Home
13 Şubat 2019 ( 94 izlenme )
Reklamlar

Devlet hastanelerden kâr mı yoksa zarar mı ediyor?

Genel sağlık sigortası fon gelirlerini; işçilerin, kamu çalışanlarının ve diğer çalışanların ödedikleri sağlık sigortası primleri,  devlet katkısı ve vatandaşlardan alınan tedavi katılım payları oluşturmaktadır.



2006 yılında yasalaştırılan ve Ekim 2008’de yürürlüğe giren Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu vatandaşlara prime dayalı katkı üzerinden sağlıkta güvence sağlamayı amaçladığı iddiasındadır.

Ancak, sağlık hizmetlerine ‘insana yaraşır bir biçimde’ ulaşabilmek için maalesef sadece Genel Sağlık Sigortası (GSS) primi ödemek yetmemektedir. Öyle ki; vatandaş, sağlık kurumuna adım attığı andan itibaren muayene, tetkik, tıbbi malzeme, ilaç, reçete vs. adı altında ek olarak cepten Sosyal Güvenlik Kurumuna (SGK) katılım payı ve özel sağlık kurumlarına da ayrıca ilave ücret ödemek zorundadır.

SGK, hak sahiplerine sunduğu sağlık hizmeti için kamu özel ayrımı yapmaksızın tüm sağlık hizmet sunucularından (kamu ve özel sağlık hizmet sunucuları, eczaneler, optisyenler) protokol ve sözleşmeler yoluyla hizmet satın almakta ve sağlık hizmetlerini finanse ederken GSS kapsamında topladığı gelirlerden sağlık hizmet sunucularının sundukları hizmet karşılığı olarak ödeme yapmaktadır.

Genel sağlık sigortası fon gelirlerini; işçilerin, kamu çalışanlarının ve diğer çalışanların ödedikleri sağlık sigortası primleri,  devlet katkısı ve vatandaşlardan alınan tedavi katılım payları oluşturmaktadır.

Genel sağlık sigortası fon gelirleri sağlık hizmetlerini karşılamak için yeterli gelmekte ve fazla vermektedir.

Sosyal Güvenlik Kurumu faaliyet raporu ve Sayıştay denetim raporlarından elde edilen resmi verilerin gösterdiği gibi; tedavi katılım paylarının da içinde yer aldığı genel sağlık sigortası fon gelirleri, genel sağlık sigortası kapsamında sağlanan sağlık hizmetlerini karşılamak için yeterli gelmekte hatta fazla vermektedir.

Ancak, SGK, genel sağlık sigortası fon varlığında kalması ve sağlık hizmetlerinin iyileştirilmesi için kullanılması gereken fon varlığını fonlar arası aktarımı yasaklayan ilgili yasa maddesini hiçe sayarak açıkları kapatmak için sosyal sigorta fonuna aktarmıştır. (5502 Md. 375510 Md. 74)

Ekonomik kriz ortamında, neden vatandaştan hala tedavi katılım payı alınmakta ve üniversite hastanelerinin iflasın eşiğine gelmesine göz yumulmaktadır?

Ekonomik kriz giderek derinleşmekte ve özellikle başta yoksullar olmak üzere toplumun tamamını etkiler hale gelmektedir. İşsizlikle boğuşan ve yoksulluk sınırının altında kıt kanaat yaşam sürmekte olan yurttaşlar ise sağlık hizmetlerine ihtiyaç duyduğunda rakamların da açıkça gösterdiği gibi SGK tarafından hiç de gerek olmadığı halde katılım payı alınmaktadır. Sosyal Güvenlik Kurumu, GSS fon varlığı fazla vermesine rağmen gözünü hala yoksullukla yaşam mücadelesi veren vatandaşın cebindeki üç kuruşa göz dikmekten çekinmemektedir.

Diğer yandan üniversite hastaneleri başta olmak üzere kamu ve özel birçok hastane finansal sıkıntı yaşamakta ve faaliyetlerini sürdürmekte zorlanmaktadır.

