Yüksek Seçim Kurulu üyelerine hakaret ettiği iddiasıyla İstanbul Anadolu Adliyesi 7. Asliye Ceza Mahkemesince verilen 2 yıl 7 ay 15 günlük hapis cezasının İstanbul Bölge Adliye Mahkemesince ele alınarak kesin hükme bağlandığı iddiasının doğru olmadığı ortaya çıktı.
İstinaf mahkemelerinde onama diye bir kavram olmadığı, ceza alan kişinin istinaf başvurusunun ya kabulüne veya esastan reddine karar verilebileceği, onama kavramının sadece yüksek yargı makamı olan Yargıtay ceza ve hukuk dairelerinde olduğu bildirildi.
Ekrem İmamoğlu'na verilen hapis cezasının görüşülerek istinaf başvurusunun esastan reddine dair an itibariyle herhangi bir karar verilmediği bildirildi. Dosyanın halen UYAP bilişim sisteminde açık olduğu ve sıra ve dosya esas kayıt numarasına göre en erken adli tatil sonrasında ele alınarak kesin hükme bağlanabileceği öğrenildi.
Dosyayla ilgili delillerin incelenmediği gibi, savunma avukatlarının da dosyaya sunmuş oldukları yazılı beyanların da bir incelemeye tabi tutulmadığı belirtildi. Haziran ayı sonu itibariyle Hakimler Savcılar Kurulu'nun ilk derece ve bölge istinaf mahkemeleri ile idari yargı hakim ve savcılarını kapsayan kapsamlı kararnamesinin yayımlanması ve devamında 20 Temmuz itibariyle adli tatilin başlaması nedeniyle dosyanın adli tatil öncesinde ele alınabilmesenin mümkün olmadığı, İmamoğlu ve avukatları tarafından da dosyanın öne alınmasına dair herhangi bir talebin daire başkanlığına sunulmadığı bildirildi.
TÜRKİYE SÖZCÜ'DEN ÖĞRENMİŞTİ
Ekrem İmamoğlu'na verilen mahkumiyetle ilgili uygulanan sevk maddelerinin yanlış olduğu ve bu yanlış uygulama sonucu 5 gün fazladan hapis cezası verildiğini Türkiye SÖZCÜ'den öğrenmişti. İmamoğlu'na verilen 1 yıl 6 ay hapis cezasının ardından TCK'nın 125/6 maddesi uyarınca 1/6 artırım yapılarak 1 yıl 9 ay hapis cezasına çarptırılmış, oysa ilgili maddede böyle bir fıkra olmadığı, şayet teşdiden (üst sınır) artırım yapılacaksa eğer TCK'nın 125/4 fıkrasının uygulanması gerektiği hukukçular tarafından dile getirilmişti.
Yine verilen cezanın Yüksek Seçim Kurulu Üyelerine karşı işlendiği için TCK'nın 125/son delaletiyle TCK'nın 43/21 maddeleri uyarınca 1/2 oranında artırım yapılarak sonuç olarak 2 yıl 7 ay 15 gün hapisle cezalandırıldığı şeklinde alınan karardaki sonuç cezanın da teknik olarak yanlış hesaplandığını ve 125/son diye hüküm kurulamayacağı, doğrusunun 125/5 olması gerektiği vurgulanmıştı. Sevk maddelerindeki yanlış hesaplama ile 2 yıl 7 ay 15 gün hapis cezası hükmünün yanlış olduğu, burada alt sınırdan uzaklaşarak verilmesi gereken cezanın aslında 1 yıl 19 ay 15 gün olması gerektiği ifade edilmişti.
Sonuç cezaya 2 yıl 7 ay 15 gün denildiği taktirde İmamoğlu'na 5 gün fazladan ceza verildiği sonucunun ortaya çıktığı tespit edilmişti.
KIDEMLİ YARGIÇ “TEKNİK OLARAK YANLIŞ KARAR” DEMİŞTİ
Yanlış kararı SÖZCÜ'ye değerlendiren ve ceza davalarında 30 yılı aşkın süreden beri aktif olarak ve halen kürsüde yargıçlık yapan bir hukukçu, verilen mahkumiyet kararında TCK'nın ilgili sevk maddelerinin yanlış uygulandığını söyledi. Kıdemli yargıç, hakaret suçlarında para cezaları uygulanabileceği hükmü de varken kararı veren hakimin İmamoğlu'na para cezası yerine neden hapis cezasının tercih ettiğini kısa kararda yazmadığı gibi, alt sınırdan uzaklaşarak taktiren ve teşdiden verilen mahkumiyet hükmünü de kişiselleştirmediğine dikkat çekti.
Aynı yargıç SÖZCÜ'ye yaptığı açıklamada, “Sabıkasız bir Büyükşehir Belediye Başkanı’na taktiri indirim uygulanması yerine alt sınırdan uzaklaşılarak ceza verilmesi ne sebeple olabilir? Mahkûmiyet hükmü bu haliyle teknik olarak yanlış hesaplandığı için Bölge İstinaf Mahkemesince yüzde 100 ihtimalle bozulacaktır” dedi.
SÖZCÜ'NÜN HABERİNDEKİ MADDELERE DİKKAT ÇEKTİ
Cumhuriyet savcısı da aynı gerekçelerle mahkumiyet hükmünün düzeltilerek onanması istemiyle Bölge İstinaf Mahkemesine başvurdu. Savcı, iki maddelik istinaf başvurusunda, haberimizde belirtilen hususlara dikkat çekerek, 125/4. Maddesine göre artırım yapılması gerekirken sehven 125/6 yazılarak yazım hatası yapıldığına dikkat çekti.
Savcının düzeltme istediği bir diğer husus ise kararın hüküm kısmının ikinci paragrafında sanık hakkında 1/6 oranında artırım yapılarak 1 yıl 9 ay hapisle cezalandırıldığını, 3. Paragrafta ise sanığın eylemini kamu görevlilerine karşı işlediği gerekçesiyle 1/2 oranında artırım yapılarak 2 yıl 7 ay 15 gün hapis cezasına hükmolunduğunu, sonuç ceza olarak 1 yıl 19 ay 15 gün hapis cezası verilmesi gerekirken, hesaplama hatası sonucu 5 gün fazla hapis cezasına çarptırılmasının usul ve yasaya aykırı olduğundan kararın düzeltilmesini istemişti.
Sözcü