Ticaret Bakanlığı, sebze ve meyvedeki fiyat artışlarını incelemek amacıyla 9 ildeki 10 halde ‘fahiş fiyat denetimine’ çıktı. Müfettişlerce faturalar incelenerek, ürünlerin hale giriş ve çıkış fiyatları arasında fahişlik olup olmadığı değerlendiriliyor.
Bakanlığın bu hamlesi, 2018’de patates ve soğan fiyatlarındaki ciddi artışlardan sonra soğan depolarına yapılan baskını hatırlattı. O dönem yapılan baskınlardan sonra soğan üreticisi stokçu ve terörist ilan edilmişti.
Sozcu.com.tr’ye konuşan Türkiye Halciler Federasyonu (TÜRKHAL) Başkanı Yüksel Tavşan, “Hallerde günlük alınıp satılan yaş sebze ve meyvede fahiş fiyat farkı olabilmesi için İstanbul’a giden yolların kapanması gibi olağanüstü bir durum yaşanması lazım. Pahalılığın düşük rekolte ve değişen hava şartları gibi birçok nedeni var. Üretim varsa fiyat düşer, yoksa ürün pahalanır. Ancak suçlu aramak alışkanlık haline geldi” dedi.
İstanbul Halciler Derneği (HALDER) Başkan Yardımcısı Muhittin Baran ise, dün itibarıyla Bayrampaşa ve Ataşehir hallerine yapılmaya başlanan denetimin sürdüğünü, henüz fahiş fiyat farkına ilişkin bir emare bulunmadığını anlattı.
Aslında hallere yapılan bu denetimler yeni değil. 7244 Sayılı Kanun, fahiş fiyat artışı yapanlara 10 bin TL ila 100 bin TL arasında idari para cezası öngörüyor. Ticaret Bakanlığı’nın periyodik bir şekilde birçok satış noktasına inceleme yapma yetkisi bulunuyor.
Halihazırda gündeme gelmesinin nedeni ise, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Kahramanmaraş'ta katıldığı bir törende gıda enflasyonu sorunun kabul ederek “İnşallah en kısa sürede raflardaki, etiketlerdeki fahiş fiyat artışlarının da önüne geçeceğiz” demesi…
Erdoğan’ın geçen haftaki bu konuşmasından sonra ülke genelindeki 10 meyve sebze haline denetim başlatıldı.
Haksız Fiyat Değerlendirme Kurulu Yönetmeliği’nde ise, fahiş fiyat artışı şu şekilde tanımlanıyor:
“Olağanüstü hal, afet ve ekonomik dalgalanma dönemleri ile diğer acil durumlarda üretici, tedarikçi ve perakende işletmeler tarafından satışa sunulan ve kamunun beslenme, sağlıklı yaşama ve korunma gibi temel ihtiyaçlarını karşılamak için zorunlu olan mal ve hizmetlerin fiyatında girdi ve diğer üretim maliyetlerindeki artış gibi haklı bir sebebe dayanmaksızın yapılan aşırı ve adil olmayan artışı.”
HALDER Başkan Yardımcısı Baran, hallere gelen ürünlerin nasıl faturalandığını, hallerdeki çalışma sistemini şöyle anlattı:
“Bizde bildirim sistemi var. Yaş sebze meyvede fiyat önceden oluşmaz. Ürün hale gelir, bir borsa oluşur. Alıcı ve satıcı karşı karşıya gelerek fiyatı belirler. Biz de ürünü satıp, faturalandırırız. Sadece yüzde 8 yasal kesintimizi alır, en geç 15 iş günü içinde üreticinin ya da tüccarın parasını göndeririz. Çalışma sistemimiz bu şekilde.”
“Yani ürün hale bir fiyatla gelmez, fiyat halde oluşur” diyen Baran, “Eğer o ürünün geldiği üretim bölgesinde bir afet, dolu, yağmur vs. varsa ve normal şartlarda 50 kamyon domates gelirken o gün 10 kamyon gelebilmişse ancak o zaman arz eksikliğinden dolayı fiyat yükselir. Fakat kamuoyunda hep biz günah keçisi ilan ediliyoruz” diye konuştu.
