Her fırsatta ‘Benim alanım ekonomi, ben ekonomistim‘ diyen ve bir yılı “faiz sebep, enflasyon neticedir” teziyle uygulamaya soktuğu yeni model ile Türkiye'yi tarihinin en ağır ekonomik kriziyle karşı karşıya bırakan Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın ekonomi karnesini çıkardık, işte sonuç:
MİLLİ GELİR…
AKP iktidara geldiğinde 2002 yılı sonunda Türkiye'nin milli geliri 240 milyar dolardı. Bu rakam, 2013'te TL'nin aşırı değerli olmasının da etkisiyle 957 milyar dolara kadar yükseldi. Ancak sonraki yıllarda hem ekonomideki yavaşlama ve krizler hem de TL'nin dolar karşısındaki büyük değer kaybıyla 808 milyar dolara geriledi.
İLK 20’DEN ÇIKTIK
AKP iktidarının en büyük iddialarından biri Cumhuriyet’in 100’üncü yılı olan 2023 yılında Türkiye’nin ilk 10 ekonomi arasında yer almasını sağlamaktı. Ancak 2015’te dünyanın en büyük 16’ncı ekonomisi olan Türkiye, IMF'nin raporuna göre, 2021 yılında 806,8 milyar dolarlık GSYH ile en büyük ilk 20 ekonomi içerisinden çıkarak 21. sıraya geriledi.
YILLARDIR DÜŞÜYOR
2002 yılı sonunda Türkiye'nin kişi başı milli geliri 3 bin 620 dolardı. 2013'te 12 bin 490 dolara kadar yükselen bu rakam, 2022'da 9 bin 592 dolara indi. Türkiye'de kişi başına milli gelir dolar bazında 2014'ten bu yana düşme eğiliminde. Resmi verilere göre kişi başına milli gelir 2022 yılı sonu itibariyle Cumhuriyet tarihinde ilk kez 7 yıl üst üste düşüş göstererek 9 bin 485 dolara geriledi.
TL TARİHİN EN DEĞERSİZ SEVİYESİNDE
Son yıllara TL'deki değer kaybı damga vurdu. Öyle ki, son bir yılda dolar karşısında dünyada en fazla değer kaybı yaşayan para birimi TL oldu. 4 Kasım 2002'de 1,67 olan dolar/TL kuru, bugün 18.80 seviyelerinde.
İŞSİZLİK SORUNU BÜYÜDÜ
2001 krizi öncesinde 2000 yılında Türkiye'de işsizlik oranı yüzde 6 idi. 2002'de bu oran yüzde 9,8'e fırladı. AKP döneminde işsizlikte en düşük nokta 2012 yılında yüzde 8,4 oldu. Son TÜİK verisine göre 2022'de ise dar tanımlı işsizlik oranı yüzde 10.2 oldu. Geniş tanımlı işsizlik ise yüzde 20.8 seviyesinde.
YÜKSEK ENFLASYON SORUNU ÇÖZÜLEMEDİ
90'lı yıllar tüm dünyada olduğu gibi Türkiye'de de enflasyonun (yıl sonu tüketici enflasyonu) yüksek olduğu yıllardı. 2000'lerden sonra tüm dünya ile birlikte Türkiye'de enflasyon önemli oranda geriledi ancak Türkiye dünya ortalamasının çok üzerinde kaldı. 2002 yılında yıllık enflasyon dünyada ortalama yüzde 4,1, gelişen ülkelerde yüzde 6,7 iken Türkiye'de yüzde 29,7 idi. 2019'da Türkiye'de enflasyon yüzde 11,8 olurken, dünyada ortalama yüzde 3,9, gelişen ülkelerde yüzde 5,7 oldu. Bugün ise Türkiye'de enflasyon yüzde 64 seviyesini aşmış durumda.
EN BÜYÜK SORUNLARDAN BİRİ CARİ AÇIK
AKP'li yıllarda Türkiye ekonomisinin en büyük sorunlarından biri, yüksek dış ticaret açıklarından yani ithalata bağımlılıktan kaynaklı olarak verilen yüksek cari açıklardı. Türkiye'de milli gelire oranla cari açık 2002'de yüzde 0,3 iken, bugün yüzde 5,6 seviyesinde.
Ağustos sonu itibariyle cari açık 45 milyar dolara çıkmış durumda. Bu açığın bir bölümü kaynağı belirsiz rekor para girişi ile kapatılmaya çalışılıyor.
DIŞ BORÇ YÜKÜ ARTTI
Yüksek cari açık ve ithalata bağımlılık nedeniyle Türkiye'nin dış borç stoku AKP döneminde ciddi şekilde arttı. Hazine ve Maliye Bakanlığı verilerine göre, 2002'de 129,6 milyar olan Türkiye'nin brüt dış borç stoku, 2022 sonu itibariyle 442 milyar dolar oldu.
KAMU MALLARINI SATIP BORÇ ÖDEDİLER
AKP iktidarı boyunca, Türkiye’nin en büyük şirketlerini, fabrikalarını, otellerini, limanlarını, enerji üretim tesislerini, elektrik ile doğalgaz dağıtım şebekelerini ve arazilerini yerli ve yabancı özel şirketlere sattı.
AKP iktidarının ilk Maliye Bakanı Kemal Unakıtan satış sürecini “Satacağız satacağız. Her şeyi satacağız. Kâr edeni de satacağız, zarar edeni de satacağız. Devleti ekonomik faaliyetlerden kurtarıncaya kadar satacağız. Pamuk eller cebe. Yerli yabancı herkes gelsin” cümleleriyle başlatmıştı.
Ekonomide kamunun ağırlığı azaltılırken, 2002 – 2022 tarihleri arasında özelleştirmeden elde edilen 71 milyar doların çok büyük bir bölümü kamunun borç ödemelerine, geri kalan ise satılan şirketlerin borçlarına ve personel ödemelerine gitti.
2002 yılından bu yana 273 kuruluşta hisse senedi veya varlık satışdevir işlemleri yapıldı. Bu kuruluşlardan 268’inde kamu payı kalmadı. 2002 yılından bu yana 273 kuruluşta hisse senedi veya varlık satışdevir işlemleri yapıldı. Bu kuruluşlardan 268’inde kamu payı kalmadı.
Sözcü