Home
26 Ağustos 2023 ( 7 izlenme )
Reklamlar

Merkez’i rekor faiz artışına mecbur bırakan 5 etken


Merkez Bankası, neden 250 baz puanlık beklentiye karşılık 750 baz puanlık faiz artışına gitmek zorunda kaldı? İşte olası nedenler...


Merkez Bankası (TCMB) önceki gün bir sürprize imza atarak politika faizini yüzde 17,5’ten yüzde yüzde 25’e yükseltti.

250 baz puanlık ortalama piyasa beklentisine karşılık açıklanan 750 baz puanlık rekor artış, “pozitif sürpriz” olarak finansal piyasalarda yankılandı.

Karar sonrasında TCMB’den önümüzdeki aylarda daha fazla faiz artışına imza atması yönünde beklentiler de arttı. JPMorgan ve Morgan Stanley gibi ABD’nin önde gelen bankaları sene sonu için politika faizi beklentilerini yüzde 3035 aralığına yükseltti.

Hafize Gaye Erkan başkanlığındaki TCMB’yi, hazirandaki 650 baz puan, temmuzdaki 250 baz puanlık faiz artışı sonrasında piyasa beklentilerinin çok üzerinde artışa götüren nedenler ne oldu?

Yerel seçimlere 7 ay kala, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı yüksek faiz artışına onay vermesini hangi etkenler sağladı?

İşte olası nedenler…

1) YÜKSEK CARİ AÇIK VE DIŞ KAYNAK İHTİYACI

Seçim öncesinde uygulanan faiz ve kur politikası sonucunda cari açık patlamış ve Türkiye bir ödemeler dengesi krizinin eşiğine gelmişti. Mayısta son 12 aylık cari açık 60 milyar dolardı ve bir yıl içinde çevrilmesi gereken dış borç rakamı da 207,3 milyar dolarla tarihi zirvedeydi.

Seçim sonrasında iş başına getirilen yeni ekonomi yönetiminin öncelikli görevi de bir ödemeler dengesi krizi riskini bertaraf etmekti. Batı’dan ve Körfez’den dış kaynak bulunması öncelikli ihtiyaçtı ve bunun karşılığında da talep edilenlerden biri de “rasyonel” para politikası idi.

Haziran ve temmuz aylarındaki faiz artışları, kapısı çalınan muhataplar tarafından Türkiye’ye kaynak güçlü kaynak girişi için mevcut şartlarda yeterli görülmedi.

Haziranda 5,2 milyar dolar olan dış ticaret açığının temmuzda 12,5 milyar dolara yükselmesi alarm zillerinin çalınmasını de beraberinde getirdi.

2) YÜKSEK ENFLASYON

Seçim sonrasında dolar kurunun 19’dan 27’ye yükselmesi ve başta akaryakıt olmak üzere birçok kalemdeki vergi artışları sonucunda enflasyon tekrar yükselişe geçti.

Haziranda yüzde 38,21 olan resmi enflasyon temmuzda yüzde 47,83’e yükselirken, TCMB de enflasyon tahminini 2023 sonu için yüzde 22,3’ten yüzde 58’e, 2024 sonu için yüzde 8,8’den yüzde 33’e yükseltti.

Dış ticaret açığında olduğu gibi enflasyonda da işler, yeni TCMB yönetiminin umduğu şekilde gitmedi.

Kur ve enflasyon artışının sürmesinin beklendiği ve faizin de görece düşük kaldığı ortamda dış ticaret açığı büyümeye devam ediyordu.

3) DÜŞÜK REZERV

Seçim öncesi politikaların etkisiyle TCMB’nin net rezervi 2 Haziran itibarıyla 5.7 milyar dolarlık tarihi dip seviyeye gerilemişti. Swap hariç net rezerv 61,2 milyar dolardı. Net döviz pozisyonu 78 milyar dolara kadar gerilemişti.

Seçim sonrasında kur ve faiz artışlarının yanı sıra TCMB’nin net döviz alımları, yüksek turizm gelirleri ve sınırlı da olsa yabancı sıcak para girişlerinin etkisiyle rezervlerde toparlanma oldu ancak istenen düzeyin gerisinde kalındı.

Dahası döviz kurlarını 27 sınırında tutabilmek için rezervden satışlar tekrar başladı ve net rezerv pozisyonu 64,6 milyar dolara geriledi.

4) KKM RİSKİ

Seçim öncesinde kurları frenlemek için devreye alınan kur korumalı mevduatın (KKM) kamuya maliyeti, seçim sonrasındaki kur artışıyla birlikte astronomik seviyelere yükseldi.

Bu rakamın temmuzda 200 milyar TL’yi, ağustosta 300 milyar TL’yi, Mart 2022Ağustos 2023 döneminde de toplamda 800 milyar TL’yi aştığı tahmin ediliyor.

Bunun üzerine, TCMB’den bankaları KKM payını azaltıp standart vadeli TL mevduat payını artırmaya zorlayan bir düzenleme geldi.

Bunun için bankaların TL mevduat faizlerini belirgin şekilde yükseltmesi gerekiyordu ancak bu durumda, zaten kısılmış durumda olan kredi musluklarının iyice kapanması riski vardı.

5) KREDİ KRİZİ

Özel bankalar, faizlerin düzenlemelerle sınırlandığı ve mevduat faizlerinin arttığı bir dönemde ticari kredi musluklarını kısmıştı.

Dövizden TL’ye dönüşüm hedeflerinin gevşetilmesiyle düşen mevduat faizlerinin, KKM kararıyla birlikte tekrar yükselişe geçmesi bekleniyordu. Ancak bu durumda ticari kredi vermek, faiz tavanı nedeniyle daha da zorlaşacaktı.

TCMB’nin faiz kararıyla birlikte yüksek faizle de olsa bankaların ticari kredi vermesinin önü açıldı.

Özetle; dış kaynak çekme, ekonomiyi soğutarak cari açığı ve enflasyonu frenleme, KKM payını azaltabilme ve yerel seçim öncesinde kredi musluklarını tekrar açabilecek koşulları sağlama planı TCMB’yi yüksek faiz artışına götürmüş olabilir.

Sözcü

Önerilen Videolar

Reklamlar

Bunlar da İlginizi Çekebilir

Hangi zamlar seçim sonrasına ertelendi? 31 Mart gelmeden cepleri yakmaya başladı İstanbul'da marketin çöpe attığı ürünleri çöpten almak için birbirleriyle yarışan vatandaşlar... Sevda Noyan ifade verdi Hıncahınç dolu AKP kongrelerinin ardından esnaf sokağa döküldü, Erdoğan'a sert tepki gösterdi!