Ataklı'nın bugünkü yazısından ilgili bölüm şöyle:
Açık söyleyeyim bu kadarını ben de beklemiyordum.
Herkes nefesini tutmuş Sedat Peker’in dün sabah 07.30’da yayınlayacağını açıkladığı 8’inci videosunu bekliyordu.
Saat tam 07.30’da yayını 100 bin kişiden fazla kişi o anda izliyordu.
Bu yazıyı yazdığım sırada izleme sayısı 5 milyonu aşmıştı.
Peker bana göre en önemli açıklamalarını 8’inci videoda yaptı.
Hesapta bir güvenlik örgütü görünümündeki SADAT adlı şirket üzerinden Suriye’deki IŞİD teröristlerine silah gönderildiğini söyledi.
Yine IŞİD’le petrol ticareti yapıldığını ileri sürdü.
Bu konu ile ilgili isimler verdi.
Cumhurbaşkanlığı İdari İşler başkanı Metin Kıratlı’nın Suriye’ye yapılacak büyük miktarlı tüm ticarete karar veren adam olduğunu iddia etti.
Peker, Metin Kırat’tan sonra iki ismin daha etkili olduğunu belirtti.
Bunlardan biri Murat Sancak, diğeri de Ramazan Öztürk.
Metin Sancak, tank fabrikasını Katarlılarla birlikte alan EtHem Sancak’ın yeğeni, Ramazan Öztürk de bu kişinin ortağı.
Peker’e göre IŞİD’in temsilcisi ise Ebu Şeymal adlı biri.
Suriye’deki teröristlere silah ve mühimmat gittiği yolundaki iddialar MİT TIR’ları ile gündeme gelmişti.
Bu konu “devlet sırrı” niteliğinde sayılmış ve bu nedenle pek çok kişi yargılanmıştı.
CHP Milletvekili Enis Berberoğlu ve gazeteci Can Dündar da bu haberden dolayı ağır cezalara çarptırılmışlardı.
Bu açıklamalar iktidarı çok büyük sıkıntıya sokacaktır.
Çünkü bu iddiaların doğru olması halinde Türkiye, teröre destek veren ve işbirliği yapan ülke konumuna geliyor.
Eğer bu eylem gerçekten yapılmışsa, bunu yapanın bir özel şirket olması hiçbir şeyi değiştirmez.
Devletin istihbaratı, polisi, ordusu gerçekten hiç haberi yoksa bile tüm dünyaya karşı “Bizim haberimiz yok” diyemez, bu inandırıcı olmaz.
Ayrıca yıllardır bu konuda dış basında yapılan yayınlar var, Birleşmiş Milletler’e kadar taşınmış iddialar var, bunların Türkiye’de hiç konuşulmamış olması durumu değiştirmiyor.
Kısaca şunu belirteyim; Bu konu önümüzdeki günlerde çok daha şiddetli biçimde tartışılacaktır. İktidar ve sözcüleri ile saray medyası elbette yalanlama yarışına gireceklerdir. Burada Peker’in şu sözleri çok önem kazanıyor; “Benim söylediklerime de inanmayın, ama şüphe edin, araştırın, öğrenmeye çalışın.”
Sedat Peker’in çok ilginç bir konuşma sistematiği var.
Lafı uzatıyor gibi görünüyor ama öyle bir anda geri dönüp müthiş bir ifşaatta bulunuyor ki neye uğradığınızı şaşırıyorsunuz.
Peker dünkü konuşmasında 15 Temmuz’dan da söz etti.
Belli ki o gece ile ilgili çok şey biliyor.
“Sokağa önce biz çıktık” dedi Peker önce.
Sonra ekledi “Darbe oluyor dediler, olur mu söyle şey, arkadaşlarıma üniformalı görmeleri halinde vurmalarını bile söyledim.”
Ancak Peker o geceden sonra çok kırılmış, üzülmüş.
Çünkü kendi ifadesiyle “O gece onlar, yani halk durdurmuş darbeyi, ama ertesi gün başkaları kahraman olmuş.”
Buna fena içerlemiş Peker.
Üstü kapalı “O gece galiba biraz düzmeceydi” imasında bulunarak “40 yaş altındakiler dinlesin beni. Öyle hemen sokağa çıkmayın” dedi.
Bildiği mi var, yoksa yine “böyle bir şey olur” diye mi düşünüyor ve gençleri de bundan uzak tutmak istiyor, bunu da belki 9’uncu videoda anlarız.
https://www.gercekgundem.com/guncel/277955/sedatpekerdeninanilmazhamle