugün Danıştay’da görüldü.

Türkiye'nin 'İstanbul Sözleşmesi' olarak bilinen ‘Kadınlara Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa Sözleşmesi’nden çekilmesi kararının iptali için Danıştay'da açılan 42 davadan 15'i bugün görüldü.

Bunların arasında İYİ Parti lideri Meral Akşener, HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan ve CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel'in başvuruları da yer alıyor.

Çok sayıda avukat yetki belgesi alırken; baroların, kadın örgütlerinin, siyasi partiler ile meslek kuruluşlarının katılım çağrısı karşılık buldu. Kadınlar, salonu doldurdu.

Danıştay 10. Dairesi’nin bugün, 14 ve 23 Haziran’da göreceği üç ayrı duruşmanın ardından, İstanbul Sözleşmesi’yle ilgili kararını açıklaması bekleniyor.

DURUŞMADA YAŞANANLAR: KİM, NE DEDİ?

Önce Çocuklar ve Kadınlar Derneği Başkanı Müjde Tozbey Erden: “İzmir’de kızı Gizem Filiz öldürülen anne Bahriye Filiz bugün burada. Öldürülen ve çocukların Remziye Tüysüz’ün kardeşi Mutlu burada. Öldürülen Fatma Hülya Yıldız, kocasından kaçtı, çocukları ile yaşıyordu. Ama kocası koruma kararına rağmen evi bastı Fatma’yı öldürdü. Abisi Ekrem bey burada. Bu aileler ve bizim için o kadınlar önce insandı.”

Müjde Tozbey Erden savunmasında öldürülen kadınların ailelerini tanıtırken, aileler de “Burada” diyerek karşılık verdi.

Salonda aynı zamanda öldürülen kadınların aileleri, çocuklarının fotoğraflarının yer aldığı afişleri Tozbey’in savunması boyunca ayağa kalkarak mahkeme heyetine gösterdi. 

Önce Çocuklar ve Kadınlar Derneği adına avukat Doç. Dr. Özge Yücel: “Ev içi şiddet gerçeğinden sözediyoruz. Bunu gözlerimize bakarsanız anlayabilirsiniz. Biz başımıza her an bir şey gelebilir endişesi duyuyoruz. Bizim ağır cezalara ihtiyacımız yok, bizim eşitliğe ihtiyacımız var. Gerçek anlamda eşitliğe.” 

EŞİK Platformu ile Önce Çocuklar ve Kadınlar Derneği adına avukat Hülya Gülbahar: “Uluslararası sözleşmeler kanunla yürürlüğe girip kanunla yükümlülükten kaldırılır. İstanbul Sözleşmesi'ni kaldıran taraflar sırada Lanzarote Sözleşmesi var onu kaldıralım diyorlar; bu sözleşme çocuk istismarı ile ilgili bir sözleşmedir.”

'ADALETE ÖYLE BİR İMZA ATIN Kİ, VİCDANLI YARGIÇLAR OLARAK HATIRLANIN'

HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan: “İstanbul Sözleşmesi, erkek şiddetine karşı mücadelenin yollarını adım adım örmüş temel bir sözleşmedir. Erkek şiddeti ile mücadele edenlerin zaferi olarak da tarihe geçmeyi başarmıştır. Ayrıca İstanbul Sözleşmesi’nin getirdiği yükümlülükler devlet görevlilerine yöneliktir. Sözleşme tüm devletlere şiddet mağduru kadınların ihtiyaçlarını karşılayacak bütçeyi zorunlu kılar. Bugün ülkede ise kadınların nafaka hakkı dahil bir çok hakkı saldırı altındadır. Kadınları katletmeye yeltenen erkekler adliyenin bir kapısından girmiş, diğer kapısından çıkmıştır. İstanbul Sözleşmesi’nin tartışılması bu ülke için bir utançtır. Bu gün belki de tarihi bir karar vereceksiniz. Vereceğiniz kararla Türkiye adaletine öyle bir imza atın ki; ileride vicdanlı yargıçlar olarak hatırlanın. Vicdanlı olmanızı talep ediyorum.”

‘KADINLAR OLARAK SON 20 YILI SEVMİYORUZ’

Aksaray Barosu’nu temsilen avukat Şenal Sarıhan: “Kadınlar hep direndi, seslerini yükseltmeye çalıştılar. Ancak biz bu 20 yılı sevmiyoruz. Kadınların haklarını savunmadığı, hatta giderek elimizden aldığı için son 20 yılı sevmiyoruz. Ben vicdanınıza sorarken; çok sevdiğiniz kızınızı, eşinizi, annenizi anımsayarak karar vermenizi talep ediyorum."

