İYİ Parti lideri Meral Akşener, bugün yaptığı açıklamada Altılı Masa'dan ayrıldıklarını açıklayarak, Cumhurbaşkanlığı adaylığı için Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş'a çağrıda bulundu. Ancak Akşener'in Aralık ayında söylediği sözler yeniden gündem oldu.
29 Aralık 2022'de Karar Yazarı Elif Çakır'a konuşan Akşener, "Altılı Masa asla dağılmayacak, masayı dağıtmaya kimsenin gücü yetmez. Ne ben ne de başkası ülkenin geleceğinin konuşulduğu o masadan hiçbirimiz kalkmayız” demiş.
Akşener'in sözleri şöyle:
"Aday meselesi iki liderin konuşacağı bir mesele değil, aday meselesini görüşmek, konuşmak etik de olmazdı, onu Altılı Masada konuşacağız, birlikte karar vereceğiz. Dediğim gibi sadece Saraçhane meselesini konuştuk. Bir de bir yıldır Altılı Masa olarak toplanıyoruz, ne yaptık, ne ettik, ne aşama kaydettik, ne yapmamız gerekiyor, bunların üzerinde konuştuk."
'Hem birbirimizde hem Erdoğan'la rekabet ettik'
Akşener; 2018 cumhurbaşkanlığı seçimindeki pişmanlığını da aktarmıştı. Ortak aday çıkarılmadığı için üzgün olduğunu ifade eden Akşener şunları söylemişti:
“Biz, Temel Bey, ben ve Muharrem İnce beyefendi birlikte aynı ittifak modeli içinde aday olduk. Hem sayın Erdoğan’ın ekibiyle hem de birbirimizle rekabet edildi. Muhalif seçmen bir bütün. Farklı partilere oy veriyorlar ama bu ucube sistemin değişmesini istiyor. Onun için biz parlamenter demokrasiye geçinceye kadar farklılıklarımızı muhafaza edip, müştereklerimizi öne çıkarıp bir bütünlük sağlamalıyız. Sonra böyle bedeller oluyor. Ben ilk heyecan geçtikten sonra 7.3 aldığıma şükrettim bu tecrübe çok kıymetli. Benim de nefsimi, egomu ortadan kaldıran bir tecrübedir.”
'Ölünceye kadar şükran duyacağım'
"Akşener, 23 Eylül 2022'de Kılıçdaroğlu hakkında şunları söylemişti:
Biz partiyi kurduk. ‘Kurulamaz’ dediler, kurduk. 24 Haziran’da seçim kararı alındı ve tam seçime gideceğiz. YSK’dan tersine sonuç çıkacağı söylenmeye başlandı. Sonra bir siyasi partimizin Genel başkanıyla görüştük ‘Acaba beraber gidebilir miyiz’ diye maalesef olmadı, şartlar uymadı.
Sonra benim aklıma sayın Kılıçdaroğlu ile görüşmek geldi. Kendisine gittim 15 milletvekili talep ettim. Yani bu neydi? Demokrasiye dair Türkiye’de birçok şeyi değiştirecek bir adım atılmasına yönelik bir talepti.
Kendisine herhalde ölünceye kadar şükran duyacağım. Ben sülaleme ‘Sayın Kılıçdaroğlu’nu çocuklarıyla beraber’ vasiyet ettim. Başlarına bir şey gelirse bendedir, bizdedir. O, 15 milletvekili arkadaşımdan birisi de karşımda duruyor. Yıllarca CHP ve sağın renkleri arasında büyük bir mesafe varken o davranış biçimi o aradaki alanı, o uzaklığı kapattı."
halktv.com.tr