IŞİD'in Türkiye yapılanması içerisinde yer alan örgüt yöneticilerinin Suriye'de yıllarca kalan eşleri hakkında Türkiye'ye döndükten sonra yapılan yargılamalarda "ceza verilmesine yer olmadığı" yönünde kararlar çıktı. Bu kapsamda IŞİD'in "Türkiye emiri" olduğu öne sürülen İlhami Balı'nın eşi H.B.'nin aralarında bulunduğu 6 kadınla ilgili davada ceza verilmemesine hükmedildi.
DW Türkçe’den Alican Uludağ’ın haberine göre; bir dönem örgütün Türkiye sorumluluğunu yapan Mustafa Dokumacı'nın eşi olan ve emniyetin "canlı bomba" listesinde bulunan Azerbaycan vatandaşı Ulkar M., 9 Ekim 2021'de teslim olduktan 1 ay 20 gün sonra yapılan yargılamada ceza almadı ve tahliye edildi. Yine Suriye'de bir dönem emirlik yapan ve ailece örgüte katılan "Gar katliamı" davasının firari sanığı Ahmet Güneş'in eşi "Umeyme" kod adlı E.G. hakkında da "gönüllü teslim olduğu" gerekçesiyle ceza verilmesine yer olmadığı kararı verildi.
IŞİD'in Türkiye yapılanmasında yer alan ve 2014'ten itibaren Suriye'ye giderek örgüte katılan başta İlhami Balı ve Mustafa Dokumacı olmak üzere örgütün kilit isimleri, bir süre sonra yanlarına eşi ve çocuklarını da almıştı. IŞİD saflarına katılan bu kadınlar, Suriye'de dini ve örgütsel eğitim aldı. Örgütün Suriye'deki topraklarını kaybederek dağılmasının ardından IŞİD'li kadınlar, tek tek Türkiye'ye dönmeye başladı. Suriye sınırında veya Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) bölgesinde gözaltına alınan IŞİD bağlantılı bu kadınlar, "eşlerinin baskısı ve tehdidiyle, çocuklarını götüreceği korkusuyla Suriye'ye gitmek zorunda kaldıkları" yönünde benzer ifadeler verdi.
Bu şekilde Türkiye'ye dönen İlhami Balı'nın eşi H.B., Mustafa Dokumacı'nın eşi Ulkar M., Ahmet Güneş'in eşi E.G., Kasım Dere'nin eşi S.D., Deniz Büyükçelebi'nin eşi Ş.B., Mehmet Taşar'ın eşi D.T., Ersel Ocak'ın imam nikahlı eşi Ayşenur İ., Mahmut Gazi Dündar'ın eşi M.D. güvenlik kuvvetlerine teslim oldu. "Etkin pişmanlık hükümlerinden" yararlanan bu isimler, bir süre sonra serbest bırakıldılar.
Muhammet Zana Alkan'ın eşi B.Ş. hakkında da ceza verilmesine yer olmadığına karar verildi. Döndüğü tespit edilen 9 kadından 6'sı bu şekilde cezadan kurtuldu.
H. B.'ye, Kilis Ağır Ceza Mahkemesi tarafından 2018'de örgüt üyeliğinden önce 6 yıl 3 ay hapis cezası verildi. Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 4. Ceza Dairesi 2019'da bu kararı yapılan itirazı reddetti. İtiraz üzerine Yargıtay 16. Ceza Dairesi, aynı yıl kararı bozarak "örgütle ilişkisi sempati düzeyinde kaldığı" gerekçesiyle H.B.'nin beraatine karar verilmesini istedi. Bunun üzerine yerel mahkeme, daha sonra sanığın beraatine karar verdi.
D.T. ve A.İ. hakkında da yargılandıkları davada itirafçı olduğu gerekçesiyle ceza verilmesine yer olmadığına hükmedildi.
Ancak bu konuda iki yeni somut örnek yaşandığı ortaya çıktı. Örgüt yöneticisi olan "Ebu Zeybeb" kod adlı Ahmet Güneş'in eşi E.G., IŞİD üyesi olmak iddiasıyla aranıyordu. 2014 yılında eşi, kardeşi, kayınvalidesi ve kayınbabası ile birlikte Suriye'de örgüt saflarına katılan E.G. 19 Ekim 2019'da Akçakale'de güvenlik kuvvetlerine teslim oldu. İtirafçı olan ve 30 Eylül 2019'da tutuklanan E.G., 22 Ocak 2020'de tahliye edildi.