‘CÜBBELERİMİZİ ŞİDDET MAĞDURU KADINLARA SİPER ETMEKTEN GOCUNMUYORUZ’

Kırklareli Barosu adına savunma yapan Oylum Yaman: “Türkiye Barolar Birliği Kadın Hukuku (TÜBAKKOM) Komisyonu’nun dönem sözcüsüyüz. Bugün burada tüm baroların kadın hakları komisyonları adına da buradayız. Cübbelerimizi bugün şiddet mağduru kadınlara siper etmekten gocunmuyoruz. Dava konusu işlemin iptalini talep ediyoruz."

ÖZGÜR ÖZEL SAVUNMA YAPTI: TARİHİ SORUMLULUĞUNUZU TALEP ETMEK İÇİN KARŞINIZDAYIM

CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, kendi savunmasını yaptı: “Burada bulunmamamın sebebi dava açmış olmam. Bu mesele sadece bir kadın meselesi değil. Git derdini Marko Paşa’ya anlat deniyor. Nasıl anlatalım? Bugün tarihi sorumluluğunuzu sizden talep etmek için karşınızdayım. Anayasanın 90. maddesinin 1. fıkrası; uluslararası sözleşmelerinin Meclis tarafından yürürlüğe koyulan anlaşmaların yine Meclis kararıyla kaldırılacağını söyler. Cumhurbaşkanının 'Ben bu kanunu yürürlükten kaldırdım' demesi akılla, mantıkla çelişmektedir. Bazı uluslararası anlaşmaların tartışmaya açılması beka sorununa işaret eder.”

İstanbul Sözleşmesi’nden çıkıldığı günden bu yana kadın cinayetlerinin artığına dikkat çeken Özel, şu ifadelere yer verdi:

“İstanbul Sözleşmesi özelinde çok kritik bir süreç ile karşı karşıyayız. Burada verilecek kararın önemi şudur: Sözleşmeden çıkılmadan önceki 11 ayda 413 kadın öldürüldü. Sözleşmeden çıkıldıktan sonraki 11 ayda ise 495 kadın cinayeti yaşanmış. Yani 80 kadın cinayeti daha fazla yaşanmış. Daha doğmamış kız çocukları, torunları düşünme vaktidir. Bir kız babası olarak, cumhuriyeti kurmuş bir siyasi partinin sözcüsü olarak, yaşanan her şiddetten utanç duyan bir erkek olarak elinizdeki yetkiyi kadınlar ve kamu adına karara bağlayacağını ümit ediyorum.”

Sol Parti’yi temsilen konuşan Gizem Özden: “Sadece Sol Parti adına değil, erkek şiddetine maruz kalan, katliama uğrayan, tacize maruz bırakılan kadınlar ve cinsel yönelimlerinden dolayı ötekileştirilen LGBTİ+’lar adına da konuşuyorum. Cumhurbaşkanlığı kararnamesinin iptal edilmesini istiyoruz.”

'YARGIÇLAR OLARAK BU DAVADA DAVACIYIZ'

Yargıçlar Sendikası adına Ömer Faruk Eminağaoğlu: "Yargıçlar olarak bu davada davacıyız. yargı organları, yargı yetkisini millet adına kullanır. Ancak hukukun, anayasanın üstünlüğünü gözeterek bunu kullanır."

CUMHURBAŞKANLIĞI ÇEKİLME KARARINI SAVUNDU

Dava açan kurumların ardından Cumhurbaşkanlığı İdari İşler Başkanlığı Hukuk ve Mevzuat Genel Müdürlüğü Milletlerarası Anlaşmalar Daire Başkanı Emre Topal, Cumhurbaşkanlığı kararını savundu.

Sözleşmede çekilme kararıyla şiddetle mücadelenin aksatılmadığını savunan Topal, şunları söyledi:

"Yasalarımız yürürlüktedir. Bunun altını çizmek istiyorum. İstanbul Sözleşmesi'nden çekilmek kadınla şiddetle mücadeleye engel değildir. Sözleşmenin feshinin hukuka aykırı olduğu iddia edildi. Fesih kararının Türk hukukuna uygun olduğunu savunuyoruz. Sona erme çatı bir kavramdır. Bir uluslararası sözleşmenin sonlandırılmasına dair birçok yöntem vardır.

Ayrıca, İngilizce ve Fransızca çevirden kaynaklı fesih kelimesini kullandık. Fesih yerine çekilme kullanılsa da bir şey değişmeyecekti. Savunma yapan bir avukat, 'Katil devlet' cümlesini kurdu. Bu cümleyi kabul etmiyoruz. İstanbul Sözleşmesi doğrudan uygulanabilen bir sözleşme değildir. Yabancı literatür de böyle söyler. Bu yüzden ülkemizde 6284 sayılı kanun yürürlüktedir. 6284 sayılı Kanun'da İstanbul Sözleşmesi'nde atıf yapılması bizim fesih işlemimizi değiştirmez. Cumhurbaşkanımızın kararlarını Avrupa sözleşmelerinin kararları ile ölçmüyoruz. Türkiye gibi olan ülkelerde, fesih parlamentodan geçmek zorunda değil. ABD, Kanada, İtalya ve Portekiz'in de aralarında olduğu çok sayıda ülkede bu şekilde."

Topal, savunmasını yaparken mahkeme heyeti basın mensuplarından görüntü almamasını, aldığı görüntüleri silmesini istedi. Topal da görüntülerinin çekilmesini kabul etmediğini belirtti.

Cevap hakkını kullanan Avukat Özge Yücel, "Karşı taraf, kararın nasıl alındığını anlattı ama neden alındığını anlatmadı. Bu kararda kamu yararı yoktur" yanıtını verdi.

DANIŞTAY SAVCISI CUMHURBAŞKANLIĞI KARARININ İPTALİ TALEBİNİ YİNELEDİ

Savunmaların ardından 28 Nisan’daki duruşmada Cumhurbaşkanlığı kararının iptalini talep eden Danıştay Savcısı, mütalaasını bu yönde yineledi.

Danıştay Savcısı Aytaç Kurt, "Sözleşmeden çekilme kararına yönelik dava konusu işlemin iptalinin gerektiğini düşünüyorum" dedi.

Savcının mütalaası salonda uzun süre alkışlandı. Mahkeme heyeti, kararın daha sonra yazılı açıklanacağını ifade ederek duruşmayı sonlandırdı.

DURUŞMA ÖNCESİ ADLİYE ÖNÜNDE TOPLANDILAR: İSTANBUL SÖZLEŞMESİ YAŞATIR

HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel ve CHP Kadın Kolları Genel Başkanı Aylin Nazlıaka, Danıştay 10. Dairesi'nde duruşma öncesi değerlendirmelerde bulundu. Siyasilerin açıklamalarından önce sık sık "İstanbul Sözleşmesi yaşatır", "hak, hukuk, adalet" sloganları atıldı.

CHP Kadın Kolları Genel Başkanı Aylin Nazlıaka: Sevgili kız kardeşlerim, değerli eşitlikçi erkekler. Bugün burada eşit platformuyla, siyasi partiler, barolar, kadın örgütleri ve 81 ilden gelen CHP Kadın Kolları ile bir arada bulunuyoruz. Halk da burada, biz de buradayız. Gelme sebebimiz yaşam hakkımıza sahip çıkmaktır. Değerli arkadaşlar İstanbul Sözleşmesi bir günde imzalandı, bir günde fesih edildi. Ama İstanbul Sözleşmesi, bir günde yazılmadı. İstanbul Sözleşmesi son nefesinde katilinin adını kanıyla yazan kadınların yaşam boyunca sağlanamayan adalet mücadelesini 'hiç değilse ben öldükten sonra katili ceza alsın' diyerek sürdürmesi ile kazanıldı. Yüz yıllardır süren eşitlik mücadelesi sonrası yazıldı. Onun için bizler kadınların bu eşitlik mücadelesi hakkına da yaşam hakkına da sahip çıkmak için buradayız. 

Geçen hafta 'Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu'nun duruşmasındaydık, bugün buradayız. Bugün burada bir tarih yazılıyor. Burada çıkacak olan karar yaşamla ölüm arasında verilecek bir karar. Çıkacak olan karar hukukun üstünlüğü ile üstünlerin hukuku arasında bir karar. Çıkacak olan karar bu ülkede yaşayan 45 milyon kadın ile tek adam arasında bir karar. O yüzden "Eğer hak haksızlıktan yüce, sevgi nefretten üstün, aydınlık karanlıktan güçlü ise çaresi yoktur dostlar. Biz kazanacağız, biz kazanacağız, biz kazanacağız."

