Kendilerini askeri danışmanlık şirketi olarak tanıtan SADAT A.Ş.’nin kurucusu ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Başdanışmanı emekli Tuğgeneral Adnan Tanrıverdi, Türkiye’de eğitim kampları bulunmadığını söyledi. “Sözde, biz Cumhurbaşkanı’na gizli ordu kuruyormuşuz… Ne alakası var?” diyen Tanrıverdi, “SADAT’ın esas misyonu; İslam ülkelerine gelen tehdidi belirlemek. Buna karşı o ülkede güç geliştirmek. Bu gücün kullanılmasını planlama konusunda danışmanlık yapmak” diye konutşu.
İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in SADAT ile ilgili iddialarını da değerlendiren Tanrıverdi, “Suç duyurusunda bulunduk. Tazminat davası açacağız. Doğru değil. Bizim Türkiye’de herhangi bir askeri üssümüz yok, silahlı bir unsur eğitmiyoruz. ‘Paramiliter yapı oluşturuyor’ derken, sivilleri silahlandırıyor demek istiyor. Böyle bir şey yok. Tamamen safsata, biraz daha ileri gidersek iftira” sözlerini sarf etti.
Üsküdar Üniversitesi, Adaleti Savunanlar Derneği (ASDER), Adaleti Savunanlar Stratejik Araştırmalar Merkezi (ASSAM) ve Uluslararası Savunma Danışmanlık Merkezi (SADAT) iş birliği ile Üsküdar Üniversitesi’nde ‘Özel Askeri Şirketler Paneli’ düzenlendi. Panelin konuşmacıları arasında SADAT’ın (Uluslararası Savunma Danışmanlık Merkezi’nin Kurucu Yönetim Kurulu Başkanı ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Başdanışmanı emekli Tuğgeneral Adnan Tanrıverdi de vardı.
Duvar’da yer alan habere göre Tanrıverdi, konuşmasında SADAT’la ilgili eleştiri ve iddialara yanıt verdi. Tanrıverdi, kurdukları şirkete neden SADAT adını verdiklerini şöyle anlattı:
“SADAT açılım olarak Savunma Danışmanlık Şirketi’nin kısaltılmışı. Kuracağımız şirkete bir isim ararken kısaltma ne olsun diye paylaşırken SADAT çıktı. Arkadaşımızın biri, ‘Bu SADAT Arapça’da Seyitler anlamına geliyor’ dedi ve biz de orada durduk. Yani ararken bulduğumuz bir kısaltma.”
“Amerika’nın silahıyla Amerika’ya kafa tutamayız”
“Savunma sanayisi milli olmayan bir devletin vatan bağımsızlığını iddia etmek abesle iştigal olur. Amerika’nın silahıyla Amerika’ya kafa tutamayız. O bakımdan savunma sanayinin millileşmesi fevkalade önemli. Silahlı kuvvetler sadece savaşma unsuru değildir; barışın garantisidir. Güçlü bir silahlı kuvvetlerimiz yoksa her an her yerden tehlikeyi beklememiz lazım. Değerlerimizi, ekonomimizi, sosyal yapımızı koruyamayız. Silahlı kuvvetler başlı başına barışın garantisidir. Savaşma vasıtası olarak görülür, savaşa hazır değilsek barış ve huzur yoktur. O bakımdan savunma sanayi de mutlaka millileşmesi lazım.”
