Habertürk yazarı ve yorumcusu Nagehan Alçı kendisine "FETÖ artığı" diyen emekli Tümgeneral Ahmet Yavuz hakkında suç duyurusunda bulunmuştu. Savcılık, takipsizlik kararı vermiş, Alçı da savcılığın bu kararına itiraz etmişti. İtirazı görüşen İstanbul Anadolu 7. Sulh Ceza Hakimliği, savcılığın kararını haklı bularak Alçı'ya "FETÖ artığı" demenin suç olmadığını tescillemişti.
FETÖ'nün kapatılan BankAsya isimli bankasından eşi Rasim Ozan Kütahyalı ile birlikte yalı almak için kredi çeken Nagehan Alçı'ya FETÖ'nün bir kıyağı daha ortaya çıktı. FETÖ'nün Azerbaycan ülke imamı Alçı'yı kara listeden çıkarttırdı.
Nagehan Alçı 2009 yılında Akşam gazetesinde yazarken Ermenistan işgali altında bulunan Azerbaycan toprakları olan Karabağ’a gitti.
Alçı'nın bu ziyareti Türkiye ile Ermenistan arasında protokol imzalanmış ve Azerbaycanlılar bu duruma tepki gösterdiği sıralarda gerçekleşti.
Nagehan Alçı Bakü yönetimine bilgi vermeden Hocalı Katliamı'nın yaşandığı, gidilmesi ne kadar yasak köy varsa oraya ayak basıyor.
Ermeni yetkililerle tüm temaslarını sağlıyor ve önce Erivan’a, arkasından işgal altındaki Karabağ’a gidiyor. İşgalin yaşandığı 1992 yılından o güne kadar hiçbir Türk oraya girememişti. Bunu başaran ilk “Türk” Nagehan Alçı oldu. Gazeteciler Cemiyeti tebrik etti ve ‘Yılın yazı dizisi’ ödülü verildi.
Alçı'nın, Karabağ’ı okurlarına “Ermeni toprakları” algısı yaratarak sunduğu ileri sürüldü. Ermenistan'da gazetecilerle buluşan Alçı, burada yaptığı açıklamalarla çok konuşuldu.
Ermeni gazeteleri, Nagehan Alçı’nın “Karabağ yüzde yüz Ermeni toprağıdır” sözlerini öne çıkardılar.
Azerbaycan vatandaşları ayağa kalktı, çok fazla tepki geldi.
O dönem gazetenin Genel Yayın Yönetmeni olan İsmail Küçükkaya da gelen tepkilere dayanamayarak yazı dizisini durdurma kararı aldı.
Ancak Alçı, Ermenilerin söyleşisini çarpıttığını iddia etti. akü’den resmi izin almadan işgal edilmiş topraklara giden diğer yabancı gazeteciler gibi Alçı, Azerbaycan yönetimi tarafından ‘Persona non grata’ yani ‘istenmeyen kişi’ ilan edildi.
Alçı, “İşgal altındaki bölgelere izinsiz girerek işgale meşruluk kazandırmaya çalışan bir gazeteci” olarak Azerbaycan'ın kara listesine girdi ve ülkeye girişi yasaklandı. Azerbaycan’a girmesi yasaklanan tek Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı oldu. Ne yazarsa yazsın, kâr etmedi. Nagehan Alçı Azerbaycan’da “En nefret edilen ‘Türk’ gazeteci” olarak nam saldı.
Kasım 2013’te “Azerbaycan’ın yasaklı listesinden nasıl çıktım?” başlıklı bir yazı yazdı.
“Geçen gün telefonum çaldı” diye başlayan yazının ilgili kısmı şöyle:
“Karşımda Azerbaycan Büyükelçiliği Basın Ateşesi Elsevar Salmanov. Meğer Türkiye’den yalnızca ben personanongrata listesindeymişim. Görünce çok üzülmüşler ve bu işi düzeltmeye karar vermişler. Salmanov beni görmek için İstanbul’a geldi. Son derece liberal görüşlü, olumlu bir diplomat... İlham Aliyev’e bir mektup yazmamı istedi. Yazdım. Önümüzdeki hafta Bakü’ye gidecek ve mektubu bizzat verecek. Böylece galiba benim ‘istenmeme’ durumum ortadan kalkmış olacak...”
PERDE ARKASINDA NE OLDU?