Bugün için nitelikli ve komplike sağlık hizmetlerinin büyük kısmını veren üniversite hastanelerinde ,‘’yeter artık, ilaç ve tıbbi malzeme borçlarımızı ödeyemiyoruz, birçok önemli ameliyatı da yapamayacak duruma geldik’’ haykırışlarını duymayan kalmadı. Bu durum sadece sağlık hizmetinin kalitesini ve gelişimini değil; bilimsel araştırmaları, tıp ve uzmanlık eğitimini de olumsuz etkilemektedir.

Yukarıdaki tabloda da görüldüğü gibi GSS kapsamında sunulan sağlık hizmetlerinin nitelik ve niceliğinin artırılması, kamusal sağlık yatırımları yapılması ve kapsamlı koruyucu ve önleyici sağlık atılımları gerçekleştirilmesi için yeterli kaynak bulunmaktadır.

Sosyal Güvenlik Kurumunu acilen;

 Vatandaştan aldığı tedavi katılım payı uygulamasını iptale,

 Başta üniversite hastaneleri olmak üzere finansal sıkıntı yaşayan hastanelerin sorunlarını çözmeye,

 Üniversite ve Eğitim Araştırma Hastanelerinin eğitim fonunun desteklenmesine yeterli katkıyı vermeye,

 GSS fon gelirlerini ise kanunla belirtildiği şekilde sadece sağlık hizmetleri harcamaları için kullanmaya çağırıyoruz.

Vatandaştan alınan Tedavi Katılım Payı Tutarları ise şöyle: 

Ayakta tedavide hekim ve diş hekimi muayenesi katılım payı

 İkinci basamak resmi sağlık hizmeti sunucularında 6 TL

 Üniversiteler ile ortak kullanılan Sağlık Bakanlığı eğitim ve araştırma hastanelerinde 7 TL

 Üniversite hastanelerine bağlı üçüncü basamak sağlık hizmeti sunucularında 8 TL

 Özel sağlık hizmeti sunucularında 15 TL

10 gün içerisinde aynı uzmanlık dalında farklı sağlık hizmeti sunucusuna yapılan başvurularda bu maddede belirtilen ayakta tedavide hekim ve diş hekimi muayenesi katılım payı tutarları 5 (beş) TL artırılarak tahsil edilir.

Ayakta tedavide sağlanan ilaçlar için katılım payı:

Kurumca bedeli karşılanan ilaçlar için Kurumdan gelir ve aylık alanlar ile bakmakla yükümlü oldukları kişilerden %10, diğer kişilerden %20 oranında katılım payı alınır. Ayrıca her bir reçete için; üç kutuya kadar ilaçlar için 3 TL, ilave her bir kutu ilaç için 1 TL olmak üzere katılım payı alınır.

Tıbbi malzeme katılım payı:

Vücut dışı protez ve ortezlerden, Görmeye yardımcı tıbbi malzemelerden, Sağlık raporunda hayati öneme haiz olduğu belirtilmeyen diğer protezler ve ortezlerden, katılım payı alınır. Vücut dışı protez ve ortezlerden, Kurumdan gelir ve aylık alanlar ile bakmakla yükümlü oldukları kişiler için %10, diğer kişiler için %20 oranında katılım payı alınır. Ancak katılım payı tutarı vücut dışı protez veya ortezin alındığı tarihteki brüt asgarî ücretin %75’ini geçemez. %75’lik üst sınırın hesaplanmasında her bir protez ve ortez bağımsız olarak değerlendirilir.

Yardımcı üreme yöntemi katılım payları:

Yardımcı üreme yöntemi tedavisi İlk denemede %30, ikinci denemede %25, üçüncü denemede %20 oranında katılım payı alınır.

Dr. Ergün Demir

Dr.Güray Kılıç

https://odatv.com/devlethastanelerdenkarmiyoksazararmiediyor12021952.html

Önerilen Videolar

Reklamlar

Bunlar da İlginizi Çekebilir

Adliye önünde toplanan tarikatçılar, 6 yaşındaki çocuğun istismarına karşı çıkanlara 'Azgın azınlık' diyerek saldırdı! Ekmekte 7 TL endişesi büyüyor! 12 Eylül darbesinin üzerinden tam 40 yıl geçti Boğaziçi Üniversitesi’nde tepkiler devam ediyor: Bir istifa daha!