İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB), Bahçeşehir Uğur Eğitim Vakfı ile birlikte Galata'daki Saint Pierre Han'ı (Sen Piyer) restore etmek üzere protokol imzaladı. Protokol imza töreninin ardından İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu gündeme ilişkin soruları yanıtladı. İmamoğlu'na Büyükada İskelesi'nde İBB ile TÜGVA arasında yaşanan tahliye krizindeki son durum ve sonrasında başlayan tartışmalar, camide yapılan destek eylemleri soruldu.
“ARIYORUM HALA BULAMADIM”
İmamoğlu, “Bir kere tahliye krizi yaşanmadı. Tahliye krizinin çıkmasına sebep olan kimse ben hala arıyorum bulamadım. Zabıtaya müdahale eden emniyet güçlerini oraya kim, ne için, hangi talimatla, yasanın hangi maddesini kullanarak yolladığını ben arıyorum, bulamadım hala. Elde hiçbir veri yok. Bir talimat yok ortada. Türkiye Cumhuriyeti tarihinde ilk defa bir kamu kurumunun hakkı olan bir yeri, bir vakıf adına tahliye edilmesi için yine bir kamu kurumu olan emniyet müdürlüğümüzün çevik kuvvet ekibi, yaklaşık 4050 emniyet mensubu tabiri caizse tekme tokat misali dışarıya atması manzarasını bu ülkeye yaşatan kim? Ben merak ediyorum. Birisi çıksın desin ‘ben yaptırdım'. Hakkında suç duyurusunda bulunacağım” dedi.
“SONA ERDİRECEĞİZ VATANDAŞIMIZ EMİN OLSUN”
Büyükada İskelesi'nde tahliye krizi yaşanmadığının altını çizen İmamoğlu “Bir devletin hakkının, hukukunun korunmasına dönük, bunun çiğnendiği bir an yaşandı. Ama biz hakkımız olan devletin milletin hakkı olan Şehir Hatlarına ait bu iskelenin üst katında anlamsız, gereksiz üçüncü, dördüncü şahıslara farklı eğlenceler, farklı siyasi buluşmalar adına kullanılan bir mekan şeklinde değerlendirilen o alanı tekrar yine devletimize ait İBB'nin bir kültürel temsiliyet alanı olarak kullanılmasına dönük mücadelemizi sürdürüyoruz. Yapının kimliğine, mimari estetiğine aykırı bir biçimde beni hiç ilgilendirmeyen, memlekete faydasının olup olmadığı konusunda hiçbir fikrimin olmadığı bir vakfın kullanması sürecini sona erdireceğimiz konusunda vatandaşlarımız emin olsunlar. Takibimizde” diye konuştu.
“KENDİLERİNİ DİBE VURDURDULAR”
TÜGVA ile ilgili “Bir kurum kendisini bu kadar dibe vurdurabilir” değerlendirmesinde bulunan İmamoğlu şunları söyledi:
“Her zamanki gibi tüm popülist kavramları, bütün değerleri kullanarak inancımızı, Müslümanlığı, İslam’ı kullanarak sözler, cümleler kurarak kendine yer edinmeye çalıştıklarında bir o kadar daha aslında kendilerini dibe vurdurdular. Kendileri belki 100 üzerinden 100 değeri olduğunu düşünüyorlardı. Toplumun gözünde 30'du 40'tı. Şu an 1 bile değil. O kadar dibe vurdurdular, devam ediyor bu. Yazıktır, günahtır. Biraz aklı olan var ise o yöneticilerin içerisinde, kurucuların içerisinde birazcık aklı olan var ise devlete karşı bu şekilde direnç göstermemeliler. ‘Yanlıştan vazgeçiyoruz, özür dileriz toplumdan' deyip geri çekilmeliler. Bu feraseti bekliyoruz. Ama bu olmasa da biz 16 milyon İstanbulluya söz verdiğimiz üzere malımıza, mülkümüze sahip çıkmaya devam edeceğiz.”
“HER GEZİMDEN KEMAL KILIÇDAROĞLU'NUN HABERİ VAR”
Elazığ ve Diyarbakır'a yaptığı gezilerin CHP Genel Merkezinin tepkisini çektiği ve halkla buluşma etkinliğinin iptal edildiği yönündeki yorumlar soruldu. İmamoğlu “İl gezilerim ilk defa olmuyor. Hatta Ekrem İmamoğlu olarak İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olarak da daha önceki belediye başkanlığım döneminde de belki de hayatımın en az il gezisi yaptığım dönemi yaşıyorum. Ne yapalım yani? İstanbul’un sınırlarının dışına adım mı atmayalım yani? Ne kadar saçma bir bakış açısı? Benim her gezimden partimin genel başkanı Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun haberi vardır. Çünkü ben kendisini ararım. Gezilerimle ilgili bilgi veririm. Ne için gittiğimi anlatırım. Benim gezimin gündemi bellidir. Elazığ’a niçin gittim? Veya Diyarbakır’a niçin gittim kısmı bellidir. Ve biz bununla sorumluyuz. Bir miting veya böyle bir süreçle bizim hiç alakamız ve bilgimiz dahi yoktu. Arkadaşlarım sosyal medyada bu paylaşımı görünce oradaki yönetimi veya bu konuda karar alanları uyardı. Ve ondan sonra da bu kararı alanlar bunu geri çektiler. Genel merkezde uzaktan yakından ilgisi yoktur. Çünkü bizim gezimizin öyle bir niyeti yok zaten” dedi.
