Home
09 Mayıs 2019 ( 247 izlenme )
Reklamlar

İstanbul seçimini iptal eden YSK üyesini hiç kimse böyle anlatmadı!


İstanbul seçiminin iptali yönünde oy kullanan YSK üyesi Refik Eğri bakın kim?




Yüksek Seçim Kurulu’nun İstanbul seçimlerinin iptali yönündeki kararına tepkiler devam ederken, iptal yönünde oy kullanan 7 YSK üyesinden biri olan Refik Eğri hakkında dikkat çeken bir yazı kaleme aldındı.

YSK üyesi Refik Eğri’yi yazan isim, kendisini 1990’lı yıllarda Kayseri’den tanıyan gazeteci Recep Bulut.

Kayseri’nin yerel gazetesi Yeni Haber’de yazan Recep Bulut, Refik Eğri’nin Kayseri’de hakimlik yaptığı dönemde kendisine açılan davayı anlattı. “Hakim Refik Eğri bey de, kolayı var, siz bir dava dilekçesi verin, ben bir celse de onların kalemini kırarım dedi! Ona göre ayağınızı denk alın!” sözlerini Mehmet Özhaseki’ye Refik Eğri’nin söylediğini yazan Recep Bulut, sonrasında kendisine açılan davanın detaylarını anlattı.

YSK üyesi Refik Eğri’nin akrabalarındaki FETÖ bağlantılarına ilişkin iddiaları da yazan Recep Bulut, İstanbul seçimi iptal olmadan önce açıklamalarda bulunan AKP Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Özhaseki’nin açıklamalarına dikkat çekti.

Recep Bulut, Refik Eğri’yi yakından tanıyan AKP’li Özhaseki’nin, YSK’nın kararı öncesinde yaptığı açıklamalarla iptal kararını önceden bildiğini ima etti.

İşte Recep Bulut’un çok konuşulacak o yazısı:

“Geçtiğimiz pazartesi akşamı YSK’nın İstanbul seçimlerinin yenilenmesiyle ilgili kararının açıklanmasından sonra seçimlerin yenilenmesi için ”evet” oyu veren 7 hakimin adı açıklanınca, açıklanan isimler arasında adı geçen Kayseri Adliyesi eski hakimlerinden Refik Eğri adını görünce dikkatimi celp etti… “Aaa… Bu bizim Refik Eğri değil mi?” diye şaşkınlığımı dile getirmeden edemedim…YSK Üyesi Hakim Refik Eğri’yi nereden ve nasıl tanıdığımı sizlerle paylaşmazsam vebal altında kalırım…O vebalden kurtulmak için gelin size Kayseri Adliyesi eski hakimlerinden Refik Eğri’yi nasıl tanıdığımı anlatayım… Sanırım 1997 yılıydı…

1994 yılında yapılan yerel seçimlerde RP’den Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanı seçilen Şükrü Karatepe, “İçim kan ağlayarak” katıldım dediği 10 Kasım Atatürk’ü anma törenlerinden çıkıp katıldığı partisinin İl Danışma Kurulu toplantısında söylediği sözlerden dolayı yargılandığı Ankara 1 No'lu DGM tarafından ‘Halkı din farklılığı gözeterek, kin ve düşmanlığa açıkça tahrik’ ettiği gerekçesiyle, 1 yıl hapis cezasına çarptırılarak görevinden uzaklaştırılınca Büyükşehir Belediye Meclis üyeleri arasında yapılan oylama da 31 Mart yerel seçimlerinde AKP Ankara Büyükşehir Belediye Başkan adayı olan merkez Melikgazi İlçe Belediye Başkanı Mehmet Özhaseki, Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanlığına seçilmişti.

