Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında 14. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Akın Gürlek hakkında sert ifadeler kullandı.Kılıçdaroğlu açıklamasında, Akın Gürlek'in yen Zekeriya Öz olduğunu belirtti.
Kılıçdaroğlu grup toplantısında yaptığı açıklamada, Akın Gürlek hakkında şunları söyledi:
Eskiden bir adalet kavramı vardı. Akın Gürlek, yeni Zekeriya Özümüz 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nin Başkanı. Ne hakkı hukuku, nereden çıkardınız diyor. 10 yaşındaki çocuğuna Erzurum’da tecavüz ederken bu adam oradaydı. Barış Terkoğlu yazdı. Adaleti katleden adamın adı Akın Gürlek’tir, yeni Zekeriya Öz’dür.
Akın Gürlek son dönemde Enis Berberoğlu'nun hakkındaki Anayasa Mahkemesi kararını tanımayan karar nedeniyle gündeme geldi.
Kılıçdaroğlu'nun sert sözlerinin ardından Gürlek'in imzasının olduğu kararlar ve davalar merak konusu oldu.
ANKA'nın derlediği habere göre, Akın Gürlek'in imzanın olduğu davalar ve çıkan kararlar şöyle:
İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi, CHP’li Enis Berberoğlu’nun siyaset yapma hakkının Anayasa’ya aykırı biçimde ortadan kaldırıldığı gerekçesiyle yeniden yargılama yapılması kararını uygulamadı. Oybirliğiyle alınan bu karara, hâkim Akın Gürlek başkan olarak imza attı. 14’ncü Ağır Ceza Mahkemesi’ne 5 Temmuz 2020’de başkan olarak atanan Gürlek, daha önce İstanbul 37’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nin başkanı idi.
Akın Gürlek, 37’nci Ağır Ceza Mahkemesi Başkanlığı döneminde, 2017’de Sözcü yazar, muhabir ve çalışanlarına 3 yıl 6’şar aya kadar varan hapis cezası vermesiyle gündeme geldi. Mahkemenin bu kararı, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi tarafından onanmıştı. Gürlek, 37. Ağır Ceza Mahkemesi'ne geçici olarak getirildi ama karar duruşması haftasında heyetin kalıcı başkanı olarak atandı.
>> CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu’nun 23 Haziran’da Yargıtay tarafından onanan 9 yıl 8 ay 20 günlük hapis cezasını verdi.
>> Müzisyen Atilla Taş ve gazeteci Murat Aksoy’un, “cebir ve şiddet kullanarak darbeye ve anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs” iddiasıyla tutuklandı.
>> Selahattin Demirtaş’ın “silahlı terör örgütü propagandası yapmak”tan 4 yıl 8 aya, Sırrı Süreyya Önder’in de 3 yıl 6 aya mahkûm edildi.
>> Berkin Elvan’ın cenazesine katılmaktan tutuklanan sosyoloji öğrencisi Berkay Ustabaş 5 ay hapis cezası aldı.
>> Aralarında ÇHD Genel Başkanı Av. Selçuk Kozağaçlı’nın da bulunduğu tutuklu 17 avukat hakkında tahliye kararı verilmişken, İstanbul 37. ACM Başkanlığına atanınca avukatları 11 ila 18 yıl arasında ceza verildi.
>> MİT TIR’ları davasında yargılama sırasında yurt dışına çıkan Cumhuriyet gazetesi eski Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar’ın tüm mal varlığına el konularak, Dündar’ın 3 taşınmazı için kayyıum atandı.
>> Gazeteci Canan Coşkun’a “terörle mücadelede görev almış kişileri hedef göstermek” suçlamasıyla 2 yıl 3 ay hapis cezası verdi.
>> cumhuriyet.com.tr’nin eski Genel Yayın Yönetmeni gazeteci Oğuz Güven de 16 Mayıs 2017’de İstanbul 2. Sulh Ceza Mahkemesi'nde tutuklandı. Güven, Twitter'da 1 dakikadan daha az süre kalan ancak daha sonra kullanılan bir sözcük nedeniyle silinen tweet için tutuklanarak yargılanmıştı.
CHP lideri Kılıçdaroğlu, grup toplantısında Akın Gürlek'e yönelik açıklamalarda bulunurken gazeteciyazar Barış Terkoğlu'nun Cumhuriyet'te yayımlanan yazısına da değindi. Terkoğlu yazısında, Gürlek hakkında bilgiler paylaştı ve Fethullah Gülen'in kardeşi Seyfullah Gülen ve iki oğlunun karıştığı ve kapatılan tecavüz dosyasına ilişkin haberleri üç yıl önce yasaklattığını hatırlattı.
Barış Terkoğlu'nun 15 Ekim'de Cumhuriyet'te yayımlanan "Türkiye’yi karıştıran hâkimi nereden hatırlıyorum?" başlıklı yazısının bir bölümü şöyle:
"9 Ekim 2007 günü, saat sabaha karşı 03.00. Bir kız çocuğu Erzurum Dadaşkent Polis Merkezi’nden içeri girdi. Polislere “Gidecek yerim yok, bana yardımcı olun, tecavüze uğradım” dedi. Adı kayıtlara S.Ö. olarak geçti. Yaşı daha 15’ti.
