İtiraz dilekçeleri sunulduktan sonra yapılan açıklamada Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın Yenişehir Projesi için var gücüyle çalıştığı belirtilerek şöyle denildi:
ÇED olumlu kararına yönelik binlerin, on binlerin itirazını bir kalemde reddeden asli görevi kamu yararını gözetmek olan Bakanlık, Rant Kanalı Projesinde ayrıcalıklı bir kesimi zengin edecek yeni bir aşamayı utanmadan ilan ediyor!
“İTİRAZLARA YANIT VERİLMEDEN İMAR PLANLARI ONAYLANIYOR”
Bakanlığı, 1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni Planı değişikliğine yönelik itirazlarına yanıt verilmeden, üç etap halinde nazım ve uygulama imar planlarını onaylamakla suçlayan açıklamada şu ifadelere yer verildi:
Bakanlık; Yenişehir adını verdiği bu talan projesi ile Sazlıdere Su Havzasından Karadeniz'e uzanan köylerin, tarım alanlarının, meraların, ormanların üzerine lojistik tesisler, turizm alanları, ticaret alanları, fuar alanları, konut alanları ve Karadeniz kıyısına milyonlarca m2 dolgu alanı planlıyor.
“KÖYLÜLERİN TAPULARINA 18. MADDE EKLENDİ”
Kanal İstanbul projesi planlarının henüz askıdan inmeden köylülerin tapularına “3194 Sayılı İmar Kanununun 18. Maddesi” beyanlarının eklendiği belirtilerek şöyle denildi:
Köylüler teker teker edevlet tapu sorgulama sistemi yoluyla bu beyanlarla karşılaşıyor. Bu beyanlar açıkça formaliteden ibaret göstermelik planlama sürecini plana itiraz yollarının tamamen yok sayıldığını, köylünün yaşamını ve İstanbul'un kalan son tarım alanlarının, meraların, hayvanların zerre önemsenmediğini bir kez daha ifşa ediyor.
“BU PLANLAR İÇİNDE HALKA YER YOK”
Açıklamada, kamu yararı taşımadığı vurgulanan bu planların içinde, “Sazlıdere Barajı yok, köyler yok, tarım alanları, meralar, ormanlar yok. “Yenişehir” dedikleri yerde köylülere, yoksullara, işçilere, emekçilere yani halka yer yok!” denilerek, “Bu plan ile İstanbul'un tarım alanlarının, su havzalarının, ormanlarının, köylerinin yerini “nitelikli insanlar” için turizm projeleri, oteller, avmler, konut siteleri, rezidanslar alsın istiyorlar.” ifdaelerine yer verildi.
Açıklama, “Bilim insanları İstanbul'da 1 milyon konutun güvenli olmadığını, 100 bini aşkın konutun ise olası depremde yıkılabileceğini öngörüyor.” ifadesiyle son buldu.
http://www.krttv.com.tr/gundem/kanalistanbulaitirazh42335.html