Seçildikten bir süre sonra bir akşam vaktiydi. Saat 21.00’i gösteriyordu. Sahibi olduğumuz yerel televizyon da program yapmış, programa ara vermiş ve stüdyoda ki kızgın spotlardan bunalıp biraz olsun serin bir hava teneffüs etmek için kapının önüne çıkmıştım…Siyasi konuların ele alındığı program da Şükrü Karatepe’nin yerine seçilen Mehmet Özhaseki’ye icraatlarından dolayı bir hayli yükleniyorduk. Televizyon stüdyomuzun olduğu Alparslan Mahallesi’ndeki binanın önünden geçen RP’nin ileri gelen esnaflarından tanıdığım kişi uzaktan selam verdikten sonra: “Sen ha bire Özhaseki’ye salla dur, az önce senin kalemini kırdılar haberin olsun!” diye esprili bir dille takıldı. Merak etmiştim: “Hayırdır, kimler kırıyor muş benim kalemi mi?” diye sordum. RP’li esnaf: “Haseki’nin evinden geliyorum. Evi bir hayli kalabalıktı. Orada sizin yayınızı izliyorlardı. Allah var siz de ha bire sallıyordunuz! Bunun üzerine orada ki partililer, Özhaseki’ye niye bunları susturmuyorsun, gücün mü yetmiyor diye sordular. Bunun üzerine Özhaseki, elimden ne gelir ki, lafsöz dinlemiyorlar, bildiklerini okuyorlar dedi. Orada bulunan Hakim Refik Eğri bey de, kolayı var, siz bir dava dilekçesi verin, ben bir celse de onların kalemini kırarım dedi! Ona göre ayağınızı denk alın!” dedi.

Doğrusu, RP’li o esnafın ayaküstü söylediklerini o an için pek ciddiye almadım: “Olur öyle şeyler! Bizim hakkımız da ilerigeri konuşan çok olur!” dedim, geçtim gittim… Ancak aradan birkaç hafta geçtikten sonra bir mahkeme celp kağıdı gelince, o akşam ayaküstü o RP’li esnafın dedikleri aklıma geldi, kendi kendime: “Allah! Allah! Yoksa o esnafın dedikleri doğru mu?” diye bir tereddüde kapıldım…

Öyle ya!

O RP’li esnafın dediği gibi hem Özhaseki davacı olmuş, hem de dava o gece o ev oturmasına katıldığı iddia edilen 2. Asliye Hukuk Mahkemesi Başkanı Refik Eğri’nin mahkemesine düşmüştü… Ben yine de gelişmelerin olağan bir dava akışı sürecinde geliştiğine ihtimal vermeye gayret ettim…Ancak sonra ki gelişmeler şüphemi daha da arttırdı…

O günler de Kurban Bayramını ifa ediyorduk. Kayseri’ye gelen RP Milletvekili Abdullah Gül, Kayseri’de ki yerel televizyonları ziyaret ediyordu. Yayın kuruluşu olarak bize de bayramın ikinci günü öğleden sonra ziyarete gelecekleri bildirilmişti. Dendiği gibi RP’nin önde gelen isimlerinden ve aynı zaman da, partisi tarafından “Gölge Dışişleri Bakanı” olarak görevlendirilen Abdullah Gül yayın kuruluşumuzu ziyarete geldi. Yanında davalı olduğumuz bildirilen dönemin Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Özhaseki’de vardı. Kendilerini karşılayıp odamıza da ağırladığımız sırada Sayın Gül, Sayın Özhaseki ile aramızda ki soğukluğu hissetmiş olmalı ki (Belki de Sayın Gül aramızda ki soğukluğu gidermek amacıyla bilinçli bir şekilde Sayın Özhaseki’yi de beraberinde getirmiş olabilir! Ki bence bu olasılık ilerleyen dakikalar da aramız da geçen konuşmadan sonra daha net olarak ortaya çıktı!) beraberinde

Sayın Özhaseki’yi de getirmişti… Sohbetin ilerleyen aşamasında Sayın Gül: “Anladığım kadarıyla aranız da bir kırgınlık var herhalde? Şu mübarek Kurban Bayramında kırgınlıkdargınlık olur mu? “ diye sordu.

