Yerel seçim öncesi enflasyon ve döviz kurundaki artışla köşeye sıkışan Merkez Bankası (TCMB), bir aylık aranın ardından yeniden faiz artırdı. Mart ayı Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısında politika faizi 500 baz puan artırılarak yüzde 50’ye yükseltildi. Ayrıca faiz koridoru uygulamasına geri dönülerek gecelik vadede borçlanma ve borç verme oranlarının politika faiz oranına kıyasla /+ 300 baz puanlık bir marj ile belirlenmesine karar verildi. Böylece faiz, duruma göre fiili olarak yüzde 53 uygulanabilecek.
Karar metninde şubatta aylık enflasyonun ana eğiliminin, hizmet enflasyonu öncülüğünde, öngörülenden yüksek gerçekleştiği belirtildi. Enflasyonun dikiş tutmadığının itiraf edildiği karar metninde, hizmet enflasyonundaki katılık, enflasyon beklentileri, jeopolitik riskler ve gıda fiyatlarının enflasyon baskılarını canlı tuttuğu ifade edildi. TCMB, para politikasında sıkı duruş vurgusunu da korudu ve ek sıkılaştırmadan söz etti. Metinde aylık enflasyonun ana eğiliminde belirgin ve kalıcı bir düşüş sağlanana ve enflasyon beklentileri öngörülen tahmin aralığına yakınsayana kadar sıkı para politikası duruşunun sürdürüleceği belirtildi.
NEREDEN NEREYE?
İktidarın “Faiz sebep, enflasyon sonuç” diyerek genel kabul görmüş ekonomi politikalarının tersine bir yol izlemesiyle son üç yılda enflasyon rekor seviyelere ulaştı. 28 Mayıs 2023’te bir kez daha seçim kazanan Erdoğan hükümeti, ekonomi yönetimini değiştirerek ‘Türkiye ekonomi modeli’nden vazgeçmişti. TCMB, değişikliğinin ardından 8 aydır faizi artırıyordu. Banka, şubat ayında ise faize dokunmadı. Son faiz kararı Erdoğan’ın henüz Cumhurbaşkanı seçilmeden önce attığı tweeti akıllara getirdi. Erdoğan, 30 Nisan 2013’te “Biz göreve geldiğimizde faiz oranı yüzde 47 idi. Nereden nereye geldiğimizi hep birlikte görüyoruz” ifadelerini kullanmıştı.
DONDURUCU KIŞ GELİYOR
Faiz kararını değerlendiren Prof. Dr. Hayri Kozanoğlu, ekonomideki sıkışmaya dikkat çekti. Kozanoğlu, seçim öncesi faiz artışı beklenmediğine değinerek “Faizlerin yüzde 50 seviyesine yükseltilmesi aslında ekonominin ne kadar sıkışık bir duruma geldiğinin, 2018 Rahip Brunson krizi ve 2021 Aralık KKM’ye giden süreç gibi bir dönem korkusunun yaşandığının en açık göstergesi oldu” dedi.
Son haftalarda rezervlerde çok ciddi bir kanama olduğuna dikkat çeken Kozanoğlu, şu değerlendirmeyi yaptı: “Yapılan hesaplamalar, 15 Mart haftasına kadar 20 milyar dolara ulaşan bir rezerv satışı yapıldığını gösterdi. İçinde bulunduğumuz haftada da en az 5 milyar dolarlık ek bir satış yapıldığı tahmin edilebilir. Nitekim TCMB’nin brüt rezervlerinin geçen hafta da 3 milyar dolar civarında eridiği görülüyor. Yerleşiklerin döviz hesaplarında da 2 milyar dolarlık bir artış var. Özetle, bu verilerden seçime kadar dayanamayacakları sonucuna varıyoruz. Borsada ve DİBS’de yabancı satışlarının sürdüğünü,15 Mart itibarıyla son bir ayda hisse senetlerinden çıkışın 625 milyon doları, tahvillerden çıkışın da 300 milyon doları bulduğunu görüyoruz. 2 yıl vadeli devlet tahvillerinin faizi de yüzde 50’ye dayanmış durumda. Bu da piyasaların faizlerin kolay inmeyeceğini düşündüğü anlamına geliyor.” Şimşek’in elinin sıkıştığını belirten Kozanoğlu, “Dezenflasyon programını döviz kurunun enflasyonun altında seyretmesine bağlamıştı. TL'nin değer kaybetmesi enflasyonla mücadeleyi imkânsızlaştırır. O bakımdan elinde tek silah kalmıştı: Faiz oranlarının arttırılması. Şimdi politika faizinde böyle keskin bir artış, muhtemelen seçim sonrasında kredi kartları aylık faizlerinin de yüzde 5 civarına çekilmesini getirecek” dedi. Kozanoğlu, ülkenin stagflasyona doğru sürüklendiğini vurgulayarak şunları kaydetti: “Enflasyon ve durgunluğun bir arada yaşanması anlamına gelen stagflasyonla, hem daha erken hem de daha keskin bir şekilde yüz yüze geleceğiz. Bu da işsizliğin artması, satın alma gücünün gerilemesi ve alt kesimler arasında yoksulluğun daha da yaygınlaşması gibi olumsuz sosyal sonuçlara da yol açacak gibi görünüyor. Zaten seçimden sonra elektrik, doğalgaz gibi faturalara zamlar gelmesi bekleniyor. Bu da üzerine eklenirse gelişmeler kemerlerin daha da fazla sıkılacağının, iklimsel açıdan yaz aylarına girilirken ekonomik anlamda dondurucu bir kış yaşayacağımızın ne yazık ki habercisi gibi görünüyor.”
FAİZDE 22 YILIN ZİRVESİ
DOLAR VE AVRO SERT DÜŞTÜ
TCMB’nin politika faizini 500 baz puan artırmasının ardından döviz kurlarında sert düşüş yaşandı. Faiz kararı öncesinde 32,44 TL seviyesine kadar çıkan dolar faiz artışının ardından 31,93 TL’ye kadar geriledi. Karar öncesi 35,61 TL seviyesine çıkan avro ise yüzde 0,23 düşüşle 34,79 TL’ye kadar düştü.
BirGün