ÖZGÜR ÖZEL: SESSİZ KALANLAR, YOL VERENLER MÜŞTEREKEN SORUMLUDUR

CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel: "20 Mart 2021 gecesi büyük bir travmayı hep birlikte yaşadık. Anayasanın 90’ıncı maddesine göre usulüne uygun, meclis kararıyla yürürlüğe girmiş olan İstanbul Sözleşmesi’nden cumhurbaşkanının tek imzasıyla bir tek adamın iradesiyle yürürlükten kaldırılmaya çalışıldı. Danıştay’a bu işlemin tamamen hukuksuz olduğu için yok hükmünde olduğunu söylesin diye başvurduk. Bu yokluğu ilan ederse, İstanbul Sözleşmemize kavuşmuş olacağız. Yokluk vermediği takdirde, anayasaya tamamen aykırı bu işlemin iptalini talep ediyoruz. Geçtiğimiz duruşmada Danıştay savcısının değerlendirmesini son derece kıymetli buluyoruz.

Yetkide ve usulde paralellik olmadığından, bu sözleşme nasıl onaylandıysa ancak öyle yürürlükten kaldırılacağını söyleyen savcının düşüncesinin karara etki etmesini bekliyoruz. Her birinin vicdanı olan, aklı olan hakimlere seslenerek, şunu söylüyoruz: Bu kararı bir an önce vermezseniz, bu işi Anayasa Mahkemesi’ne, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne bırakırsanız, biz o davayı oralarda kazanırız ama o günlere kadar çok daha fazla kadının ölümünden, kadın cinayetlerinden sorumlu olursunuz. Her fırsatta rakamları eğip büken Suçişleri Bakanı’nın yöntemiyle hesapladığımızda, 1 Temmuz 2021’den bugüne kadar geçen 11 ayda 495 kadın hayatını kaybetti. O tarihten 11 ay önceye gidildiğinde 415 kadın hayatını kaybetti. Bu cinayetlerden bu sözleşmeyi tek adam kararıyla yürürlükten kaldıran zihniyet ve buna sessiz kalanlar, yol verenler, görevlerini yapmayanlar müştereken sorumludur.

'BU MÜCADELEYİ KAZANACAĞIZ'

Adalet ve Kalkınma Partisi, ikiyüzlü bir politika izliyor. İstanbul Sözleşmesi’ni savunanlara, ‘Kalktı ama 6284 duruyor, fark eden bir şey yok’ diyor. İstanbul Sözleşmesi’ni istemeyenlere ‘Bakın, kaldırdık’ diyor. Burada hep birlikte bu tarihsel kazanımı geri almazsak, bundan sonraki adımlar 6284 sayılı kanuna, bundan sonraki adımlar nafakaya karşı, bundan sonraki adımlar Medeni Hukuk’un tüm kazanımlarına karşı atılacaktır. Bu mücadele siyasi bir mücadele değildir, bu bir demokrasi mücadelesidir. Bunun partisi de olmaz, cinsiyeti de olmaz. Bu mücadele, yaşamı savunan herkesin mücadelesidir, bu mücadeleyi kazanacağız.”

PERVİN BULDAN: İSTANBUL SÖZLEŞMESİ KIRMIZI ÇİZGİMİZDİR

HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan: “Sözleşme bir erkeğin eline aldığı bir kalemle, attığı imza ile fesih edilecek bir sözleşme değildir. Biz HDP olarak Danıştay’a bir başvuruda bulunduk ve bu kararı kabul etmeyeceğimizi söyledik. Danıştay’dan olumlu bir kararın çıkması sadece bizim değil, bu ülkede yaşayan milyonlarca kadının talebidir. Milyonlarca kadını temsilen bu duruşmayı izlemek için buradayız."

Gerçek Gündem

Önerilen Videolar

Reklamlar

Bunlar da İlginizi Çekebilir

Göcek Tüneli'ne zam geldi! Vaka sayısı artınca valilik yeni tebdirler aldı! Emeklinin bayram ikramiyesi zamlar karşısında eridi Bakan Koca istifa mı edecek? 'Güvenilirliğini kaybetti'