Kılıçdaroğlu’nun açıklamaları şu şekilde:
‘BAYRAKTARLARI DAMAT OLMADAN ÖNCE ZİYARET ETTİM’
Teknofest’e gittiniz. Selçuk Bayraktar, “Elbette Kılıçdaroğlu’nun kendisinin gelmesi, desteklemesi bizi mutlu eder. Ama kafamızda soru işareti var. Sistematik şekilde CHP’li bazı vekillerin iftirasına uğruyoruz. Bunlara sessiz kalınıyor” dedi.
Devletin araştırma, geliştirme faaliyeti olan bütün kurumları orada, Teknofest’te. Bu kurumlar bir kişiye ait değil. Öğrenciler çalışmalar yapmışlar. Bunları benim de gezip, görme hakkım var. Devlete ait orası, kişiye değil.
Yani ben oraya Bayraktar’ı ziyarete gitmedim diyorsunuz…
Ben Bayraktar evlilik yapmadan önce İkitelli’deki üretim merkezine gitmiştim. Babası karşılamıştı. Sabah kahvaltısı yapmıştık. Yaptıklarını anlattılar.
Davet mi etmişlerdi sizi?
Bir akademisyenle birlikte gitmiştim. “Acaba genel başkan buraya gelir mi” diye sormuşlar, gittim tabii. Uluslararası ödüllerini gösterdiler ama Türkiye’de engellerle karşılaştıklarını ifade etmişlerdi. Ben de bir engel olursa biz mücadelemizi yaparız demiştim. Sonra evlilik oldu, biz saygı duyarız tabii.
TEKNOFEST ziyareti çok konuşulmuştu! Selçuk Bayraktar'dan Kılıçdaroğlu hakkında dikkat çeken sözler
Saray’da köstebeğiniz var diyorlar, kim o?
Erdoğan!
İktidara geldiğinizde ekonomideki düzelmeyi ne kadar zamanda hissedeceğiz?
Altı ay içinde toplum rahat nefes alacak.
Ekonomik olarak enkaz devralındığında kemer sıkmak hep yoksula kalır, yine mi yoksullar kemer sıkacak?
Asla…
Kim sıkacak?
Bu sefer beşli çete. O giden milyonları da geri getireceğiz.
*İYİ Parti İstanbul İl Başkanı Buğra Kavuncu’nun Mansur Yavaş’ın sahada ilgi görmesiyle ilgili sözleri masada sıkıntı yarattı mı?
Hayır, neden yaratsın? İnsanlar düşüncelerini söylemekte özgürdür.
Bahçeli, iptal edilen festivallerle ilgili konuştu, sizin tahrik ve tacizlerinizi tehlikeli bulduğunu söyledi.
Festivalleri yasaklamak gençlikten korkmak anlamına gelir, korkmasınlar…
Soylu da size Twitterdan “üzücü bir haberim var, HDPKK’lı Semra Güzel enselendi” yazdı…
Fotoroman Süleyman. (gülüyor)
‘SARAYIN BİR KISMI İSRAF MÜZESİ OLACAK’
Diyelim Cumhurbaşkanı oldunuz, sarayda mı kalacaksınız?
Hayır, Çankaya’da kalacağım.
Saray ne olacak?
Bir eğitim kurumuna verebiliriz. Bir kısmını ‘İsraf Müzesi’ yapabiliriz.
Ne sergileyeceksiniz orada?
O kadar büyük israf var ki, hepsinin belgesi sergilenecek. Devleti yönetenin israftan kaçınması lazım. Bir de kendilerine dindar diyorlar.
Sizin hayatınızda hiç israf yok mu?
Hayır, yok.
İtibardan tasarruf olmaz diyorlar ama…
İsraf yapan kişinin itibarı olmaz.
Bu kadar zenginleşme isteğinin altında nasıl bir motivasyon olabilir?
Doğrusu ben de merak ediyorum ama psikologların işi olmalı.
Yeniçağ