Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Haziran ayı işsizlik verilerini açıkladı. TÜİK'in Hanehalkı İşgücü Araştırması sonuçlarına göre; 15 ve daha yukarı yaştaki kişilerde işsiz sayısı 2022 yılı Haziran ayında bir önceki aya göre 136 bin kişi azalarak 3 milyon 541 bin kişi oldu.
İşsizlik oranı ise 0,3 puanlık azalış ile yüzde 10,3 seviyesinde gerçekleşti. İşsizlik oranı erkeklerde yüzde 8,5 iken kadınlarda yüzde 13,8 olarak tahmin edildi.
İstanbul Kadıköy’de vatandaşa mikrofon uzattık, “TÜİK’e göre mayısta yüzde 10,9 olan işsizlik haziranda yüzde 10,3’e geriledi. Çevrenizde işsizliğin azaldığına dair işaretler, örnekler görüyor musunuz?” diye sorduk.
Vatandaşların çoğu bu konuda TÜİK’le aynı fikirde olmadığını, verilerin gerçeği yansıtmadığını söyledi.
Verilen yanıtlar şöyle oldu:
“2 YILDIR İŞ ARIYORUM, BULAMIYORUM”
Atilla Yıldız: “Vallahi ben de işsizim. Yalan söylüyorlar. (Ne zamandır iş arıyorsunuz?) Emekli olmama rağmen 2 yıldır iş arıyorum. (Niçin bulamıyorsunuz?) Yabancıları daha ucuza çalıştırıyorlar ondan.
(Nerelere başvuruyorsunuz genelde?) Bekçilik, inşaat falan. Gençlere iş vermiyorlar, bana nasıl verecekler… (Geçim derdi yüzünden mi emekli olmanıza rağmen iş arıyorsunuz?) Tabi. 3500 lira emekli maaşı alıyorum. 3 bin lira kira ödüyorum. Geriye kalıyor 500 lira… Nasıl olacak?
(Buradan yetkililere bir çağrı yapmak isteseniz ne dersiniz?) Az çalın, biraz da millete verin. Biraz insaf yani. Azıcık ahlak ve insaf. Yazık… Türk milleti bunu hak etmiyor.
(Gençken emekliliğinizi böyle mi hayal ederdiniz?) Emekiliğin anlamı ne? Emekli olayım, gideyim köşeme çekileyim, rahat edeyim… Ne rahatı ya? Rahat ne? İçmeye tütün bulamıyoruz. Çıksınlar baksınlar bakalım! Hadi ben 60 yaşını geçtim, beni geç… Bu ülkenin gençleri çay içemiyor! ‘Kafeler dolu’ diyorlar ya; vallahi kendi çocuklarıyla dolu, bu ülkenin çocuklarıyla değil.
“İLK KONUŞTUĞUMUZ ŞEY EKONOMİ”
(Arkadaşlarınızla buluştuğunuzda gündeminiz ne oluyor, ne konuşuyorsunuz?) Gündemimiz yemin olsun hep ekonomi. Emekli bir arkadaşımla tesadüfen karşılaştık az önce, konuştuk, o da hep ağlıyor… Ağlamaması için bir neden yok.
(Siz yıllar sonra mı karşılaştınız az önce ilk kez?) Yıllar sonra tesadüfen. (Yıllar sonra karşılaşmanıza rağmen konuştuğunuz ilk şey ekonomi mi oldu?) Vallahi öyle. ‘Nasıl geçineceğiz?’, ‘Ne yapacağız?’, ‘Akıbetimiz ne olacak?’ ‘Yarın ne yapacağız?’, ‘Çocuklarımız ne yapacak?’ falan… Dert bu.”
“HAYAT, GELECEĞE DAİR PLAN YAPAMAYACAK KADAR PAHALANDI”
Alihan bey: “Benim çevremde genelde herkes işsiz olduğu için hiçbir şekilde düşüş hissetmedim. (Neden iş bulamıyor çevrenizdekiler?) Üniversite mezunu çok oluyor ve herkes üniversitede okuduğu uzmanlık alanında ilerlemek istiyor.
(Sizin böyle bir kaygınız var mı?) Ben Eczacılık okuyorum. Benim de kaygım var. Türkiye şartlarında genel olarak her gencin kaygısı var. (Umudunuz var mı geleceğe dair?) Hiçbir şekilde yok. (Niçin umudunu kaybettin?) Türkiye koşulları…
(Bir üniversite öğrencisi olarak arkadaşlarınızla bir araya geldiğinizde gündeminiz ne oluyor, ne konuşuyorsunuz ağırlıklı olarak?) Bir yerde otururken menüye baktığımızda Türkiye koşullarını illaki konuşuyorsunuz ‘Bu fiyatlar ne?’, ‘Nereye gidiyor sonumuz?’ diye…
Genel olarak herkesin hayat felsefesi şu oldu: Günü kurtaralım, yarına bakmayalım. Çünkü geleceğe dair plan yapılamayacak kadar pahalandı hayat. Bir ev, araba almak artık bizim için ultra lüks bir şey oldu.”
“DAHA GÜZEL GÜNLER BEKLERKEN EN DİBİ GÖRDÜK”
Kemal Görer: “Yetkililer kendi vatandaşına sahip çıkacağına yabancılara destek veriyor. Yabancıların bu kadar üzerine titreyeceğine kendi vatandaşı üzerine titreseydi daha iyi olurdu. Ama yapmıyorlar. Zamanında ben de AK Parti’ye oy verdim; 2023’e giderken daha güzel günler beklerken tam aksine en dibe düştü. Gittikçe de düşüyor.