VeryansınTv yazarı Erdem Atay daha sonra yaşananları şöyle anlattı:
“Ermeni yanlısı Türk gazetecinin arkasındaki adam öğrenildi” başlıklı haberde söz konusu kişinin çok üst düzey bir yetkili olduğu yazıldı. O kişi dönemin Cumhurbaşkanlığı İdaresi Siyasi Tahlil ve Enformasyon Daire Başkanı Elnur Aslanov’du.
Azerbaycan’ın önemli sayılan kişilerden biriydi.
Aslanov haberi yalanladı ama haberi yapan gazetecilere de şu sözü söylemeden edemedi: “Azerbaycan Dışişleri Bakanlığı'nın yasaklı listesinde Türk yazarların isminin yer almasını kim ister?”
Azerbaycanlı gazeteciler bu işin peşini bırakmadı, olayı doğrulattılar.
Alçı ile işbirliği yapmanın Azerbaycan’a fayda sağlayacağı yönünde görüş bildirdiği ortaya çıkan Elnur Aslanov’un, Alçı’nın kara listeden çıkması için Dışişleri Bakanlığı Basın Servisi Başkanı ve dönemin Azerbaycan Etiyopya Büyükelçisi Elman Abdullayev’i ikna etti.
Aslanov bununla da yetinmedi, Azerbaycan’ın Türkiye Büyükelçisi Faig Bagirov ile görüştü.
Yine yetmedi Azerbaycan İstanbul Başkonsolosu Hasan Zeynalov’u aradı. Aslanov, Başkonsolosa Alçı’nın listeden çıkarılması için Dışişleri Bakanlığına başvuru yapması talimatını verdi.
Ancak dönemin Başkonsolosu bu talimatı dinlemedi ve Dışişleri Bakanlığına bu konu ile ilgili olumsuz görüş bildirdi.
Elnur Aslanov işi gücü bırakmış Nagehan Alçı’nın kara listeden çıkması için uğraşıyordu.
Bir akrabasını İstanbul’a yolladı ve Ankara Büyükelçiliğinde çalışan biriyle Milliyet gazetesinin yazı işleri müdürüne gittiler. Gelen Azerbaycanlı yetkililer Nagahan Alçı’yı affettiklerini, Alçı’nın özür dilediğini söylediğini belirttiler.
Ve Nagehan Alçı kara listeden çıkarıldı.
Bunun üzerine Başkonsolos bu konuda geri adım atılmaması için Alçı ile ilgili yeniden olumsuz bir rapor yazdı.
Fayda etmedi.
Elnur Aslanov başarmıştı.
***
Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in bir zamanlar çok yakın çalışma arkadaşı olan Aslanov 2014 yılında görevden alındı. 2016’da da hükümetten tamamen uzaklaştırıldı.
Aslanov daha sonra ABD’ye gitti ve Harvard Business School'da eğitime başladı.
Geçenlerde de Azerbaycan’da Aslanov’la ilgili yeni iddialar ortaya atıldı.
İddiaya göre Aslanov yeniden harekete geçmişti ve kendisinin Azerbaycan’da bakan olacağı yazılmıştı. Ülke bu haberle çalkalandı…
***
Peki Elnur Aslanov kimdi?
Açıklıyorum:
FETÖ’nün Azerbaycan imamı!
Görevden alınma nedeni de FETÖ’cü olması!
***
Peki ben bunları nereden mi öğrendim?
Türkçe biliyorsanız, Azerbaycan gazetelerini açıp okuyabilirsiniz ve Azerbaycan’a gidince de kim varsa sorabilirsiniz.
***
Yani yazının özeti:
Nagehan Alçı’yı Azerbaycan’daki kara listeden çıkaran ve bunun için canını dişine takan kişi FETÖ’nün Azerbaycan’daki en önemli adamı!
***
Sadri Alışık’ın müthiş bir filmi vardır: Ofsayt Osman.
Ofsayt Osman filmin son cümlesinde hâkime şu soruyu sorar?
“Bu da mı gol değil?”
Şükür bir ofsayta düşmüşlüğümüz yok ama bu kez de biz size soralım:
“Bu da mı gol değil!”
Cevabınızı duyar gibiyim…
***
Ama hala “gol değil” diyen varsa… Sıradaki yazıyı beklesin…
Röveşata geliyor.
http://www.krttv.com.tr/gundem/fetonunnagehanalciyabirkiyagidahaortayaciktih47568.html