Bakırköy Dr.Sadi Konuk Eğitim ve Araştırma Hastanesi pandeminin ilk dönemlerinde İstanbul'daki vakaların asıl yükünü çeken hastane olmuştu. Özveriyle çalışan personel o dönemde pandeminin kontrolünde önemli rol oynamıştı.
Haziran ayında Prof. Dr. Murat Dilmener Acil Durum Hastanesi’nin açılmasıyla birlikte aynı zamanda bu hastanede de görev yapmaya başlayan hekimler, hem nöbet sayıları, hem çalışma saatleri açısından daha da büyük yükün altına girmiş oldu.
Gelinen süreçte Bakırköy Dr.Sadi Konuk Eğitim ve Araştırma Hastanesi asistanları artık çalışma şartlarından dolayı 'isyan' noktasına geldi. Solunum yolları şikayetlerinin yakında daha fazla artacağı sonbahar dönemi öncesi sorunlarını sosyal medyada kamuoyu ile paylaşan asistanlar şunları ifade etti:
Ülkemizde Mart ayında başlayan koronavirüs döneminde İstanbul’da belirlenen ilk 4 referans hastaneden birinin asistanları olarak sürecin başından beri aktif olarak mücadelenin içinde yer almaktayız. Bu durumda ilk 3 ay günlük hatta saatlik değişen nöbet listelerini umursamadan kendi klinik nöbetlerimizle çakışan covid nöbetlerimizi birimimizdeki arkadaşlarımızla tolere ederek işleri aksatmayacak şekilde tüm özverimizle çalıştık.
İKİ HASTANEDE BİRDEN NÖBET
Normalleşme döneminde Prof. Dr. Murat Dilmener Acil Durum Hastanesi’nin açılmasını takiben hastanemiz de normal işleyişine döndü. Ancak 1000 yataklı 7/24 faaliyet gösteren 10 poliklinikli acil durum hastanesinin çalışma yükünün büyük kısmı yalnızca hastanemiz asistan hekimlerine yüklenmiş olup orda da yoğun çalışma programına dahil edildik. 8121624 saatlik covid vardiyalarından sonra asistanlık yaptığımız asıl birimlerimize dönmekte, son anda değişen nöbet listeleri ile uzmanlık öğrencisi olarak görevlerimizi yerine getirmekte güçlük çekmekteyiz. Haziran ayının başında zorlukları dile getirdiğimizde Prof. Dr. Murat Dilmener Acil Durum Hastanesi’ndeki nöbetlerin oraya atama/görevlendirmeyle gelecek hekimlere devredileceği belirtilmiş, sabır göstermemiz istenmiştir.
HASTA YÜKÜNE MOBİNG EKLENİYOR
Oysa o günden beri çalışma şartlarımızda iyileştirmeler beklerken her geçen gün görevlerimiz arttırılmıştır. Covid servislerinde bir asistan 40 hastadan sorumlu olduğumuzdan nereye yetişeceğimizi bilemediğimiz bir tempoda çalışmak zorunda bırakıldık. Siperlik, maske, önlüklerle çalıştığımız 812 saatlik Covid poliklinik vardiyalarında resmi mola süresi verilmediğinden yemek yiyebilmek için nöbet arkadaşlarımızla dönüşümlü 15’er dakika ara verdiğimizde dahi görevlilere yerimizde olup olmadığımız kontrol ettirilmekte elimizden geleni yapmamıza rağmen başvuru çokluğu nedeniyle kapının önünde bekleyen hasta sayısı artarsa aranarak üzerimizde baskı oluşturulmaktadır.
Personel ve sekreter eksiklikleri öne sürülerek polikliniklerdeki PCR girişi, barkod basma vb. görevler üzerimize kalmakta,7/24 açık olan pcr polikliniklerimizde yurtdışına çıkacak vatandaşlarımızdan sadece pasaport numarasıyla test istenmesi için her gün en az 5 asistan nöbet tutmakta, hiçbir tıbbi bilgimize ihtiyaç duyulmayan yerlerde çalıştırılmak hastalıkla mücadele motivasyonumuzu düşürmektedir.
DÖNER SERMAYE TAVANDAN DEĞİL 3 HANELİ
Her fırsatta belirli kimselerce önümüze sürülen tavandan ek ödeme argümanıysa gerçeği yansıtmamakta, döner hesaplamaları başhekimliklerin inisiyatifine bırakılmış olup saatlik hesaplamalar yapıldığında bize yansıyan 3 haneli meblağlar olmuştur. Kaldı ki bu söylem ilk günden bu yana 7 aydır Covid Poliklinik ve Servislerinde kendimizin ve sevdiklerimizin hayatından tavizler vererek, asistanlık eğitimimizi sekteye uğratarak çalışmakta olan bizler için son derece onur kırıcıdır.
Hastane idaresine gerek sözel gerekse yazılı olarak defalarca başvurmamıza rağmen herhangi bir dönüş olmamış, çözüm sunulmamıştır. Mevsimsel solunum yolu hastalıklarıyla birlikte iş yükümüzün daha da artacağı ve ne kadar süreceğini öngöremediğimiz bu döneme YORULMUŞ, EMEKLERİ YOK SAYILMIŞ ve ÜMİTSİZ giriyoruz.
İşte o mektup: