Adnan Oktarcılara operasyonun AKP’nin diğer tarikatları hizaya getirmek için bir başlangıç olacağı yorumu yapılıyor. Bir kesim operasyonların farklı tarikatlara sıçrayacağını yazarken diğer kesim ise süreçten duyduğu rahatsızlığı dile getiriyor.
Adnan Oktar ve ekibine yönelik gerçekleştirilen operasyonlar, İslamcı kesimlerde yeni bir tartışmanın kapısını araladı. İktidara yakınlığı ile bilinen Nevzat Çiçek’in ‘yerli ve milli olmayan cemaatlere’ operasyon yapılacağını söylemesi gözleri diğer tarikat ve cemaatlere çevirdi. Özellikle AKP döneminde önü açılan, kamu kaynaklarından faydalanan tarikatların önümüzdeki süreçte nasıl bir tavır takınacağı merak konusu. İslamcı kesime yakınlığı ile bilinen yazarların kaleme aldığı değerlendirmeler ise önemli ipuçları sunuyor. İslamcı camiada söz konusu meseleye dair farklı ve birbirine yanıt anlamı taşıyan görüşler mevcut.
BirGün'den Can Uğur, islamcı camia içinde süren cemaattarikat tartışmalarını derledi:
AKP’liler ne diyor?
AKP’ye yakın duran çevrelerde Adnan Oktar ve ekibine yönelik operasyon ‘yerli ve milli’ bir adım diye sunuluyor. Yeni Şafak, Akit, Star gibi yayın organları söz konusu operasyonların sürebileceğini dile getiriyor. Bu adımlar kamuoyunun önemli kesimleri tarafından AKP Genel Başkanı Erdoğan ve çevresinin ‘dini cemaatleri kontrol altına alma’ ve kendi altında konumlandırma girişimi olarak değerlendiriliyor. Operasyonlara ‘şüphe’yle yaklaşan muhafazakâr kesimler de yok değil. Eski Başbakan Ahmet Davutoğlu’na yakınlığı ile bilinen Karar gazetesi bu operasyonların “Erdoğan’ın tek adamlığını pekiştireceğini ve cemaatleri baskı altına alacağını” yazıyor. Önde gelen cemaat ve tarikat ‘temsilcilerinin’ bu kaygıyı dillendirmese dahi meseleye böyle baktığı İslamcı kesimlerde ifade ediliyor. Önümüzdeki günlerde partiye destek veren, her fırsatta AKP’ye yakınlığını dile getiren tarikatların bu konuda atacakları adım ise merak konusu.
Karagül sinyali verdi...
İktidara yakınlığı ile bilinen Yeni Şafak gazetesinin Genel Yayın Yönetmeni İbrahim Karagül önceki günkü yazısında adeta operasyonun sinyallerini verdi. Karagül tarikat ve cemaatleri işaret ederek şunları yazdı: “Siz siz olun, cemaatlerinizin ve İslâmcılığınızın bu dönemde “yabancı”laşabileceğini aklınızdan çıkarmayın. Siz siz olun, eski alışkanlıklarınızla kendinizde merkezi güç vehmedip hayal dünyasına kapılmayın.”
Yazısının devamında ise Karagül, AKP’ye muhalif tarikatlara operasyon yapılabileceğini şu satırlarla ifade etti:
“Türkiye’nin yürüdüğü yol yerlileşme, millileşme, Müslümanlaşmadır. Tarihe dönüştür, geleceğe yürüyüştür. Sakın ola ki, “muhafazakâr muhalefet”in süslü cümlelerine, büyük iddialarına kulak asmayın. Çünkü bu dalganın ilk vuracağı çevre burasıdır. Çünkü “muhafazakâr muhalefet” yerli değildir. Aslında muhalefet de değil, Türkiye’nin yükseliş dönemine karşı muhtemel “operasyonel alan” olarak görülmektedir.”
Karagül’den bir gün sonra yani dün de Hayrettin Karaman çarpıcı bir yazı kaleme aldı. İlahiyatçı kimliği ile bilinen Karaman, yazısında tarikat ismi vermeden tarikatların bazılarının dayatmalarda bulunduğunu ve bunun kabul edilemez olduğunu belirtti. Karaman tarikatları zorunlu olmadığına işaret etti.
Karar’dan yanıt
Karagül’e yanıt ise Karar gazetesi yazarı Akif Beki’den geldi. Eski Başbakan Ahmet Davutoğlu’na yakınlığı ile bilinen Karar gazetesinin yazarı Beki isim vermeden Karagül’ü işaret etti ve olası operasyonlara dair şunları yazdı:
“Sivil toplum yapılarını, devletin baskı ve tasallutlarına karşı korumak, doğru bir duyarlılık. Devlete, bu alanı kendine göre şekillendirme, uygun görmediklerini tasfiye hakkı tanınamaz.
Hele ‘yaşasın, muhafazakâr muhalefet tasfiye ediliyor’ diye çığlık atmak, buna da ‘milli güvenliğe tehdit oluşturuyorlar’ gibi kılıflar bulmak ciddi bir sakatlık.”
Devletin inanç tekeli kurmasını eleştirdiğini belirten Beki, yazısını şu ifadelerle sonlandırdı:
“Ama somut bir suça bulaşmadıkça... Muhalif mi değil mi, milli mi gayri milli mi gibi kriterlere vurarak üstlerine polisle gitmek, olacak şey değil.
Mahkeme, kanuni mi değil mi diye bakar, ilahiyatçı gibi sapkın mı değil mi diye değil.