Ben: “Şahsen bizim bir kırgınlığımız dargınlığımız yok ancak Sayın Özhaseki bizden davacı olmuş!” dedim.

Bu sözüm üzerine Sayın Gül, Sayın Özhaseki’ye dönerek: “Öyle mi Mehmet Bey? Öyle şey olur mu? Bir tarafta bu şehrin sorunlarını çözmeye talip olmuş bir belediye başkanımız diğer tarafta bu şehrin güzide bir gazetecisi arasında dava mı olurmuş?" dedi.

Sayın Gül’ün bu yaklaşımından hareketle ben: “Maalesef efendim, hem de ev oturmalarına katılan bir hakimin söylediği iddia edilen sözlerle kalemimiz kırılacakmış!” dedim.

Sayın Gül daha da şaşırmış bir tavırla: “Yok canım, öyle şey olur mu? Kim söylüyor bunları?” dedi.

Ben de: “Valla Sayın Vekilim doğru mu eğrimi bilmiyorum ama bana da o gece Sayın Özhaseki’nin evinde ki oturmaya katılan bir partiliniz söyledi!” dedim.

Sayın Özhaseki susmakla yetiniyordu. Sayın Gül’ün, “Yok canım o kadar da olmaz, aslı yoktur, butür dedikodulara inanmayın siz!” sözleri üzerine oturduğum masanın çekmecesinden çıkardığım mahkeme celp kağıdını çıkarıp gösterdim ve: “İşte mahkeme celp kağıdı, üstelik dava o gece Sayın Özhaseki’nin evinde ki oturmaya katıldığı iddia edilen hakimin mahkemesinde açılmış!” dedim.

Bunun üzerine Sayın Gül, iş tatlıya bağlama gayretiyle: “Siz celp kâğıdını falan boşverin, bu tatsızlığı da şu mübarek bayramın hatırına tatlıya bağlayalım olsunbitsin! Dediğim gibi bu şehrin sorunlarına talip olan değerli bir Belediye Başkanımızla güzide bir basın mensubu arasında dargınlık olması hem doğru değil hem de hoş değil!” deyince baştan beri sessiz kalmaya özen gösteren Sayın Özhaseki: “Bizim için dava falan mesele değil efendim, siz istedikten sonra elbette vazgeçeriz. Ancak arkadaşlarımızdan bizim ricamız, bir şey yazacaklar ya da ekrandan söyleyeceklerse bile açıp bir de bize sormaları! Bize sormaları durumunda biz de doğrusu neyse onu söyleriz. Sonra dilediklerini yazabilir, söyleyebilirler elbette!” dedi.

Sayın Özhaseki’nin getirdiği bu yorum üzerine ben de: “Efendim bizim de talebimiz, bize açık, şeffaf ve dürüst gelmeleri! Yoksa bizim hiçbir şahsi talebimiz olmaz, olamaz da!” dedim.

Bu gelişmeden sonra Sayın Gül: “O halde işi tatlıya bağlamış olduk! Sayın Özhaseki’den de rica edelim o şikayetinden vazgeçsin!” dedi. Sayın Gül’ün bu çıkışından sonra Sayın Özhaseki de: “Hay hay efendim, bizim içim mesele değil, avukatlarımıza gerekli talimatı veririz!” dedi.

Ve gerçekten bu bayram ziyaretinden sonra Sayın Özhaseki’nin dediği gibi de oldu…Çıktığımız ilk duruşma da kimlik tespitinden sonra Sayın Özhaseki’nin avukatı, davadan feragat ettiklerini beyan etti.

İşin taraflar arasında tatlılığa bağlandığını ve davadan feragat edildiğini duyan mahkeme Başkanı Hakim Refik Eğri’de bu gelişmelerden sonra bir hayli memnun olduğunu ifade eden bir neşeyle: “Hah! Böyle işte! Ne güzel! Bir tarafta değerli bir Belediye Başkanımız diğer tarafta da güzide bir basın mensubumuz, dava konusu olacak birbirinizden ne alıp veremediğiniz olabilir?” dedi.