Aynı gün adli muayene süreçlerinin ardından saat 21.30’da savcıya yaşadıklarının bir bölümünü anlatmaya başladı. İlk tecavüze uğradığında 10 yaşındaydı. Dağılmış bir ailenin çocuğu olan S.Ö’ye yıllardır kimi tehditle kimi kandırarak tecavüzler sürüyordu. Olayları ve kişileri ayrıntılarıyla anlatan S.Ö’nün ilk ifadesinin ardından 8 şüpheli tutuklandı. S.Ö. hakkında da acil koruma kararı alındı ve küçük kız, yetiştirme yurduna yerleştirildi.
16 Kasım 2007 tarihi ise soruşturmada dönüm noktası oldu. Yurdun sosyal hizmet uzmanı Hakan Şahin’in S.Ö’nün anlattıklarına dayanan 2007/295 No’lu raporuna göre S.Ö., kendisine tecavüz eden başka isimleri de ayrıntılarıyla anlattı. Verdiği isimlerden biri ise Fethullah Gülen’in kardeşi Seyfullah Gülen’di.
Her raporda tecavüz halkası genişliyordu. 10 gün sonra psikolog Selma Kırmızı’nın da katıldığı görüşmede S.Ö. kendisine tecavüz eden isimler arasında Seyfullah Gülen’in iki oğlunu, yani FETÖ liderinin yeğenlerini de saymıştı. En acısı S.Ö. öz babasının da istismarına uğramıştı.
Sosyal hizmet uzmanı ve devletin psikoloğunun hazırladığı rapor şöyle bitiyordu:
“Kız çocuğunun zihinsel olarak sebepsonuç ilişkisi kuramadığı, bundan dolayı yaşadığı olayları olduğu gibi anlatarak verdiği ifadelerin doğru olduğu kanaati uyanmıştır.”
Gelin görün ki dönem “ne istediniz de vermedik” dönemiydi. AKP ile FETÖ arasındaki ortaklık tam gaz sürüyordu. Barış Pehlivan’la yazdığımız Mahrem kitabı ise mahkeme dosyalarıyla, istihbarat raporlarıyla, WikiLeaks belgeleriyle o günleri anlatıyordu.
Gülen’in kardeşinin ve yeğenlerinin adı dosyaya girince hem paralel hem dikey devletin tavrı bir anda değişmişti. Yurttaki görüşme tutanakları ortadan kaldırıldı. Soruşturma savcısı değiştirilerek FETÖ’cü olduğu bilinen bir savcı atandı. Yurt çalışanlarının telefonları aylarca dinlemeye alındı. S.Ö., içinde nedense istihbaratçı polislerin olduğu bir polis aracıyla alınarak Erzurum’dan Urfa’ya bir kadın sığınma evine götürüldü. Adli Tıp’ın “kronik fiili livataya ait bulguların olduğu” ve “anal yolla cinsel ilişkiye girdiği” tespiti yaparak doğruladığı tecavüzlere rağmen S.Ö’nün adını verdiği 84 kişi hakkındaki soruşturmalar tek tek kapatıldı. Gülen ailesi, devlet gücüyle kurtarılmıştı."
Gürlek hakkında CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel de sert sözler söylemişti. İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nin, AYM’nin Enis Berberoğlu kararını tanımayan kararı Meclis Genel Kurulu’nda tartışmalara neden olmuş ve Özel, Akın Gürlek'e yönelik şunları söylemişti:
Çok net olarak diyorum ki, bakın, o adalet celladını kayda geçiriyorum. O adalet celladı bakın ne işler yaptı: İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu davası onda, Sanatçı Atilla Taş ve Gazeteci Murat Aksoy'un tahliye edilmelerinden hemen sonra yeni bir soruşturma açıp cebir ve şiddet kullanarak onların özgürlüğüne engel olup tekrar tutuklama işi, o acayip iş onda, HDP'nin önceki Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın yargılandığı davadan tahliye edildiği anda başka bir davadan tutuklama kararını vermek onda, Sözcü gazetesi yöneticileri için "FETÖ'nün hiyerarşi yapısında olmamakla birlikte FETÖ yararına çalıştıkları için" FETÖ üyesi gibi cezalandırma kararı onda. Oysaki bunları hepsi biri 35'te, biri 36'ta, biri 14'te, biri 15'teydi, bu beyefendiyi, bu özel celladı, bu giyotini mahkeme mahkeme gezdiriyorsunuz, bu kararları alabilsin diye arkadaşlar, hepsini birden, hepsini birden.
Böyle 4 hâkim bulamadınız, bu adalet celladını, seyyar giyotin olarak mahkeme mahkeme gezdiriyorsunuz. Bu beyefendi, adaletle bağını koparmış; bu beyefendi, hukukla bağını koparmış; bu beyefendi, devri iktidarınızın şahıs devletinde "Onu bırakmam, onu yapmam." diyen kişinin talimatları için tekerlekli giyotin. Bunu görün, bunun üzerine ne konuşacaksanız konuşun. Ben bunu unutmam, unutturmam; bu isim Akın Gürlek, tekerlekli adalet giyotini, bu Meclisin kayıtlarında ilerleyen zamanlarda tekrar yer alacaksın. Bu yapılanın hesabı sorulur, kanun önünde.
https://www.gercekgundem.com/siyaset/223151/kilicdaroglununyenizekeriyaozdedigiakingurlekkimdir