BirGün'den Aycan Karadağ'ın haberine göre, gıda enflasyonu yüzde 89,1 ile dünya ortalamasının üç katı civarında. Fiyatlardaki hızlı artış çok yönlü nedenleri bulunuyor. Bunların başında ise zincir marketlerin önlenemeyen yükselişi, üretimin ithal girdi bağımlılığı ve AKP’nin yanlış tarım politikaları geliyor.
Zincir marketler her geçen gün pazarda egemenliğini artırırken, milyonlarca üretici ve tüketici bu marketler tarafından dayatılan şartları kabul etmek zorunda bırakılıyor.
Zincirler tarafından üreticiden ucuza ve uzun vadeli alınan tarım ve gıda ürünleri tüketiciye yüksek fiyatla satılıyor.
Ayrıca artık birçok zincir market tarımsal gıda ürünlerini kendi üretiyor ya da sözleşmeli üretim ve özel şirketlerden alarak tedarik ediyor. Bundan kaynaklı marketler, fiyatları kontrol etme güçlerini ellerinde tutuyor. Enflasyon, girdi maliyetleri, depolama ve tedarik zincirinde yaşanan sorunlarına karşı denetimin de yapılmaması fiyatları her geçen gün arttırıyor.
Ortakalan’ın verilerine göre, 2011 2021 yılları arasında, şube sayısı en az 5 ve üzerinde olan market zincirlerinin toplam mağaza sayısı yüzde 259 artış kaydetti. Söz konusu dönemde, indirim market zincirlerin toplam market sayısı yüzde 366, yerel zincirlerin toplam market sayısı yüzde 65, mağazaları en az üç ve daha fazla coğrafi bölgeye yayılmış olan ulusal hiper ve süper market zincirlerinin toplam market sayısı ise yüzde 125 artış gösterdi.
TEK SORUMLU AKP’DİR
CHP Tarım Politikalarından Sorumlu Genel Başkan Başdanışmanı ve Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal ise marketlerdeki fiyat artışının ülkedeki kötü yönetilen tarım politikasının bir sonucu olduğunu dile getiriyor. Sarıbal, şunları dile getirdi: “Bugün tarım sektörü desteklenmediği gibi artan kur ve faiz baskısına rağmen AKP, birkaç yandaşını zengin etmek için hala ithalatı seçiyor. Pandemi ve savaş dünyaya ‘kendi gıdanı kendin üret’ demesine rağmen AKP ithalattan vazgeçmiyor. Bugün soframızda gıda pahalı ise bunun tek sorumlusu Saray ve AKP’dir.”
Artan gıda fiyatlarına karşı Kamu İktisadi Teşekkülü (KİT) konumunda olan ÇAYKUR, ESK, TMO gibi kuruluşlar ile çiftçinin desteklenmesi gerektiğini belirten Sarıbal, şu ifadeleri kullandı: “Tüketicinin de ucuz ve sağlıklı gıdaya ulaşması sağlanabilir. Ancak bu kurumlar son yıllarda büyük zararlar etmesine rağmen ucuz gıda temini sağlayamamaktadırlar. Bunun temel nedeni de uygulanan yanlış tarım politikalarıdır. Tarım politikasında düğme baştan yanlış iliklendiği için ne artan nüfusumuza uygun üretim yapabiliyoruz ne de vatandaş ucuz gıdaya ulaşabiliyor.”
Girdi maliyetlerindeki yükselişin önüne geçilememesi de gıda fiyatlarının artmasındaki en önemli neden. TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası İzmir Şube Başkanı Dr. Hakan Çakıcı, ambalajlama ve nakliye ücretleri aşırı yüksek olduğuna dikkat çekti: “1 TL’lik ürün 56 TL’ye çıkıyor. Devlet bu konuyla ilgileniyormuş gibi gözüküyor ama ben ilgilendiğini zannetmiyorum.”
FAZLA ARACI VAR
“Tedarik zincirinde fazla aracı var” diyen Çakıcı, tedarik zincirini şöyle özetledi: “Antalya’da üreticiden komisyoncu alıyor hale getiriyor. Halden başka bir komisyoncu alıyor takviyeyle büyük şehrin haline getiriyor. Çok fazla aracı var ve burada da tabi istihdam edilen pek çok insan var. Bunları kaldırmaya çalışmak bile büyük sıkıntı yaratıyor. O yüzden yöneticiler, iktidar bunlara pek girmek istemiyor. Marketteki, manavdaki nihai fiyata müdahale etmeye çalışıyorlar ama etki etmiyor. Üreticiden çıktıktan sonra kalem kalem ne kadar masraf yapıldığı bilinen şeyler değil. Nihai fiyatı ortaya koymak çok zor. Üreticiden ne kadara alınıyor, komisyoncular ne kadar kazanıyor bunları kontrol etmek çok zor şeyler. Hallere de sürekli mal gelmiyor.”
BELİRLİ KİŞİLERİN ELİNDE
İzmir Hal Hakem Heyeti üyesi Ziraat Mühendisi Hakan Bodrumlu ise depolama sorununa vurgu yaptı. Bodrumlu, depolama için kooperatif kurulması gerektiğini belirterek “Bu işi yapan büyük halciler zaten belediye destekli oluyor ya da birkaç kooperatif bu işleri yapıyor ama tabi ki eksiklik var. Bunun düzelmesi için çok güçlü tam demokratik kooperatifler kurulmalı. Kooperatifler üzerinden bu işlerin yerel ya da genel desteklenip üretime geçilmesi lazım, üretimde aktif kullanılması lazım” değerlendirmesinde bulundu.
MUTLU ÇİFTÇİ İSTİYORUZ
Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, 14 Mayıs Dünya Çiftçiler Günü ile ilgilli yaptığı basın açıklamasında “Tarım sektörünün en büyük problemi, girdi maliyetlerinin yüksekliğidir” dedi. Bayraktar, açıklamasında bu yıl geçen yıla göre taban ve üst gübre kullanımında azalma olduğunu tespit ettiklerini belirterek girdi fiyatlarındaki artışa dikkat çekti: “Gübre fiyatları son bir yılda yüzde 300’e varan oranlarda zamlandı. Mazot fiyatları yüzde 239, yem fiyatları ise yüzde 130’un üzerinde zam gördü. Bu durum sektör açısından sürdürülebilir değildir.” Çiftçileri kayıt altına alacak bir sisteme ihtiyaç olduğunu söyleyen Bayraktar, “ÇKS’ye 2 milyon 170 bin çiftçi kayıtlı ve desteklerden faydalanmakta. Çeşitli sebeplerden dolayı ÇKS’ye kayıtlı olmayan 2 milyondan fazla çiftçi destekten mahrum kalmanın yanı sıra ürünlerine sigorta yaptıramamaktadır” dedi. Bayraktar, “Tarlaya girerken de hasadını yaparken de yüzü gülen çiftçi istiyoruz” ifadelerini kullandı.