Bunun üzerine ben de kendimi daha fazla tutamadım: “Haklısınız efendim de, bazı yargı mensupları bazı ev oturmalarında birilerinin kalemini kırmaya heveslenmese bu işler buraya kadar intikal etmeyecek!” deyince Mahkeme Başkanı Refik Eğri: “Olur mu öyle şey efendim, kim kimin kalemini kırabilir? Hangi yargı mensubu o tür bir oturmalar da öyle bir söz sarfedebilir?” diye işi espriye döktü ve “Davacının davasından feragat etmesi nedeniyle dava düşmüştür!” diye karar verdi… Böylelikle Hakim Refik Eğri’yi ilk kez o gün o duruşma da tanımış oldum…

YETKİLİ MAHKEME ALMANYA MI YOKSA TUNCELİ OVACIK MI

Hakim Refik Eğri uzunca bir süre Kayseri Adliyesi’nde hem 2. Asliye Hukuk Mahkemesi hem de 5. Asliye Ceza Mahkemesi başkanı olarak görev yaptı…Aldığı kararlar bir hayli tartışma konusu oldu. Hele hele bir boşanma davası vardı ki dava sonunda verdiği karar günlerce Kayseri Adliyesi koridorlarında espri konusu oldu…

Boşanma davası açan davacının TunceliOvacık’ta, davalının da Almanya’da yaşıyor olması nedeniyle, Hakim Refik Eğri yargılama sonunda, “Yetkili Mahkeme Alman Mahkemeleridir” deyince verdiği bu karar hem Yargıtay’dan dönmüş hem de Adliye koridorların da avukatlar arasında, günlerce, “Yetkili mahkeme Almanya’mı yoksa TunceliOvacık mı?” şeklinde esprilere neden olmuştu. Hakim Refik Eğri’nin 2014 yılında Mersin Adliyesi’ne adeta “sürgün” gibi gönderildiğini duydum. Kayseri eşrafıyla son derece sıcak ilişki içinde olan Hakim Refik Eğri’nin Sivaslı bir hemşerisinin Erciyes Üniversitesi’ne ait bir kamu arsasının usulsüz şekilde işgal etmesiyle ilgili vermiş olduğu karardan dolayı şikayet edildiği ve bu şikayet nedeniyle Mersin Adliyesi’nde Sulh Ceza Mahkemesi Başkanı olarak gönderildiği söylendi, durdu… Her ne kadar doğrudan doğruya Hakim Refik Eğri ile bağlantılı değil ise de AK Parti Sivas Merkez İlçe Başkanlığı yapan kayınbiraderi İsmail Çapraz’da özellikle 15 Temmuz darbe girişimi sonrası KHK ile mülkiyeti hazineye geçen Sivas Sultan Murat Koleji ile bağlantısı olduğu gerekçesiyle Ocak 2011’den 2014 yılına kadar aralıksız yürüttüğü AK Parti Merkez İlçe Başkanlığı görevinden adeta “kibarca” istifa ettirilerek uzaklaştırıldı…Hakim Refik Eğri’nin bir başka kayınbiraderinin de FETÖ operasyonu kapsamında tutuklandığı ve bir sürecezaevinde yattıktan sonra tahliye dildiğine ilişkin sosyal paylaşım ağı Facebook’ta bazı paylaşımlar yeraldı ancak bu iddiaların ne denli doğru olduğu bilinmiyor. Bu iddialar bir yana esas benim Hakim Refik Eğri ile ilgili dikkatimiz çeken bir başka iddia Mersin’den geldi…

MERSİN SEÇİM SONUÇLARINA YAPILAN İTİRAZ DA TARTIŞMA KONUSU OLMUŞTU!