“KİM TALİMAT VERİYOR”
Katıldığı etkinliklerde vali ve belediye başkanlarının katılmamasına tepkisini sürdüren İmamoğlu “İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Gümüşhane’ye gidiyor ve çok değerli bir okulun başlangıcına imza atıyor. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Elazığ’a gidiyor muazzam bir meslek lisesinin yapımı için süreci başlatıyor imza atıyor. Allah aşkına devleti temsilen orada niçin o şehrin valisi yok. Orada niçin o şehrin belediye başkanı yok? Kim talimat veriyor? Yani bırakın genel merkezin Ekrem İmamoğlu’yla ilişkisini, hükümetin yöneticileriyle, o şehrin mülki amirinden belediye başkanına, onların ilişkisini sorgulayın. Kim kime talimat veriyor ‘oraya gitme' diyor, kim kime talimat veriyor ‘izinli ol ya da raporlu ol' diyor, buna bakın. Ya da tesadüf müdür; Ekrem İmamoğlu hangi şehre giderse o şehrin valisi raporlu, belediye başkanı izinli ya da seyahatte oluyor. Ve bunları ilk yaşamıyorum ki… Benim gezimden genel başkanımın haberi var. Biz bilgi veriyoruz. Gayet değerli ve güzel bir süreç yönetiyoruz” diye konuştu.
“MİLLET KARARINI VERMİŞ”
“Gezilerinizde vatandaştan nasıl geri dönüş aldınız” sorusuna da İmamoğlu şu yanıtı verdi: “Şehirlerde şunu gördüm. Millet kararını vermiş, süreci bekliyor. Gerçekten bugünün zor durumlarından, zor koşullarından başta ekonomi, işsizlik, insanların geleceğe dair kuşkuları, eğitim, yurt verin diye çığlık atan gençler, kadınlar, anneler, çocuklar bu manada muazzam bir ilgi gördüm. Bu ilgi benim sorumluluğumu çok çok büyüttü. İstanbul’a döndüğümde görevimi daha iyi yapmalıyım duygusuyla döndüm. Benim motivasyonumu çok çok büyüttü. Onun için bu anlamda ders aldığım ve bu anlamda motivasyonumu yükselten bir gezi olmuştur.”
TAKSİ AÇIKLAMASI: GEREKLİ MÜDAHALEYİ YAPACAĞIZ
İmamoğlu'na taksi sorunu ile ilgili sosyal medyadan yaptığı “İstanbullulara bir söz verdik. Taksi plakası ağalığı bitecek dedik. 16 milyon İstanbullu kazanacak, bir avuç plaka ağası kaybedecek. İBB kazanacak! Gözünüz bizde olsun” açıklamasının ayrıntısı da soruldu. İmamoğlu “Biz bir söz vermiştik. Rant peşinde koşan, taksi meselesini plaka değeri üzerinden yorumlayan ve sahip olduğu plakanın kaç lira olduğunu hesap eden akla karşı mücadele veriyoruz. İkinci mücadelemiz de İstanbullunun nitelikli hizmet alması yönünde yeterli sayıda taksinin İstanbul’da var olması mücadelesi. Bu manada elbette ki kamunun elindeki bize hukukun verdiği gücü kullanma yönünde fırsatlar bitmez. Sürprizin anlamı yitmesin, beklesinler. Gerekli müdahaleyi yapacağız. Fırsatçıların elinden, o bir avuç insanın yılda milyarlarca liralık plaka alışverişi üzerinden İstanbul’un huzurunu tehdit eden bütün o kavramı bertaraf edeceğiz. İstanbul’un hakkı olan, hukuku olan, plaka meselesini de çözüyor olacağız” dedi.
“HUKUKU GÖREVE ÇAĞIRIYORUM”
Yerel seçimlerin ardından UKOME'nin yapısının hükümet temsilcilerinin çoğunlukta olacağı şekilde düzenlenmesine yol açan yönetmelik değişikliğine karşı açtıkları dava hakkında da açıklama yapan İmamoğlu “Konu UKOME'DE tekrar gündeme gelecek. Bu noktada şunu belirtmek isterim. Hukuksuz bir biçimde İstanbullu adına karar alma mekanizması olan UKOME’nin sayısıyla ve katılımcılarıyla oynayan ve saçma sapan bir yönetmelikle bizi kilitlemeye çalışan bakanlığın aldığı kararı açtığımız davanın da halen hukuk zemininde görüşülmemesi bir karara bağlanmamasını buradan kınıyorum. 16 milyon İstanbullunun da hukukun zamanında karşılığını bulamaması hukuksuz bir biçimde değiştirilen mekanizmanın gerçekten hak ettiği noktaya gelmemesi yönünde hangi el değiyorsa bu üzücü bir eldir. Derhal buna son verilmelidir. Saçma sapan o yönetmeliğin derhal değişmesi gerekir. İstanbul'a ait ulaşımla ilgili kararların yine İstanbul’un yönetiminin mekanizma olarak yetkisinde olan bir sürecin tekrar sonuca erdirilmesi lazım. Hukuku buradan göreve davet ediyorum. Bir an önce UKOME ile ilgili kararın doğru bir biçimde ele alınması ve değerlendirilerek karara bağlanması çağrısını yapıyorum” dedi.
https://www.sozcu.com.tr/2021/gundem/imamoglundantugvaaciklamasi6714279/