Ankara’da uğradığı silahlı saldırıda öldürülen eski Ülkü Ocakları Genel Başkanı Sinan Ateş’in faillerinin yargılandığı davanın ilk duruşması görüldü. 5 gün olarak görülecek davanın ilk duruşmasında tetikçi Eray Özyağcı daha önce verdiği ifadeleri değiştirerek, “Ben sadece Sinan Ateş’in sağlı sollu ayaklarına ateş ettim. En son şöyle bir ses duydum, ‘Reisi vurduk, reisi vurduk’ diyorlardı” diye savunma yaptı.
Özyağcı’nın bu sözlerinin ardından OdaTV yayınladığı, “Odatv iddianameyi didik didik taradı… Gözden kaçan mermi çekirdeği… Okumadan yazanlara bilgiler” başlıklı bir haber yayınladı.
OdaTV’nin haberinde, şu ifadelere yer verdi. “Otopsi raporuna göre Sinan Ateş’i öldürücü nitelikteki kafasına isabet aldığı merminin kafasının sağ üst kısmından girip sağ alt çenesinden çıktığı tespit edildi. Tetikçi Eray Özyağcı’nın maktule ateş açtığı yön ve mesafe itibariyle merminin girişçıkış yöne de nazara alındığında bu şekilde kafasına isabet edecek şekilde ateş etmesinin mümkün olmadığı ifade edildi. Sinan Ateş’in kafasına isabet eden mermi çekirdeğinin bulunmasına yönelik herhangi bir araştırmanın da yapılmadığı kaydedildi. Öte yandan “Eray Özyağcı’nın yakın bir mesafeden maktulün bacaklarını hedef alması ise öldürme niyeti bulunmadığını göstermekte” denildi. Olay yeri inceleme raporu olay yeri görüntüleri ile birlikte değerlendirildiğinde tetikçi Eray Özyağcı’nın öncelikle maktulün bacaklarına hedef alacak şekilde üç kez ateş ettiği, devamında bir atışının yere isabet ettiği, sonrasında kendisine ateş etmeye çalışan maktulün olay anında sol tarafında bulunan Selman Bozkurt’a iki kez ateş ettiği ve birinde omuzundan yaraladığı, olay yerinden kaçarken ise yaklaşık 30 metre uzaklıkta bir mesafede havaya üç kez ateş ettiğinin tespit edildiği belirtildi.
Yine otopsi raporuna göre Sinan Ateş’in her iki bacağında toplam üç, batın bölgesinde bir ve kafasında bir olmak üzere mermi giriş deliklerinin tespit edildiği, tetikçi Eray Özyağcının kullandığı tabancadan çıkan kovan sayısı toplamının 10 olduğu kaydedildi. Bu nedenle Sinan Ateş’in bacakları haricinde isabet eden iki mermiden birinin tetikçinin tabancasından çıkmadığının anlaşıldığı ifade edildi.”
B Yüzü sitesi ise söz konusu iddiaları çürütür nitelikte bir haber yayınladı. B Yüzü sitesinin yayınladığı rapora göre, “Olay yerinde 5’i Sinan Ateş’e isabet etmiş, 12’si dışında kalmış 17 mermi ve kullanılan 3 silah söz konusuydu. Laboratuvarda yapılan incelemede Ateş’in vücudundan çıkan 5 merminin, Ateş’in arkadaşlarının teslim ettiği silahlardan çıkmadığı tespit edildi” denildi.
B Yüzü’nde yer alan haberin tamamı şu şekilde:
“Sinan Ateş cinayeti yargılaması başladı. Duruşmalarla birlikte organize bir el de harekete geçti.
Tetikçi Eray Özyağcı ve azmettirici Doğukan Çep, Sinan Ateş’i kişisel husumet nedeniyle yaralamayı amaçladıklarını iddia ettiler. “Özyağcı’nın Ateş’in ayağına ateş ettiği, ancak Ateş’i öldüren kurşunların Ateş’in yanında bulunanlar tarafından atılan silahlardan çıktığı” şeklinde savunma yaptılar. Tetikçi ve azmettiricinin savunması “MHP ve Süleyman Soylu’ya yakınlığıyla bilinen medya” tarafından desteklendi. “Tetikçilerle ortak hareket ediyor” izlenimi veren bu kişiler; Sinan Ateş’in yanındaki Selman Bozkurt ve Ahmet Keçik’in kullandığı silahlarla Ateş’in vurulduğunu iddia etti. Hatta, Bozkurt’un ve Keçik’in cinayet sonrasında teslim ettiği silahların aslında değiştirilmiş olduğunu, böylece cinayetin gerçekleştiği silahın gizlendiğini öne sürdüler.
Sinan Ateş’in aylarca takip edilmesini, olay yerine sanık polisler tarafından getirilmesini, katillerinin organize bir şekilde kaçırılmasını bir kenara bırakalım… Bu iddia doğru olabilir mi?
Tetikçi ayağına ateş ederken, yanındaki arkadaşları Ateş’i öldürmek için ateş etmiş olabilir mi?
Bu sorunun yanıtı dava dosyasında var.
