İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Menzil cemaatinin İçişleri Bakanlığı’nda kadrolaşmadığını iddia etti. Soylu, "Bir tane göstersinler bakanlığı bırakacağım." dedi.
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda, İçişleri Bakanlığı ile bağlı kurum ve kuruluşların 2020 yılı bütçe görüşmelerinde söz alan CHP Kahramanmaraş Milletvekili Ali Öztunç, "Menzilcilerin, İçişleri Bakanlığında kadrolaştığı, atama ve tayin yaptırdığı" yönünde dedikodular olduğunu söyleyen Öztunç, "İçişleri Bakanı olarak gönül rahatlığıyla 'Bakanlığımızda herhangi bir tarikat, cemaat yoktur.' diyebilir misiniz?" diye sordu.
Bunun üzerine İçişleri Bakanı Soylu, Öztunç'a, "Bir tane göstersinler bakanlığı bırakacağım" karşılığını verdi.
Odatv'nin haberine göre İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun "Bir tane göstersinler bakanlığı bırakacağım" dediği tarikatları ve cemaatlari, Odatv Genel Yayın Yönetmeni Barış Pehlivan ve Haber Müdürü Barış Terkoğlu, “Metastaz” adlı kitaplarında yazmıştı. Kitapta İçişleri Bakanlığı’na bağlı Emniyet’te tarikatların ve cemaatlarin nasıl örgütlendiği anlatılmıştı.
İşte Metastaz’dan ilgili bölümler:
Yıl: 2014.
Yer: Şükrü Balcı Polis Meslek Yüksek Okulu / İstanbul.
Emniyet’te 17 – 25 Aralık operasyonlarının travması henüz geçmiş değildi.
Polis olmak isteyen üniversite mezunu sivillerin mülakatı yapılacaktı.
O yıl yaklaşık 3 bin polis alınacaktı.
İstanbul’a, Ankara’ya ve İzmir’e biner kişilik kontenjan ayrılmıştı.
Gelin görün ki; mülakat için giden ekipler şaşkındı.
Zira, polis olmak için o mülakatta olanların büyük çoğunluğu Menzil, Kurdoğlu, Yazıcı, Okuyucu, Süleymancı ve İskenderpaşa tarikatlarının yönlendirmesiyle karşılarındaydı. Masaya oturan, müridi olduğu şeyhin adını veriyordu!
Daha Emniyet sürüyle Fethullahçı kaynıyorken, bir de yeni tarikatlara mı yer açılacaktı?
O gün heyette, buna izin vermemeye kararlı olanlar vardı.
Sonunda…
Görevli heyet, kontenjanın çok altında seçtiği 300 kişiyle geri döndü.
Yukarılarda, bu eleme büyük rahatsızlık yarattı. Bir kılıf bulunarak, kısa süre sonra yeniden yapıldı seçmeler.
Mülakat heyetinde bu kez, polis olmaya yönlendirilen o gençlerin bağlı olduğu tarikatların Emniyet’teki karşılıkları vardı. Sonuç; o müritler alındı, polis oldu.
Denir ki; 20142016 arasındaki, yani sadece 2 yıl içindeki polis alımı, tüm Cumhuriyet tarihinde görülmeyen büyüklükteydi. FETÖ tasfiyesinin ardından 20 yıllık polis alımına eşit kişi giriş yaptı Emniyet’e.
Ve onların büyük çoğunluğu, Menzilcilerden Süleymancılara, Kurdoğlu’culardan Yazıcılar’a kadar geniş bir ağa aitti. Emniyet, Fethullahçıların panzehrinin başka tarikatlar olduğunu sanıyordu.
Belki de 20 yıl sonra, teknik takipten istihbarata kadar Emniyet’teki tüm kritik birimlerin başında, işte bugünlerde alınan o müritler olacaktı…
15 Temmuz darbe girişiminden kısa süre önce...
Yapısı baştan aşağı değiştirilen Polis Akademisi...
Akademi’nin mescidi...
Çok yakında polis olacak Menzilci gençler vird çekiyor.
Diyeceksiniz ki; nedir bu vird?
Aslında düzenli olarak zikretmekten başka bir şey değil.
Araf suresinde geçen “Rabbini, içinden yalvararak ve korkarak ve yüksek olmayan bir sesle sabahakşam zikret ve gafillerden olma” sözü, virdin kaynağını oluşturuyor.
Nakşi tarikatlar “zikri hafi”, yani “gizli zikir” diye adlandırılan yöntemle “vird” çekerken, Kadiriler ve Rufailer “açık zikir” yapıyor.
“Gizli” deyince “kaçak” bir yöntemden bahsettiğimizi sanmayın. Daha çok kısık sesle, sözden çok kalple yapılan eylemi tarif etmek için kullanılıyor.
İlginçtir, her tarikatın ayrı bir vird ritüeli var. Hatta vird usulü ile diğerlerinden ayrışmak bir tarikatın olmazsa olmazı gibi.
Menzil Cemaati, bu konuda en keskin çizgiye sahip.
Müridin vird yapıp yapmayacaklarına, hangi sayıda ve ne zaman yapacaklarına mürşid karar veriyor. “Kendi başına hareket ederek, usulüne uygun davranmayan bazı müridlere şeytan musallat olmuş olabilir” diyerek, örgütsüz virdin zararlı olabileceğini dahi savunuyorlar.
Sanki doktor şeyh, hasta müride ilaç gibi vird yazıyor.
“Mürşid” dediklerinin tavsiyesiyle yapılan 5 bin zikirlik virdin, kendi başına yapılan 10 binden daha faydalı olduğunainanıyorlar.
Haliyle vird, arınmak için biat etmeyi şart koşan bir sürecin parçası oluyor.
Vird sırasında dünya ile ilişkilerden kopmak için örtülerin altına girmek de, en çok Menzilcilerin kullandığı bir usul. Bunun için özel yapılmış “vird kıyafetleri”ni, internetten bulup satın alabiliyorsunuz.
Dönelim, Polis Akademisi’nin mescidine…
Menzilci usul gereği, vird çekenlerden biri Polis Akademisi üniformasının içine saklanmış; diğeri üstüne bir örtü örtmüştü. Sağ ellerinde kalplerine yakın tuttukları tespihle, dillerini damaklarına yapıştırarak zikir çekiyorlardı. Kolun nasıl duracağı dahi Menzilcilerin kitabında yazıyordu. Polisler, devletin ya da Allah’ın kurallarının yerine, Gavslarının kanunlarını koyuyorlardı.
Evet, Türkiye Cumhuriyeti’nin kılcal damarlarında yeniden başka tarikatlar örgütleniyordu. O tarikatların üniforma giymiş müritleri, devletin yeni sahibi olmak için sabırla, sessizce ve gizlice bekliyordu.
Bu fotoğraflar gelecekten haber veriyordu.
İşte bugün Emniyet teşkilatında sayıları oldukça kalabalık olan, Menzilci polislerin ilk kez göreceğiniz o zikir fotoğrafları...
https://www.gercekgundem.com/siyaset/135514/istesuleymansoyluyuistifaettirecekgoruntuler