Şişli’de 31 Ekim'de kaybolan 6 yaşındaki Şirin Elmas Hanilçi'nin Feriköy mezarlığında öldürülüp gömüldüğü ortaya çıkmıştı.
Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Kadın Meclisleri ve Genç Feministler Federasyonu’nun çağrısıyla kadınlar Feriköy mezarlığı önünde toplanarak eylem gerçekleştirdi. Şirin için yapılan eylemde “Narin’den Şirin’e AKP Çocukları Korumuyor Biz Koruyacağız” pankartı açıldı. Mezarlık önünde bir araya gelen kadınlar ellerinde Şirin’in fotoğrafının olduğu dövizleri taşıdı.
Eylemde konuşmacı olarak, Genç Feministler Federasyonu temsilcisi Güneş Akşahin ve Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Kadın Meclisleri temsilcisi Esin İzel Uysal yer aldı. Genç Feministler Federasyonu adına konuşan Güneş Akşahin şöyle dedi:
''Bizden sonraki kuşaklara eşit bir dünya bırakmak istiyoruz. Çocuklar gülsün, eğlensin istiyoruz. Kadınlar için, çocuklar için biz varız. Mücadelemize devam edeceğiz, çocukları da biz koruyacağız. Bu ülkedeki çocukların yaşamından, korunmasından Aile, Sosyal ve Hizmetler Bakanlığı sorumludur. Mahinur Hanım, Şirin’i yaşatmakla sorumluydun. Doğurganlığı arttırmak için nüfus politikaları başlattılar. Doğurganlık konusunda zihniyet değişimine ihtiyaç var diyor Mahinur Hanım. Evet, bir zihniyet değişimine ihtiyaç var ülkede. O da AKP’nin, sizin zihniyetinizin bu topraklardan söküp atılmasıdır. Onu da biz yapacağız hiç merak etmeyin.
''YOKSULLUK ÇOCUKLARIN KADERİ OLAMAZ''
Şirin'in dilencilik yapmak zorunda bırakıldığı konuşuluyor. Yoksul bir emekçi çocuğu. Ey AKP, siz sadece bankada parası olanın, milyon dolarları olanın mı devletisiniz? Bu ülkedeki çocukların nasıl şartlar altında yaşayıp büyüdüğü, aç mı tok mu, kıyafeti var mı bunların hepsi sizin sorumluluğunuz. Yoksulluk çocukların kaderi olmayacak. Onu da değiştireceğiz elbette.
''EĞİTİM HER ÇOCUĞUN HAKKI''
Şirin’in bu yıl okula başlamış olması gerekiyor. Maddi zorluklar sebebiyle başlayamadığı gündem oldu. Neredesin sen Milli Eğitim Bakanlığı? Çocukların okula başlayıp başlamadığı, eğitim olanakları bunların hepsi MEB’in sorumluluğunda. Tarikatlarlacemaatlerle yan yana durmaktan sıra yoksul emekçi çocuklarının eğitim hakkına hiç gelmiyorsunuz. Bizim olduğumuz yerde hiçbir bakanlık, yetkili sorumluluktan kaçamayacak. Yusuf Tekin senin de peşindeyiz.
''ÇOCUKLARI LANZAROTE SÖZLEŞMESİ, KADINLARI 6284 YAŞATIR''
Lanzarote Sözleşmesi tüm bütünselliğiyle uygulanmalı. Çocuk Koruma Kanunumuz etkin uygulanmalı.Çocuklar sadece ailelerinin değil, kamunun sorumluluğu altındadır. O evlerde neler yaşanıyor, bakanlık bunun takibini yapmalı. Çocuk istismarını önlemek için okullarda risk tarama formu acilen hayata geçirilmeli. Çocuk istismarı faillerine beraat verilen her gün çocuklar istismara daha fazla uğramaya devam ediyor. Caydırıcı cezalar hayata geçirilmeli. Çocukların eğitim hakkı her geçen gün sekteye uğruyor. MEB eğitimin önündeki tüm engelleri kaldırmakla yükümlü bakanlıktır. Üzerinize düşen görevi yapmalı. Derhal nüfus ve aile politikalarından vazgeçip kadınları şiddetten çocukları istismardan koruyacak siyasi irade ortaya konulmalı. Çocuklar için Lanzarote Sözleşmesi, kadınlar için 6284 yaşatır."
Ardından Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Kadın Meclisleri adına Esin İzel Uysal konuştu. ''Biz sürekli elimizde öldürülen bir kadının, bir çocuğun fotoğrafı onların öldürüldüğü yerdeyiz. Artık yeter! Görevini yerine getirmeyenler bize kutsal aile hikayeleri anlatmasın. Ya kadınları, çocukları yaşatacak politikalar geliştireceksiniz ya da o koltukları daha fazla işgal etmeyeceksiniz." diyen Uysal, şöyle devam etti:
''NARİN’DEN ŞİRİN’E, ÇOCUKLARIN KADERİ ÖLDÜRÜLMEK Mİ?''
"Daha Narin’in acısı çok taze. 19 gün Narin nerede diye sorduk da öyle bulundu ölü bedeni. Daha failler ceza bile almadı. Sıla bebeği unutmadık. Leyla’yı unutmadık. Rabia Naz’ı da unutmadık, onun da ölümünün üzerini kapattınız. Şirin’i de unuturuz sanmayın. Hepsinin hesabını sorarız sizden. Çocukların kaderi öldürülmek midir? İstismar edilmek midir? Şirin’i öldüren Mustafa Ören kadar çocukları koruyacak politikalar geliştirmeyenler de sorumludur.
''CEZASIZLIK POLİTİKALARINIZ ÖLDÜRÜYOR''
İstanbul Valisi bir paylaşım yapmış ne kadar üzgün olduğunu anlatıyor, aileye başsağlığı diliyor. Vali kimdir, ne işe yarar? Vali devletin o ildeki temsilcisidir. Tek göreviniz basın açıklamalarını yasaklamak değil. O ildeki vatandaşın güvenliğinden, suç işlenmesinden sorumlusunuz. Bir de İstanbul Valisi katilin hak ettiği cezayı alacağından emin olduğunu söylemiş. Biz hiç emin değiliz. Bu iktidarın bir Milletvekili, Narin öldürüldüğünde dedi ki ‘söyleyemediğimiz şeyler var, aile dostumuz’. Şirin’i öldüren Mustafa Ören’in de suç kaydı varmış, fakat o suçlar neymiş, akıbeti ne olmuş bilmiyoruz. Ama şunu çok iyi biliyoruz. Sizin cezasızlık politikalarınız bu ülkede kadınların, çocukların canlarına mal oluyor. Şirinler işte böyle öldürülüyor. Sonra da failler çıkıyor, canımı sıktı öldürdüm diyor.
''ŞİRİN’LERİ MÜCADELEMİZLE YAŞATALIM''
Sevgili kadınlar, bugün Şirin için buluştuk. Artık bu ülkede kadınlar, çocuklar öldürülmesin diye yıllardır mücadele ediyoruz. İktidarın yapmadığını yapmaya çalışıyoruz. Onların yerine biz utanıyoruz artık. Kafa kafaya veriyoruz siyaset üretiyoruz. Çözüm yollarını gösteriyoruz. Şirin toprağın altında olmamalıydı bugün, bu sokakta arkadaşlarıyla oyun oynamalıydı. Nice Şirinler var bu ülkede. Bari onlar özgürce oyunlarını oynasınlar, yatağa aç girmesinler. İşte bunun için her birimizin yapabileceği o kadar çok şey var ki. Gelin siz de aramıza katılın. Biz Şirinleri yaşatalım"