Şöyle anlatalım…
Sinan Ateş’in katledildiği yerde 3 silah kullanıldı. Biri tetikçi Eray Özyağcı’nın kullandığı silah, diğer ikisi Ateş’in arkadaşlarının Özyağcı’ya karşılık verdikleri silahlar. Tetikçi cinayet sonrasında kullandığı silahı yok etti. İfadesinde silahı sakladığını ve yerini de hatırlamadığını ileri sürdü.
Öte yandan Kriminal Polis Laboratuvarı, Ateş’in arkadaşlarının karşılık verdiği diğer iki silahı inceledi. Biri Canik marka, diğeri el yapısı üzerinde LLLCCCSSSLLLCC ibareleri bulunan silahtı. Her iki silah da 9×19 mm çap ve tipinde fişek kullanıyordu. Bunun yanısıra polisin elinde Sinan Ateş’in vücudundan çıkan 5 merminin parçaları vardı. Yani Ateş’in bedenine dördü öldürücü 5 mermi isabet etmişti. Ayrıca 12 adet de Ateş’in vücudu dışında yer alan fişek bulunuyordu.
Sonuçta, olay yerinde 5’i Sinan Ateş’e isabet etmiş, 12’si dışında kalmış 17 mermi ve kullanılan 3 silah söz konusuydu.
Laboratuvarda yapılan incelemede Ateş’in vücudundan çıkan 5 merminin, Ateş’in arkadaşlarının teslim ettiği silahlardan çıkmadığı tespit edildi.
Ama bu kadar değil…
En önemlisi tetikçilerin iddiasını çürüten kısmı…
Aynı incelemede olay yerinde bulunan 5 adet kovanın Canik marka silahtan, 2 adet kovanın ise el yapımı üzerinde LLLCCCSSSLLLCC yazan silahtan çıktığı tespit edildi.
Kısacası…
Laboratuvar raporuna göre Sinan Ateş’in arkadaşlarının getirdiği iki silah değiştirilmemişti. Olay yerinde kullanılan silahlardı. Toplam 7 adet kovan bu silahlardan çıkmıştı. Ancak Sinan Ateş’in bedeninden çıkan 5 mermi izi bunlara ait değildi. Üçüncü bir silahtan çıkmıştı. Haliyle bu durum, arkadaşlarının değil tetikçinin silahından çıkan kurşunla Ateş’in vurulduğunu gösteriyordu. Ancak o cinayet silahının yerini tetikçi “hatırlamıyorum” diyerek söylemiyordu. Sadece bu kadar da değil…
Sinan Ateş’in otopsi raporu da Ateş’in yanından değil karşıdan vurulduğunu doğruluyor. Zira kafasından giren mermi çenesinin altından çıkıyor, ön tarafından giren kurşun sırtından çıkıyor.
Keza olay anının görüntüleri izlendiğinde…
Tetikçinin ateş ettiği, sonrasında Ateş’in düştüğü, devamında tetikçinin karşıdan ateş etmeye devam ettiği… Selman Bozkurt’un sola, Ahmet Keçik’in sağa kaçtığı, Keçik’in gelip yerdeki Ateş’in silahını alıp tetikçiye doğru ateş ettiği görülüyordu.
Bugüne kadar verdikleri bütün ifadeleri inkar ederek, organize şekilde “biz ayağına ateş ettik, Ateş’i asıl arkadaşları vurdu” savunmasının, dışarıda birileri tarafından da kamuoyu algısına dönüştürülmeye çalışıldığı anlaşılıyor. Acaba bir kısım medya da cinayet hesaplaşması yapanların parçası mı? Kuşku yok ki, bunu zaman gösterecek!”
TELE1’den Barış Önal’a konuşan Ayşe Ateş, Oda TV’nin haberinin tamamen yalan olduğunu söyleyerek,”Sinan Ateş’in yanındaki iki arkadaşının silahından çıkan kurşunla öldürüldüğü iddialarını yalanladı. Ateş “Haber tamamen yalan. Yeni bir tiyatro oynuyorlar”dedi. İddianamede de böyle bir kurşundan bahsedilmediğini belirten Ateş “Hepsi ifadelerini değiştirdi. Yeni bir kurgu yapıyorlar” diye konuştu.
TELE1 de uzman raporuna ulaştı. Raporda da “İncelene konusu 9mm çapında bir(1) adet mermi çekirdeği, beş(5) adet mermi çekirdeği gömlek parçası ve uç(3) adet mermi çekirdeği nüvesi bulgular Silahı Tespit Edilemeyen Olaylar Arşivımız Kod No. 12934, sırasına eklenmiş olup diğer bulgular iade edilmiştir NOT2: JGNK ve EGM arasında imzalanan ve 01.02.2019 tarihinde İçişleri Bakanlığı oluru ile onaylanan protokol neticesinde 29.10.2020 tarihinde JGNK ve EGM Balistik veri bankalarının entegrasyonu tamamlanmış ve tüm Türkiye geneli (Jandarma/Polis) için tek bir balistik veri bankası oluşturulmuştur. Laboratuvarımıza gönderilen inceleme konusu silahların arşiv araştırması BALISTIKA Sistemi vasıtasıyla yapılmıştır” ifadeleri yer alıyor.