E.G. ifadesinde, Suriye'ye gitmesinin nedenini "Eşim benden boşanacağını ve çocuğu kaçıracağını söyledi" şeklinde açıkladı. IŞİD'e katılmadan önce Gaziantep'te Erdemliler Derneği'ne gittiğini belirten E.G., Ahmet Güneş'le evlenmesini ise IŞİD'in bir dönem "Gaziantep emiri" olduğu iddia edilen kardeşi Mehmet Kadir Cebael'in istediğini öne sürdü. Cebael, Gaziantep'de polisin düzenlediği operasyon sırasında hücre evinde üzerindeki bombaları patlatmış ve hayatını kaybetmişti. E.G., annesi Ülger ve babası Mehmet Cebael'in de Suriye'de ROJ kampında YPG'nin elinde olduğunu söyledi. Diğer kardeşi Abdulsamet Cebael de IŞİD'e katılan aile bireylerinden oldu. Ahmet Güneş'in erkek kardeşi İsmail Güneş ise 1 Mayıs 2016'da Gaziantep Emniyet Müdürlüğü'ne yönelik gerçekleştirilen canlı bomba saldırısının failiydi.
Anlattıkları itiraf kabul edilen E.G., ifadesinde örgütün yapılanması ve eşinin faaliyetleriyle ilgili ayrıntılı bilgi vermekten kaçındı; eşini hiç askeri kıyafetle ve uzun namlulu silahla görmediğini, eşine sorduğu sorulara yanıt alamadığını iddia etti. Diğer IŞİD üyesi kadınlar da benzer şekilde ifadelerinde eşlerinin örgütteki faaliyetlerini bilmedikleri yönünde yanıtlar vermişti.
E.G.'nin yargılandığı davada 2020 yılında karar çıktığı öğrenildi. Bu karar, Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi'nde süren "Gar katliamı" davasının dosyasına girdi. Buna göre Şanlıurfa 2. Ağır Ceza Mahkemesi, 18 Kasım 2020'de E.G. hakkında ceza verilmesine yer olmadığına karar verdi.
Kararın gerekçesinde, sanığın silahlı terör örgütüyle süreklilik, çeşitlilik, yoğunluk gerektiren eylemlerde bulunduğu neticesinde organik bağ kurup örgütün hiyerarşik yapısı içerisinde yer alarak "silahlı terör örgütüne üye olma" suçuna uyduğu belirtildi. Ancak mahkeme, sanığın kendi isteğiyle ile teslim olmak suretiyle gönüllü olarak ayrıldığı, örgüt içerisinde bildiği ve gördüğü örgüt mensuplarına ait fotoğrafların kendisine gösterilmesi üzerine teşhis ettiğini iddia ederek ceza verilmesine yer olmadığına hükmetti.
"Hacer" kod adlı Ulkar M. ise Adıyaman'daki Dokumacılar Grubu'nun lideri olan Mustafa Dokumacı'nın eşiydi. İçişleri Bakanlığı'nın terörle bağlantılı arananlar listesinde mavi kategoride yer alan Ulkar M. hakkında Emniyette "canlı bomba eyleminde kullanılabilecek nüfus cüzdanı taşıdığı şeklinde hakkında istihbari bilgi bulunan şahıs" kaydı bulunuyor ve kırmızı bültenle de İnterpol tarafından aranıyordu. Ulkar M., 2014'de eşiyle birlikte Suriye'ye gitmişti.
9 Ekim 2021'de Suriye sınırını geçerek Türk askerlerine teslim olan Ulkar M., etkin pişmanlıktan yararlanarak itirafçı oldu. Adıyaman Cumhuriyet Başsavcılığı, tutuklanan Ulkar M. hakkında iddianame hazırladı.
Davanın ilk duruşması, Adıyaman 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nde 29 Kasım 2021'de yapıldı. Tanık olarak dinlenen D.T., sanık Ulkar M.'nin Suriye'de kendilerine dini dersler verdiğini anlattı.
Cumhuriyet Savcısı ise yargılama sırasında sanığın Mustafa Dokumacı'nın eşi olduğunu, ancak bildiklerini eksiksiz ve samimi olarak beyan etmediğini, kontrollü etkin pişmanlık beyanında bulunduğunu belirterek etkin pişmanlık hükümlerinden yararlandırılmamasını ve örgüt üyeliği suçundan cezalandırılmasını istedi.
Ancak ilk duruşmada kararını açıklayan mahkeme, sanık hakkında "gönüllü olarak teslim olup örgütün yapısı ve faaliyetleri çerçevesinde işlenen suçlarla ilgili bilgi vermesi" sebebiyle ceza verilmesine yer olmadığına hükmetti. Ulkar M., bu kararla birlikte tahliye edildi.