CHP Mersin Milletvekili Aytuğ Atıcı’nın 30 Mart 2014 yerel seçimleri sonrası basına yansıyan bir demecin de Kayseri Adliyesi eski Hakimi Refik Eğri’nin de adı geçince bir hayli ilgimi çekmişti…CHP Mersin Milletvekili Aytuğ Atıcı yaptığı açıklama da, 30 Mart 2014 tarihinde yapılan yerel seçim sonuçlarına yapılan itirazların henüz karara bağlanmadan önce Mersin Valisi Hasan Basri Güzeloğlu'nun Mersin Adliyesi'ne giderek seçim kurullarında görevli hakimlerle, itirazlarla ilgili görüştüğünü, iddia etmişti… Aytuğ Atıcı’nın ortaya attığı bu iddia üzerine Mersin Valisi Hasan Basri Güzeloğlu, 16 Nisan 2014 tarihinde Mersin İl Seçim Kurulunda görev alan Başkan Hakim Hasan

Aydın, üyeler Hakim Mehmet Dabak, Hakim Adnan Yıldırım, Akdeniz 1'nci İlçe Seçim Kurulu Başkanı Hakim Refik Eğri, Akdeniz 2'nci İlçe Seçim Kurulu Başkanı Hakim Celal Kabakurt, Mezitli İlçe Seçim Kurulu Başkanı Hakim Duran Demir, Toroslar İlçe Seçim Kurulu Başkanı Hakim Sabahatin Aras ve Yenişehir İlçe Seçim Kurulu Başkanı Hakim Selçuk Zöhre'nin imzasıyla şu ortak açıklama da bulunmuştu:

"30 Mart 2014 tarihinde yapılan mahalli idareler genel seçim sonuçlarına yapılan itirazların ardından, Mersin Valisi Hasan Basri Güzeloğlu'nun Mersin Adliyesi'ne gelerek seçim kurullarında görevli hakimlerle, itirazlarla ilgili görüştüğüne dair CHP Mersin Milletvekili Aytuğ Atıcı tarafından yapılan açıklamaların ve konuya ilişkin basında çıkan haberlerin gerçekle hiçbir ilgisi bulunmamaktadır. Gerek seçim sürecinde, gerekse seçimlerin yapılmasından sonra, seçim sonuçlarına yapılan itirazların incelenmesi döneminde, Mersin Valisi Hasan Basri Güzeloğlu'nun Mersin Adliyesi'ne gelerek İl Seçim Kurulu Başkan ve üyesi hakimlerle ve İlçe Seçim Kurulu başkanı hakimlerle şahsen görüşmesi veya telefonla dahi görüşmesi söz konusu değildir. Seçim hakimleri olarak bu seçim sürecinde görevimizi Anayasa, Yasalara ve vicdani kanaatimize göre tarafsız ve bağımsız olarak yerine getirdiğimizden Mersin halkının asla şüphesi olmasın."

Açıklama aynen böyleydi…Aralarında Kayseri’den Mersin’e atanan ve Mersin Adliyesi’nde 30 Mart Yerel Seçimlerinde Akdeniz 1’nci İlçe Seçim Kurulu Başkanı olan Hakim Refik Eğri ve diğer seçim kurulu başkan ve üyelerinin yapılan itirazlar öncesi Vali Hasan Basri Güzeloğlu ile gerçekten görüşüp görüşmedikleri bilmiyoruz! Mersin Milletvekili Aytuğ Atıcı’nın da bu iddiayı neye dayanarak ortaya attığını da bilmiyoruz! Ne yönde karar verdiklerini de bilmiyoruz…

Hakim Refik Eğri, 3 Şubat 2015’te Yargıtay Üyesi oldu…Sonra da YSK üyesi. 31 Mart yerel seçimleri sonrası İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimlerinin yenilenmesi yönünde oy kullanan 7 hakimden birinin de Kayseri eski Adliye Hakimlerinden Refik Eğri’nin de adı geçince aklıma 2014 yılı Mersin yerel seçimleri geldi…

Ey Refik Eğri, nereye giderse gitsin taliksizlik bir türlü yakasını bırakmıyor! Tıpkı Mersin’de olduğu gibi seçildiğin YSK’da bile yenilenmesi için “evet” oyu verdiğin İstanbul seçim tartışmaları bile dönüp dolaşıp önüne geliyor!