Diyanet ve ilahiyat camiası, hurafe ve batıl inançlarla fikren mücadele etsin, etmediği kabahat. Fakat devlet, inançlar üzerinde doğruluk tekeli de kurabilsin mi? Soru budur.”
‘Sıra diğer cemaatlerde’
Tarikatlara yönelik operasyonun süreceğini belirten bir yazı da Oda TV’de yayımlandı. Oda TV’de Nazif Ay imzasıyla yayımlanan yazıda Erdoğan’ın da desteklediği İskenderpaşa tarikatı dışında kalan tüm tarikatlara önümüzdeki süreçlerde çeşitli noktalarda operasyon yapılacağı dile getirildi. Ay şunları yazdı: Diğer dinlerin iç çekişmelerini detaylı bilemem ama İslamcıların “Kutsal savaşları”nın nihayet başladığını söyleyebilirim. Bu kutsal savaşta, tek ekol ve tek cemaatin tahakkümü söz konusu olacak.
Ay operasyonun niteliğini ise şu sözlerle ifade etti: Cemaat ve tarikatlar içinde kazanan taraf sadece İskenderpaşa olacak. Bu tezimin en önemli gerekçesi, Hilafet destekli Mehdilik rolüne tek aday konumundaki Recep Erdoğan’ın İskenderpaşa’ya siyaseten intisabıdır.
ÇİÇEK: DEVLETİN İSTİHBARAT BİRİMLERİ TARİKATLAR ÜZERİNE ÇALIŞIYOR, BAZILARI TASFİYE EDİLECEK’ Gazeteci Nevzat Çiçek , Kübra Par'a verdiği röportajda diğer cemaatlere de operasyon yapılabileceğini şu sözlerle aktarmıştı: Önümüzdeki süreçte Diyanet bütün bu tarikatlara ve cemaatlere yönelik bir çalışması olacak mı? Şu an çalışıyorlar diye biliyorum. Özellikle sahih bilgi kaynağı noktasında Diyanet öteden beri bir çalışma içerisinde ve bunu daha görünür hale getirecek. Sadece Diyanet meselesi değil; benim aldığım duyuma göre, devletin istihbarat birimleri bu noktada çok ciddi çalışıyorlar. “Söz konusu tarikat yerli ve milli mi?” diye bakıyorlar. “Yerli ve milli tarikat” nedir? Gerçekten bir silsilesi varsa, toplum tarafından biliniyorsa, İslami öğretisi varsa ve bu ülkeye hizmetinde bir sıkıntı yoksa, burada bir sorun yok. Ama tarikat, cemaat, vakıf ve dernek adı altında dini kullanarak dışarının maşalığını yapıyorsa, milli güvenliğe tehdit oluşturuyorsa, dinin sahih kaynaklarını yerle bir ederek kendi anlayışını empoze etmeye çalışıyorsa, ümmete de ülkeye de herhangi bir faydası yoksa bunlar tasfiye edilecektir. İsim verebilir misin? Adnan Oktar ve FETÖ dışında devletin operasyon düzenleyeceği bildiğin örnekler var mı? Bu noktada iki şey söyleniyor. Islah edilebilir olanları varsa ıslah edelim. Çünkü sonuç itibariyle bunların mensupları var. Bir şeyi kapatmakla, yeraltına itmekle onu bitiremiyorsunuz. Ama ajanlık faaliyeti içine girmiş olan, milli güvenliği tehdit eden, dini bozma noktasında toplumun kılcal damarlarına kadar gitmiş olup bunu ve ticareti kullananlar varsa, bunlardan bir karar verme süreci istenecek. Nedir? Büyük bir ihtimalle ya tasfiyeleri ya küçülmeleri ya da asli unsurlarına dönmeleri istenecek. İstihbarat Teşkilatı’nın üzerinde çalıştığı kaç tane böyle yapılanma vardır? Türkiye’deki bütün tarikat ve cemaatler masadadır. Peki, bunların içinden kaçı tehlikeli görünüyordur? Onu bilmiyorum ama sonuç itibariyle çok büyüdüğü zaman kontrol edilemez olduğunu hepimiz biliyoruz. “Hizmet noktası gerçekten gönüle hizmet mi yoksa devleti ele geçirme üzerine mi ya da yabancı bir faaliyetin buradaki bir şubesi gibi mi?” sorusunu sorduğunuzda aslında cevap biraz kendinden çıkıyor. Devletin sivil toplum kurumlarıyla, tarikat ve cemaatlerle ilişkisini son derece demokratik bir ortam içerisinde hazırlaması lazım. Devlet, devletliğini; tarikat, tarikatliğini; cemaat cemaatliğini bilecek. FETÖ’den boşalan yerlere, Menzilcilerin ve farklı cemaatlerin doldurduğuna dair iddialar malum... Önümüzdeki süreçte devlet tarafından bunlara yönelik bir adım bekliyor musun? Devletin sahibi devlet olacak. Hiçbir tarikat, cemaat, siyasi akım ve ideoloji artık devletin sahibi olmayacak. Eğer, tarikat cemaat yapısı devletin içerisine sızmayı hedef alıyorsa, belli bakanlıkları ve yerleri kendi adamlarıyla doldurmayı esas alıyorsa, yeni devlet paradigmasının buna izin vereceğini düşünmüyorum. Yeni operasyonlar da bekliyor musun? Ben bu operasyonların devam edeceğini düşünüyorum çünkü bunlar toplumu etkileyen, toplumda gerginlik çıkarabilen, din adına hareket edip, farklı şeyleri öne çıkarabilen yapılar. Bu ülke, Çorum’u, Sivas’ı, FETÖ’yü gördü. Sistem bunlara “Dur” iradesini daha hızlı gösterecektir. |