TÜRKHAL Başkanı Yüksel Tavşan’ın aktardığına göre, hallerdeki alışveriş üç şekilde gerçekleşiyor.
Buna göre, hallerde satılan ürünler ya doğrudan üreticiden alınıp, o üretici adına satılıyor; ya da ürün tüccardan temin ediliyor. Her ikisinde de halcilerin üründen aldığı yasal kesinti yüzde 8’lik hizmet bedeli. Bunun dışında bir de ‘hal içi tüccar’ denilen kesim var. Bunlar da hal komisyonculuğu yapanlara tüccarlık yapma izni verilenler. Bu kişiler komisyonlu mal satamıyor, kendi malını alıp, satıyor.
Yüksel Tavşan, günlük alınıp satılan sebze ve meyvelerde fahiş fiyat farkının oluşamayacağını, ancak depolanan patates, soğan gibi ürünlerde çok kısa süreli olabileceğine dikkat çekti. Ancak Tavşan, bunun olabilmesi için de olağanüstü bir durumun olması gerektiğini bildiriyor.
Tavşan, bu yıl halde satılan bazı meyve fiyatlarının geçen yıla kıyasla yüzde 50 daha zamlı olduğunu; özellikle şeftali ve salatalık fiyatlarının yüksek seyrettiğini söyledi.
TÜİK verilerine göre de salatalık ağustosta zam şampiyonu olmuş; fiyatı aylık yüzde 56.3, yıllık yüzde 128 artmıştı.
Yüksel Tavşan, salatalıktaki zamların bu yıl az üretilmesinden kaynaklandığını aktardı.
Aynı şekilde şeftali fiyatlarındaki yüksekliğin nedenini de düşük üretime bağlayan Tavşan, “Mart ayında soğuk hava dalgası olunca fiyatlar yükselmişti. Dış ticaretteki rakiplerimizde de şeftali üretimi düşük olunca ihracatımız hız kazandı. Bu yüzden fiyatlar da yüksek seyretti” diye konuştu.
Yüksel Tavşan, halciler olarak yüksek gıda fiyatlarına yönelik önerdikleri çözümün Tarım ve Orman Bakanlığı ile Ticaret Bakanlığı’nın kuracağı 3’er kişilik 2 ayrı birim olduğunu söylüyor.
Tavşan, “Bu iki birim yalnızca yaş sebze ve meyvedeki tedarik zincirini incelemeli. Ürün üretimden nasıl çıkıyor, hangi aşamalardan geçiyor, fiyatı halde ne oluyor, perakendede ne oluyor hepse titizlikle incelenip, raporlanmalı. Arıza yaratan bir yer varsa hemen o yaraya parmak basılmalı. Aksi takdirde ezbere konuşmuş oluyoruz” dedi.
Ziraat sektörü temsilcilerine göre ise gıda enflasyonunun temel sebebi, Türkiye’nin tarımsal üretimdeki girdi maliyetlerinde ithalata bağımlı olması ve yüksek döviz kuru nedeniyle girdilerin neredeyse haftalık, sürekli olarak zamlanıyor olması.
Bu yüzden çiftçi yüksek maliyetler altında, tüketici ise yüksek gıda fiyatları altında ezilmeye devam ediyor. Ziraat sektörü ise, üreticiye ucuz girdi temin edilmesi taleplerini yineliyor.
Çiftçinin enflasyonu 2021 Ağustos’ta yıllık yüzde 24.69 artarak son 26 ayın zirvesine çıkarken; aynı ay gıda fiyatlarındaki yıllık artış ise yüzde 29 olmuş, gıda enflasyonu son 28 ayın zirvesine çıkmıştı.
Sozcu.com.tr'ye konuşan TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası (ZMO) Genel Başkanı Baki Remzi Suiçmez, gıda fiyatlarındaki pahalılığın ana nedeninin çiftçinin elektrik, mazot ve gübre gibi ana girdilerindeki sert artışlar ve kuraklık olduğunu söylemiş ve şöyle devam etmişti: “Çiftçi ucuza üretemedikçe vatandaşın da yüksek fiyatlara maruz kalması kaçınılmaz.”