Cidden senin adına üzülüyorum! Yanlışlık sende mi yoksa sana itiraz edenlerde mi doğrusu bir türlü çözemedim! Mersin’e oradan da Yargıtay üyeliğine, Yargıtay üyeliğinden de YSK üyeliğine atanan Hakim Refik Eğri’nin adını görünce bir an da Kayseri Adliyesi’nde ki anılarım depreşti…Kendi kendime: “İstanbul seçimlerinin yenilenmesi yönünde oy kullanan o 7 hakimden biri de şu bizim Refik Eğri miymiş?” diye mırıldanma gereği duydum…

Ne deyim?

Hay sen çok yaşa emi Refik Eğri!

Hem adına hem de soyadınla!

Durun bir dakika, henüz söyleyeceklerim bitmedi! Pazartesi günü YSK İstanbul seçimleriyle ilgili kararını açıklamadan önce cumartesi günü Ankara seçim yarışını kaybeden AKP’nin Yerel Yönetimlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Özhaseki, Ankara’nın moral bozucu havasından kurtulup moral bulmak için geldiği Kayseri’de ilginç bir açıklama da bulunmuştu…

İstanbul seçimlerinin iptal edilip edilmeyeceğine ilişkin itiraz süreci ile ilgide konuşan Özhaseki, “Yüksek Seçim Kurulu'na bütün deliller ve belgeler verildi. Bunu hukuken inceliyorlar. Bir karar verecekler, bu karara uymak da herkesin görevidir. O karardan başka bir türlü anlam çıkararak şimdiden onları etkilemeye çalışmak da doğrusu hiç kimseye yakışmıyor. Saygılı bir şekilde beklemek, çıkan sonuca da herkesin saygı duyması esas diye düşünüyorum" deme gereği duymuştu!

Allah! Allah! Sayın Özhaseki, İstanbul seçimlerinin iptal edilip edilmeyeceğine ilişkin bir bilgi mi aldı ki YSK’nın pazartesi günü vereceği karar öncesi herkesi YSK kararına uymaya davet ediyor?

Sürpriz daha bitmedi! Özhaseki’nin cumartesi günü kameralar karşısında yaptığı bu açıklamadan sonra aynı günün akşamı birçok ulusal kanal da, “Özhaseki, İstanbul Seçim Koordinatörü olarak görevlendirildi” diye altyazı geçmeye başladı… Kendi kendime düşündüm! Allah! Allah! İstanbul seçimlerinin iptali yönünde YSK’dan bir karar çıktı mı ki Ankara seçim yarışını kaybeden Mehmet Özhaseki, İstanbul Seçim Koordinatörü olarak görevlendirildi!

Aklıma yine YSK üyesi eski Kayseri Adliyesi Hakimi Refik Eğri geldi…Acaba Özhaseki’nin Kayseri’deki ev oturmalarının bir benzeri Ankara’da da mı devam ediliyor diye! Hınzırlık bu ya! Gel de düşünme?”

https://odatv.com/istanbulseciminiiptaledenyskuyesinihickimseboyleanlatmadi09051911.html

Önerilen Videolar

Reklamlar

Bunlar da İlginizi Çekebilir

CB'nın korumaları tarafından RTE'ye hakaret ettiği iddiasıyla darp edilen avukatın görüntüleri ortaya çıktı ! 2 yılda 12 bin milyoner Türkiye’yi terk etti! Sıra Şirince’ye geldi! AKP’li meclis üyesi bile isyan etti! Anaokulu öğrencileri camiye götürüldü