4. Yargı Paketi’nin TBMM Adalet Komisyonu’ndaki görüşmeleri sırasında, eşe karşı işlenen suçlarda kabul edilen cezayı artırıcı nedenlerin boşanılan eşi de kapsamasına yönelik düzenlemeye ilişkin konuşan MHP’li Halil Öztürk, düzenlemenin, “yasal bir tanımlaması bulunmasa da resmi nikâh olmaksızın imam nikâhı adı altında birlikte yaşanılan eş” için de uygulanabilmesi gerektiğini kaydetti. Öztürk, “Bu da ‘nişanlılık’ statüsü kapsamına alınıp, sağlanabilir diye düşünmekteyim” ifadelerini kullandı. Eski Ankara Cumhuriyet Savcısı Bülent Yücetürk, imam nikâhının özellikle vurgulanmasına ilişkin “Kanun koyucu, tek tek kişileri sayarak, özel bir düzenleme yapamaz. Başlık, zaten kadına şiddetin engellenmesi. İmam nikâhını meşrulaştıracak şekilde, sadece dinsel şeylere atıfla düzenleme yapılması, TCK’nin sistematiğini bozduğu gibi, anayasanın laiklik ilkesini de dolaylı olarak ihlal etmek anlamına gelir. Kadının korunması lazım. Biriyle birlikte yaşamasına, birinin sevgilisi olmasına gerek yok” dedi.
CHP milletvekilleri, düzenlemeye yalnızca eski eşlerin eklenmesini eleştirdi. CHP’li Zeynel Emre, imam nikâhına ve birlikte yaşayanlara işaret ederek düzenlemede bu kişilerin de gözetilmesi gerektiğini kaydetti. Emre, “Hayat tarzları ve yaşam tercihleri sebebiyle bir mağduriyet oluşmaması, ayrıma maruz kalmaması açısından özellikle bunu dile getiriyoruz” dedi. CHP’li İbrahim Kaboğlu ise “Kadın eğer eşiyse veya boşanmış ise öldürüldüğü zaman bu ağırlaştırılmış ceza söz konusu oluyor da örneğin imam nikâhıyla yaşıyorsa neden daha az ceza verilmesi öngörülüyor? Neden bu ayrımcılık?” ifadelerini kullandı. Nişanlılık, sözlülük, evlilik dışı birliktelik, sevgililik gibi durumlara da işaret eden Kaboğlu, “Bazı kadınlar şu halde öldürülebilir, daha kolay öldürülebilir, bazıları daha zor öldürülebilir’ biçimde bir sonuca ulaşılması gerçekten anlaşılabilir gibi değil” diye konuştu.
İstanbul Sözleşmesi’ne işaret eden CHP’li Turan Aydoğan, sözleşmede, “mevcut eşe veya birlikte yaşanan bireye karşı aile fertlerinden biri, mağdurla ikamet eden kişi veya yetkisini suiistimal eden biri tarafından işlenmesi halinde” şeklinde bir hüküm bulunduğunu aktararak “İstanbul Sözleşmesi’nden çekildiğimiz iddiasıyla bu kadar insanı korumasız bıraktınız. Eski eşle düzenlemeyle beraber de topluma reform yapıyoruz diyorsunuz. Niye bu tablonun tamamı yok bunun içerisinde” sorusunu yöneltti.