(Bir sonraki seçimde oy vermeyi düşünüyor musunuz?) Kesinlikle AK Parti’ye oy falan vermeyeceğim. (Bir önceki seçimde vermiş miydiniz?) Evet. Bundan sonra vermek istemiyorum. Çünkü ‘neden?’ dersen, kendi vatandaşını sevmiyor. Ben böyle hissediyorum. En çok yabancıların üzerine titrediği için oy vermek istemiyorum.”
“GEZİP, EĞLENEBİLMEK İÇİN ÇALIŞMAK ZORUNDA KALIYORUZ”
Mert Dilek: “Ailemiz çok para veremiyor; mesela ben kaykay yapıyorum, kaykayım kırılıyor tamir ettirmek çok pahalı, ailemden de isteyemiyorum, mecburen çalışıp kendim alıyorum. (Hobilerinizi karşılayabilmek için çalışmak zorunda kalıyorsunuz yani…) Şu anda zaten çalışıyorum, sipariş verdim geldim. Tesktil işindeyim, sipariş için Pendik’ten Kadıköy’e geldim.
(Kaçıncı sınıf öğrencisisin?) Lise 3. (Lise öğrencisisin ve kendi ihtiyaçlarını karşılamak için çalışıyorsun…) Zorunlu… Gezip, tozup, eğlenebilmek için çalışmak zorundayız. (Bu yaşların için kurduğun hayaller arasında çalışmak var mıydı böyle işlerde?) Önceden hayallerim vardı da şimdi Türkiye’de hayal kurmak zor…”
“TÜİK İLE İŞKUR ARASINDA FARK VAR”
Namık Kemal: “TÜİK doğru bir sonuç vermiyor. Çevremizde işsizlik var. İŞKUR ile TÜİK arasında çok fark var. (Sizce neden böyle bir fark var?) TÜİK yukarıdan gelen emirleri uyguluyor. İŞKUR da tam veriyor mu, vermiyor mu bilemiyoruz ama aralarında fark var. (Çevrenizde iş arayıp da bulamayanlar var mı?) Var. (Niçin bulamıyorlar?) ‘Deneyimin yok’ diyorlar. Üniversiteden yeni mezun olmuş bir genç işe girmeden bir deneyim kazanamaz ki…”
“TÜİK’E GÖRE HER ŞEY NORMAL”
Metin Karakaya: “Yoo hayır. Vatandaşa göre işsizlik, ekonomik sıkıntılar veya ülkemizin içinde bulunduğu pahalılık azalmıyor. TÜİK’e göre her şey normal. Vatandaş olarak ben resmi kurumların vermiş olduğu bilgileri inandırıcı bulmuyorum. Sokaktaki vatandaşı yansıtmıyor.
(Çevrenizde iş arayıp da bulamayanlar var mı?) Benim oğlum var. 18 yaşında, lise bitti, iş arayacak. Etrafa baktığımız zaman ne kadar işsizlik sorunu olduğu ortada. ‘İş beğenmiyorlar’ diyorlar, öyle bir şey yok.
Asgari ücret 5500 lira, sen kişiyi 34 bin liraya çalıştırmak istiyorsun veya sigorta yapmıyorsun… 8 saat yerine 1216 saat çalıştırıyorsun… Bu şartlarda tabi ki iş beğenmeme olur, normal. Niye kölelik sisteminde kendilerini ezdirsinler ki?”
“BU SORUNUN ÇÖZÜLMESİ İÇİN HÜKÜMETİN GİTMESİ GEREKİYOR”
Murat bey: “Türkiye’de işsizlik var. Bu sorunu çözmek için de bu hükümetin gitmesi lazım. İki kere iki dört. (Çevrenizde iş arayıp bulamayan var mı?) Var. Eşimin teyzesinin oğlu kaç aydır işsiz. (Niçin iş bulamıyor?) Asgari ücretle kim geçinebilir? Benim tek söyleyeceğim şey; en büyük Mustafa Kemal Atatürk.”
“ŞİMDİYE KADAR ÇÖZSELER ÇÖZERLERDİ”
Hanife hanım: “Hayır, tam tersine artış gözlemledim. Düşüş falan gözlemlemedim. (Çevrenizde iş arayıp bulamayan var mı?) Çok var. (Niçin bulamıyorlar?) Çünkü istedikleri maaşları vermiyorlar. İstedikleri gibi iş de bulamıyorlar, iş yok. (Sizce iktidar bu sorunu çözebilir mi?) Çözseydi şimdiye kadar çözerdi herhalde… Bu saatten sonra çözebileceklerini sanmıyorum.”
“TÜRKİYE’DE İŞSİZLİK OLDUĞUNU DÜŞÜNMÜYORUM”
Zekeriya Güneş: “Ben 13 yaşından beri çalışıyorum, şu an 37 yaşındayım. 24 yıldır çalışıyorum. Branş ayrımı yapılmazsa ben Türkiye’de işsizlik olduğunu düşünmüyorum. Hatta ben şu an 4 işi birlikte yapıyorum. (Hangi işleri yapıyorsunuz?) Ben bahçıvanım. Beden işleri yapıyorum. Hayallerim, hedeflerim var, onlar için biraz daha fazla çalışıyorum. Toplam 34 yerde bahçıvanlık yapıyorum. (Çevrenizde var mı iş arayıp da bulamayan birileri?) Biz 7 kardeşiz, hepimiz çalışıyoruz. Hatta hiçbir kardeşimin ben bir ay bile boş olduğunu görmedim. Babamın da aynı şekilde.”
Sözcü