“Bizim devlet riceline söylediğimiz”
Tanrıverdi, SADAT’a yönelik eleştirilerin hedefinde Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın olduğunu iddia ederek, şunları kaydetti:
“Cumhurbaşkanı’na saldırmak isteyen muhalif gruplar, sözde biz, Cumhurbaşkanı’na gizli ordu kuruyormuşuz… Ne alakası var? SADAT’ın esas misyonu; İslam ülkelerine gelen tehdidi belirlemek. Buna karşı o ülkede güç geliştirmek. Bu gücün kullanılmasını planlama konusunda danışmanlık yapmak. Bu konuda silahlı kuvvetlerin ihtiyaç duydukları özel eğitim konularında eğitim danışmanlığı yapmak. Aynı zamanda ihtiyaç duyulan savunma sanayi ürünlerinin dostmüşterek üretilmesini ve de dost ülkelerden tedarikini temin edecek tarzda danışmanlık yapmak için kurulmuş bir şirkettir. Dolayasıyla öyle paralı askerlik, Türkiye içerisinde faaliyet göstermesi için biz bir savunma sanayi sektörünün yanında savunma hizmet sektörünün oluşması konusunda kanun teklifimiz var. Ve bizim devlet ricaline söylediğimiz; ‘Bir iki şirketle olmaz. Bu tür şirketlerin sayısını artırınız ve bunu devlet Türk dış politikasının bir enstrümanı olarak kullansın.’”
“Bugün Irak’ta 42 özel güvenlik ve askeri şirket var” diyen Tanrıverdi, sözlerine şöyle devam etti:
“PYD, DEAŞ, PKK Amerika Birleşik Devletleri’nin özel askeri şirketidir. O fonksiyonu yapıyor. Malzemesini, parasını veriyor. Taşeron gibi o küresel güçlerin hedefleri olan bölgelerde Amerika’nın ordusunu göndermiş gibi bunlara iş yaptırıyor. Dolayısıyla bunlara böyle bakmak lazım. Küresel ve emperyalist güçlerin özel askeri şirketleri, o ülkeleri kontrol etmek için o ülkelerde tesis ettikleri askeri varlıklardır. Bu büyük bir tehdittir.”
Adnan Tanrıverdi, SADAT’ın Özgür Suriye Ordusu’na (ÖSO) eğitim vermediğini de iddia ederek, şunları söyledi:
“Özgür Suriye Ordusu’na silahlı kuvvetlerimiz eğitim veriyor. Özgür Özgür Suriye Ordusu’nun kuruluş safhasında Hatay’ın güneyindeki mülteci kampında Özgür Suriye Ordusu’nun ilk kurucusu Albay Riyad Esad isminde bir şahsın olduğunu duyduk ve gittik oraya. O zaman daha Suriye’de muhalefetin silah kullanmama kararının olduğu bir dönem. Yani aşağı yukarı 1 sene kadar, rejimin zulmüne karşı silahsız muhalefet edecek tarzda direndiler. Biz o zaman bir rapor hazırladık. O raporumuzu devletimize gönderdik. Dedik ki; ‘Bunların muhalefet olarak organizasyona ihtiyacı var. Bunu eğer devlet olarak silahlı kuvvetlerimiz üstlenirse 6 ayda bu kargaşa biter. Eğer SADAT’ bu konuda yetki verilirse SADAT’da 1 sene de anca bitirebilir’. Ancak o günün koşullarında bu mesele icraata geçirilemedi. Ve o iş orada kaldı. SADAT’ın Özgür Suriye Ordusu ile herhangi bir fiili ilişkisi olmadı. Somali’de de silahlı kuvvetlerimiz oraya gitmeden önce Somali’den bir yetkili SADAT’tan orada bir üs kurmasını talep etti. Sonra silahlı kuvetlerimiz gidince bize ihtiyaç kalmadı. Zaten biz silahlı kuvvetlerimiz olmadığı, ulaşamadığı yerlere hizmet verelim demiştik. Silahlı kuvvetlerimiz şimdi oraya hizmet verecek bir üssü kurdu.”
Gazetecilerin sorusu üzerine İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in SADAT ile ilgili iddialarını da değerlendiren Tanrıverdi, “Suç duyurusunda bulunduk. Tazminat davası açacağız. Doğru değil. Bizim Türkiye’de herhangi bir askeri üssümüz yok, silahlı bir unsur eğitmiyoruz. ‘Paramiliter yapı oluşturuyor’ derken, sivilleri silahlandırıyor demek istiyor. Böyle bir şey yok. Tamamen safsata, biraz daha ileri gidersek iftira” dedi.
http://halktv.com.tr/sadattanparamiliteriddialarinayanit295203